Çiftçinin 35 yıllık isteği
Edirne Ziraat Odası Başkanlığı ve Lalapaşa İlçe Ziraat Odası Başkanlığı'nın işbirliğinde düzenlenen toplantıda Lalapaşa ilçesine bağlı Çömlekköy Muhtarlığı tarafından 35 yıl önce dilekçe ile başvurusu gerçekleştirilen ve ihalesi yapılmasına rağmen iptal edilerek hayata geçirilemeyen Çömlekköy Barajı gündeme getirildi. Toplantıda 11 köyde 56 bin dönümlük arazide sulama yapılmasını sağlayacak projenin bir önce hayata geçirilmesi istenirken bölgede kurak geçen yıllarda 1 dönümde 50 ile 80 kilo arasında ayçiçeği verimi alındığını açıklayan Arabacı barajın yapılması halinde çiftçilerin bir dönümden en az 350-400 kilo ayçiçeği alma şansı olduğunu söyledi.
Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, Lalapaşa Ziraat Odası Başkanı Taner Öztürk, DSİ Bölge emekli Müdür Yardımcısı Makine Yüksek Mühendisi Hüseyin Erkin ve Denizbank Lalapaşa Şube Müdürü İsmail Bilen, köy muhtarlarının katılımıyla düzenledikleri toplantıda Edirne'nin Lalapaşa ilçesine bağlı Çömlekköy'de 35 yıl önce yapılması için dilekçe verilen Çömlekköy Barajı'nın yapımını gündeme getirmek amacıyla toplantı düzenlediler.
Edirne
Kent Ormanı Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen toplantıya Hasanağa Köyü Muhtarı
Mehmet Üstün, Suakacağı Köyü Muhtarı Cemali Öztürk, Çömlekköy Muhtarı Feridun
Öztürk, Korucu Köyü Muhtarı Seyfi Uz, Büyükdöllük Köyü Muhtar Vekili Ahmet
Özgan, Muratçalı Köyü Muhtarı Abdi Zamacı, Hatipköy Muhtarı Fatih Kıyga,
Yolüstü Köyü Muhtarı Ahmet Bolu, Avarız Köyü Muhtarı Ender Sar ve Değirmenyeni
Köyü Muhtarı Salim Gençalp de katıldılar.
Toplantının
açılış konuşmasını gerçekleştiren Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı,
Çömlekköy Barajı'nın, sürdürülebilir tarımın devam etmesi amacıyla bir an önce
yapımının başlaması gerektiğini söylerken; 'Biz artık emek verelim, '˜Allah
verirse olur' demeyelim ve bölgemizde şu anda baraj bittiği anda 56 bin dönüm
arazi, sulanabilir tarım arazisi olacaktır. Bunun 20 bin dönümü açık kanal
sistemi, 36 bin dönümü de kapalı sistem basınçlı sulama sistemi ile olacaktır.
11 tane köyümüz, bu baraj bittiğinde sulanabilir alan içine alınacak. Barajın
yapılması için Çömlekköy muhtarımız 35 yıl önce dilekçe verdi. Fakat bugüne
kadar Suakacağı Barajı'nın yapılma çalışmaları olması nedeniyle hep ertelendi.
Suakacağı Barajı'nın da olma ihtimali artık yok gibi. Biz de B Planı olarak
Çömlekköy Barajı'nın gündeme gelip bir an önce yapılmasını istiyoruz. Sadece
yağmur yağınca iyi verim alma değil, devamlı iyi verim alan ve arazimizi
sulayan olmak istiyoruz' ifadelerine yer verdi.
Çömlekköy Barajı projesi içerisinde
bulunan bölgede kurak geçen yıllarda 1 dönümde 50 ile 80 kilo arasında ayçiçeği
verimi alındığını açıklayan Arabacı; 'Bu baraj yapıldığında, arazimizi sulamaya
başladığımızdan itibaren en az 350-400 kilo ayçiçeği alma şansımız var. O
yüzden bu barajın bir an önce yapılmasını ve sürdürülebilir tarımın devam
etmesi için bölge çiftçilerimiz olarak bir araya geldik. Bu barajın yapılmasını
ve çiftçilerimizin daha rahat çalışmasını istiyoruz. Bölgemizde kuru tarım
olduğu için birçok arkadaşımız hayvancılık yapıyor. Hayvancılık yaparken
yoncasını, silajlık mısır ekmesi gerekiyor. Fakat sulanabilir arazimiz olmadığı
için bu konuda mağdur oluyor ve satın almak zorunda kalıyor. Bu da maliyetleri
artırıyor. Bu baraj bittiği takdirde her bölgede sulanabilir tarım
uygulayacağız ve kendi arpamızı, onu biçtikten sonra da yerine silajlık
mısırımızı, yem bitkilerimizi ekerek sürdürülebilirliğini devam ettireceğiz'
dedi.
'100 bin dönümlük verim alabiliriz'
Arabacı'nın
konuşmasının ardından toplantıda bir konuşma ya Lalapaşa Ziraat Odası Başkanı
Taner Öztürk yaptı. Öztürk, konuşmasında Çömlekköy Barajı Projesi'nin 1979
yılında planlandığına dikkat çekerken; 'Önümüzde bugüne kadar çeşitli
aşamalardan geçen, ayrıca ihalesi yapılan ve iptal edilen bir baraj var. Bu
arazinin en büyük özelliği çok verimli bir arazi olmasıdır. Baraja yatırılan
para, çok kısa bir süre sonra geri dönüşüm sağlayacağını göreceksiniz. Türkiye'nin
en büyük eksiği olan yağlık ayçiçeği ve pirinç tarımına çok elverişlidir.
Sulama ve ikinci ürün ile 56 bin dönüm araziden, 100 bin dönüm arazi kadar
verim alma şansımız var. Bunun için bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu
proje, sahipsiz bir projedir. Sadece DSİ'deki genel müdür ve müdürlerin
gayretleriyle bugünlere kadar gelmiş bir projedir. Bugün Türk tarımının
sorunlarını ve şehirdeki insanlara yansımalarını pahalılık, ithal ürünlerle
görüyoruz. Tarlaları çoğaltma şansımız yok, böyle projelerle ürün artırma
şansımız var' sözlerine yer verdi.
'DSİ'nin Edirne'ye katkısı umulan kadar değil'
Öztürk'ün
konuşmasının ardından toplantıdaki son konuşmayı ise DSİ Bölge emekli Müdür
Yardımcısı Makine Yüksek Mühendisi Hüseyin Erkin yaptı. Erkin, Edirne'de tarımın
önemini vurgularken; 'Edirne'nin tarım kültürü çok zengindir. Ama ne yazık ki
genel anlamda baktığımızda 65 yaşındaki DSİ Bölge Müdürlüğü'nün Edirne'ye
vermiş olduğu katkı umulan kadar değil. Bunun birtakım sebepleri de var. Siyasi
ve bürokratik zaafiyet, sulama konusunda arzunun olmaması gibi çeşitli nedenler
sayılabilir. Ama artık tren kaçıyor. Biz, bu nimetlerden oldukça fazla
yararlanabilme imkânına sahip olmalıyız. Çömlekköy Barajı'nın handikapı,
Suakacağı Barajı'nın zaman zaman gündeme getirilerek, siyaseten kullanılması
dolayısıyla proje rafa kaldırıldı. Aslında projenin geçmişine baktığımızda,
yapılan planlama çalışmalarında Gölbaba Projesi ve Çömlekköy Projesi birlikte
başlamıştır. Bunun içerisinde Suakacağı Projesi de var. Projenin ismini, Tunca
Projesi olarak koymuştur. Daha sonra Suakacağı Projesi sık sık gündeme geldi'
dedi.
'50 bin TL'lik projedir'
Erkin,
Tunca Projesi'nin çalışmalarının 1960'lı yıllarda başlatıldığını açıklarken; 'Fakat
Suakacağı Barajı'nın bir handikapı var. Barajın gövdesi bizim sınırımızda ama
su havzası Bulgaristan'da kaldığı için Bulgaristan ile görüşmeler yapılmasına
rağmen bu proje sürüncemeye kaldı. Hatta 2004 yılından sonra mevcut
hükümetimizin Suakacağı Barajı'na daha fazla zaman ayrılarak uğraşı yapıldı. O
sırada planlaması bitmiş, yatırım programına teklif ettiğimiz Çömlekköy Projesi
rafa kaldırıldı. Ama maalesef 2015 yılına kadar bu devam etti. 2015'te de Sayın
Bakanımız, Suakacağı Barajı'nın ümitsiz konuma geldiğini ve B Planı olarak
Çömlekköy'ü tekrar ele almamız gerektiğini açıkladı. Bu konuyla ilgili bir
çalışma başlatıldı ve 2017 yılının sonuna doğru ihalesi yapıldı. Ama ihale
birtakım sebeplerden dolayı iptal edildi. Şu anda yatırım programında mevcut ve
2019 yatırım programında da 50 bin TL'si olan bir projedir. Her an ihale
edilebilme imkânına sahiptir. Ziraat Odası başkanlarımızın bu girişimiyle de
hemen ihale edilebilmesi mümkündür' ifadelerine yer verdi.
'Enerjisi rüzgâr santrali ile sağlanacaktı'
Çömlekköy
Barajı projesine katkı sağlanması amacıyla 2000'li yılların sonunda Uzunbayır
ve Dombay Köyü'nün yüksek kesimlerinde rüzgâr ölçümü yapıldığını açıklayan
Erkin; '12 Megawatt'lık rüzgâr potansiyeli var. Çömlekköy Barajı, Tunca
Nehri'nden Çömlekköy-Çobandere üzerinde baraj havzasına su transferi yapılacak.
Bu pompaların enerjisi de rüzgâr santrali ile sağlanacaktı. Dolayısıyla daha
ekonomik, ucuz bir sulama sistemi mevcuttur. Edirne'nin su imkânı çok fazladır.
Meriç, Arda ve Tunca nehirlerinin toplam debisi yıllık 6 milyar metreküpün
üzerindedir. Biz, bu debiden halk sulamaları ve diğer sulamalar dâhil 1 milyar
metreküpünü kullanabiliyoruz. Edirne'nin tarımsal anlamda sulanabilir
arazilerinin topografyası da çok uygun değil. Biraz yüksekliğimiz var ve
dolayısıyla bunu ancak pompa enerjisiyle sunma imkânımız var. Sulamalar için
kendi cazibe sulamaları oranımız az. Yaklaşık 4 milyon 180 bin dönümlük
sulanabilir arazimizin şu anda 1 milyon 180 bin dönümünü sulayabiliyoruz. Bunun
800 bin dönümlük kısmı şu anda DSİ'nin sulamaya imkân yarattığı arazidir. 300
bin dönümlük kısmı da halk sulaması olarak vatandaşlarımızın kendi imkânlarıyla
yaptığı sulamalardır. DSİ sulamalarımıza baktığımızda 800 bin dönümün de ne
yazık ki şu anda ancak 550 bin dönümü sulanabiliyor. Bunların içerisinde
Süloğlu Barajı'nı örnek verebiliriz. Şu anda atıl durumda ve birçok barajın
sulaması yapılamıyor. Kadıköy sulamasının sulamaları harap olmuş. Çiftçilere
yapılamayan sulamalar var' dedi.
'400 milyon TL'lik gelir sağlayacaktı'
Edirne'nin
tarımsal sulamada, sulama imkânı olan illere göre geride kaldığını söyleyen
Erkin; 'Şu anda hiçbir siyaset kurumunun, bürokratın tarımsal sulamalarla
ilgisi yok. Hamzadere, Çakmakköy gibi büyük projeler var ama şu anda unutuldu
ve konuşulmuyor. Biz, bunları takip edip hayata geçirmemiz gerekiyor.
Edirne'nin ana ekonomi kaynağı tarımsal üretim ve endüstriyel tarımdır. Bunu
tamamlayıcı sanayi tesislerimiz de gelecektir. Ama öncelikle tarımsal şansımızı
kullanmamız gerekiyor. Bu proje, güzel bir projedir. Eğer proje 2003 yılında
ihale edilebilseydi, 3-4 yılı da projenin bitmesi olarak kabul edersek, 13
yıllık getirisine baktığımızda 1 dekardan 400 kilo ayçiçeği aldığımızda ve
getirisini ortaya koyduğumuzda; bu proje 13 yılda çiftçiye yaklaşık 400 milyon
TL'lik bir gelir sağlayacaktı. Projeden bin hane yararlanacaktı. Şu anda her
bir hanenin 40 bin TL'lik gelir kaybı söz konusudur. Bu projenin mutlaka hayata
geçirilmesi gerekiyor. Enerji temini anlamında da örnek bir proje olacaktır'
sözlerine yer verdi. Konuşmaların ardından Arabacı, Öztürk ve Erkin,
katılımcıların sorularını yanıtlarken; toplantı sona erdi.