Bilime tiyatrolu sunum
Trakya Üniversitesi Fiziksel Aktivite ve Sağlık Topluluğu'nun düzenlediği 2'nci Ulusal Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Öğrenci Kongresi'ne katılan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Öğretim Görevlisi, tiyato sanatçısı, kareograf, Feldenkrais Metodu uygulayıcısı Yeşim Alıç, bilim ve sanatı bir araya getirerek sahnelediği tiyatro oyunu ile katılımcılara unutulmayacak bir performans sergiledi. Katılımcılar tarafından ayakta alkışlanan Alıç, fizyoterapist adaylarına Feldenkrais Metodu ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Trakya Üniversitesi Fiziksel Aktivite ve Sağlık Topluluğu, Ulusal Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Öğrenci Kongresi'nin ikincisini gerçekleştirdi. Balkan Kongre Merkezi'nde '˜Her Yönüyle Hareket' konusunda düzenlenen kongreye Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sevgi Özdinç, Fiziksel Aktivite ve Sağlık Topluluğu Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Gülnur Öztürk, Kongre Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilal Keklicek, Fiziksel Aktivite ve Sağlık Topluluğu Başkanı ve Kongre Başkanı Burcu Efe, akademisyenler ve öğrenciler katıldılar.
Bilimsel
ve teknolojik değişikliklerle birlikte fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında
hareket üzerinde patolojik durumları anlatmak, ilginç vaka örneklerini
paylaşmak, öğrencilerin mesleki anlamda gelişmelerine katkıda bulunmak ve
fizyoterapist adaylarını deneyimli öğretim görevlileri ile buluşturmak amacıyla
düzenlenen kongre, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,
silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve
İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı.
Trakya
Üniversitesi tanıtım filminin de gösterildiği kongrenin açılış konuşmasını Fiziksel
Aktivite ve Sağlık Topluluğu Başkanı ve Kongre Başkanı Burcu Efe yaptı. Efe,
konuşmasında kongrenin, katılımcı öğrencilerin mesleki yaşantılarına ışık
tutması ve yön vermesini dileyerek; 'Akademik bilgiyi, biz öğrencilerin
katılımıyla daha ileriye taşımak amacıyla bu kongreyi hazırlamaktan gurur
duyuyoruz' ifadelerine yer verdi. Efe, konuşmasında tüm katılımcılara ve
kongrenin düzenlenmesinde destek verenlere teşekkür etti. Efe'nin konuşmasının
ardından kongrede bir konuşma da Kongre Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hilal
Keklicek yaptı. Keklicek, konuşmasında kongrenin katılımcılar için önemini
vurgulayarak; 'Öğrencilik yaşamınızda bile mesleğinizdeki gelişmelere bu kadar
ilgi duymanız, bununla ilgili organizasyonları yapmaya çalışmanız ve bunları çok
güzel bir şekilde yürütmeniz; bizlere çok mutluluk veriyor ve mesleğimizin
geleceği ile ilgili birçok umudu kalbimizde doğuruyor' dedi.
Bando ve Ciğer Festivali'ni hatırlattı
Keklicek'in
konuşmasının ardından kongrede bir konuşma da Fiziksel Aktivite ve Sağlık
Topluluğu Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Gülnur Öztürk yaptı. Öztürk,
konuşmasında öğrencilerin, meslekleri için kongre düzenlemeleri nedeniyle mutlu
olduğunu belirterek; 'Çünkü buradaki herkes, bireysel olarak kendini donatmak
ve yeni bilgilerle buradan ayrılmak için kongreye katıldı. Çok güzel ve
başarılı bir kongre olması dileğiyle' sözlerine yer verdi. Öztürk'ün
konuşmasının ardından kongrede katılımcılara seslenen Fizyoterapi ve
Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sevgi Özdinç, kongrenin
hazırlanmasında büyük bir emek olduğunu söyleyerek; 'Biz, ekip çalışmasını daha
birinci sınıftan itibaren vurgularız ve çok güzel bir ekip çalışmasıyla bugüne
eriştik. Bu kongre, güzel işbirlikleriyle olabilirdi' dedi. Özdinç,
konuşmasında kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara
teşekkür ederken; katılımcılara, Edirne Belediyesi tarafından bu yıl 26-28
Nisan tarihleri arasında 9'uncusu düzenlenen Bando ve Ciğer Festivali'ni de
hatırlattı.
'55 öğrencinin katkısı var'
Özdinç'in
konuşmasının ardından kongrede bir konuşma da Trakya Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ yaptı. Üstündağ,
konuşmasında kongrenin düzenlenmesine 55 öğrencinin katkı verdiğini
açıklayarak; 'Bu öğrencilerimizin 7 tanesi de değişik ülkelerden gelerek
fakültemizde eğitimi tercih eden öğrencilerimizdir. Çok büyük bir emek ve
çabayla bu kongreyi organize ettiler. Fotoğraflarını, girişte bizi karşılayan
ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün portresinde görebileceğimiz bu arkadaşlarımızı,
bilimsel aşkları, kaynaşmışlıkları ve organizasyon yetenekleri dolayısıyla
tebrik ediyor ve teşekkürlerimi sunuyorum' ifadelerine yer verdi.
Kongrenin öğrencilere yararlarını açıkladı
Üstündağ,
öğrencilerin organize ettiği ve katıldığı toplantıların çok önemli olduğunu
söyleyerek; 'Bu toplantılar sayesinde ülkemizin dört bir yanından gelerek gerek
ülkemizde, gerek yurt dışında edindikleri tecrübeleri sizlerle paylaşacak olan
bilim insanlarından en güncel bilgileri alma imkânı bulacaksınız. Ayrıca bu
kongrelere katılmak suretiyle bilimsel alanlarda kendinizi açıkça ifade
edebilme, fikirlerinizi savunabilme yeteneklerinizi geliştireceksiniz.
Türkiye'nin dört bir tarafından gelmiş, çok yakın bir zamanda meslek hayatına
atılacak ve aramıza katılacak arkadaşlar olarak birbirinizle tanışma, bu sayede
meslek yaşamınıza başladığınızda işbirlikleri ve dayanışmayı geliştirmeyi imkânı
bulacaksınız. Ayrıca kongrelerin düzenlenmesine katkıda bulunarak liderlik
yeteneklerinizi geliştireceksiniz. Bu kongremizin bilimsel içeriğinin, tüm bu
çıktılara ulaşmanıza katkı sağlayacağını biliyorum' dedi.
'Diyabet, 10 senede bir 2 katına çıkıyor'
Hareket
etmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Üstündağ; 'Maalesef ülkemizde kronik
hastalıklar çığ gibi artıyor. Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, 18 yaşın
üzerindeki 100 kişiyi çevirdiğinizde 30'dan fazlasının hipertansif olduğunu
göreceksiniz. Benzer durum diyabette de var. Türkiye'de diyabet, her 10 senede
bir ikiye katlanıyor. Obezite çığ gibi artıyor. Tüm bu hastalıklar hareketle
ilişkilidir. Toplantıda hareketi anatomisiyle, fizyolojisiyle ve ortaya çıkan
patolojilerle birlikte değerlendireceğiz ama bu kongrenin sağlayacağı
farkındalığın toplum geneline yayılmasıyla kronik hastalıkların önlenmesine de
önemli katkıda bulunacağı görüşündeyim' sözlerine yer verdi.
Alıç'ın oyunu ayakta alkışlandı
Üstündağ'ın
konuşmasının ardından kongrede, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Tiyatro Bölümü Öğretim Görevlisi, tiyato sanatçısı, kareograf, feldenkrais
metodu uygulayıcısı Yeşim Alıç, hayatını fizyoterapist olabilmeye adayan ve
kardeşindeki serebral palsi (Beyin Felci) sorun nedeniyle yoğun çabaları
sonucunda kendisinin de beyin hastalığı geçirdiği bir kadın karakterin hayatını
canlandırdığı tiyatro oyunu ile sahne aldı. Alıç, oyununda, hastalıkları
akademik bir dil ile anlatırken; gerçekleştirdiği kareografi ile de özel bir
sunum yaptı. Sahnede bilim ile sanatı özel bir tiyatro oyunuyla birleştiren
Alıç, oyunun sonunda katılımcılar tarafından ayakta alkışlandı. Alıç'a tiyatro
oyunu nedeniyle plaket takdim edilirken; Alıç, tiyatro oyunu ile ilgili
açıklamalarda bulundu.
'Şaka ile başladı'
Alıç,
tiyatro teklifinin Dr. Öğr. Üyesi Gülnur Öztürk tarafından yapıldığını
açıklayarak; 'Sevgili arkadaşım Gülnur Öztürk, böyle bir teklifte bulunduğu
zaman, ortada böyle bir şey asla yoktu. Düşüncede de yoktu. Daha sonra konuşma
yapmak üzere kongreye katılmam konusunda anlaştık. Daha sonra Fiziksel Aktivite
ve Sağlık Topluluğu Başkanı ve Kongre Başkanı Burcu Efe, beni aradı ve 28
Nisan'da feldenkrais metodu atölyesi yapmayı planladık. Fakat başka bir şey
ortaya çıktı ve atölyemi 27 Nisan'a almak istedim. Burcu Efe ise kongrenin
açılış konuşmasını yapmamı teklif etti. Ben de bu teklifine karşılık; '˜Ben
hareketle ilgileniyorum, sanatçılarla çalışıyorum ama fizyoterapi konusunda
haddimi bileyim. Oldu olacak ben, size o zaman bir gösteri yapayım, içinde dans
falan da olsun' dedim. Şaka yapıyordum ama her şey bir şaka ile başladı.
Olasılıkları düşündüm, olabileceğine karar verdim. İki öğrencimin de her
şeylerini ortaya koymasıyla oyun ortaya çıktı. Bu hikâyeyi biz yazdık. Fakat
oyundaki felçli kadının hikâyesi, gerçek bir hikâyedir. Sadece ben
fizyoterapist yaptım. Kadın aslında nöroanatomist ve adı Jill Bolte Taylor.
İnanılmaz bir hikâyesi var. Hiç sonuçla ilgilenmedik, hep süreçle ilgilendik.
Elbette bir iskeletimiz, bir hedefimiz vardı ama yolculuk, bulunduğunuz yerden
başlıyor' dedi.
'Metot, hareket yoluyla bedensel farkındalık'
İstanbul
Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'ndeki derslerinde de beden
ile uğraştığını söyleyen Alıç; 'Ama işim sadece dans etmek değil, benim işim
aslında dans değil. Benim işim hareketin içine girme, bedeni anlama ve tanıma,
bedenin nereden nereye gittiğini ve olasıklarını görmek. Merakımı hiç
bırakmadığım için 25 yıldır konservatuvarda hocalık yapıyorum. Bunun yaklaşık
15'inci yılında Viyana'da feldenkrais metodu diye bir şey ile karşılaştım. Bu metot,
hareket yoluyla bedensel farkındalıktır. Çok ilgimi çekti. Önce bir atölye
çalışmasına katılmaya karar verirken, kendimi eğitim programında buldum. 1
aylığına gittiğimi sanıyordum ama program 4 yıllıkmış. Sonucunda 4 yılı
bitirdim' ifadelerine yer verdi.
'Kendinize merak hediye edin'
Alıç,
Trakya Üniversitesi'nde ileriki bir tarihte Feldenkreis Metodu ile ilgili sunum
yapma sözü vererek; 'Daha sonra sizlere feldenkrais metodu ile ilgili bir sunum
yapmak ve tanıtmak istiyorum ama kısaca anlatmam gerekirse; bir farkındalık
metodu ama maalesef her şeyin içinin çok boşaltıldığı günümüzde, farkındalık
sadece bedenle bir şeyler yapmak değil. Farkındalık; hissetmek, algılamak,
dönüşümü sağlayabilmek, deneyimlemek, deneyimlediğinden ne anladığını hem
dikeyde, hem de yatayda anlamaktır. Feldenkrais metodu, benim hayatımda da,
yaptıklarım üzerine yeni bir bakış açısı sağladı. Az önce seyrettiğiniz bedende
3 tane fıtık var ve bunun için bir ameliyat geçirmedim. Herhangi bir tedavi
uygulanmıyor çünkü ihtiyaç duyulmuyor. Çünkü ben, bedene organizasyon olarak
bakıyorum. Beden, kocaman bir rezidans ve bir sürü komşular var. Komşulardan
bazıları birbiriyle çalışmıyorsa, orada zaten kopukluk başlar. Sizin de peşinde
olduğunuz bir tek kas mı? O kasla ilişkili olan yerler nasıl çalışacak,
ilişkiyi kuracak ve işlevsel fonksiyonunu sağlayacak? Asıl peşinde olduğumuz
galiba budur. Fikirlerinizi savunabilmek için hayata, bedene nasıl
bakıyorsunuz? Kaslara, ilişkilere nasıl bakıyoruz? Yol bulabiliyor muyuz? Çünkü
kişiden kişiye değişiyor. Benim ruh halim ile diğerinin aynı değil ama
hastalığımız aynı. Bu yüzden yaklaşımların farklı olması lazım. Hiçbirimiz aynı
değiliz; algılarımız aynı değil. Bedenin 2 çalışma sistemi vardır; biri iş,
biri evrenseldir. Hepimizin kolu, bacağı, kalbi, dalağı aynı yerde. Bir de
bireysel iş var; onlar da alışkanlıklardır. Ben bunun farkına varırsam ve
nasılının peşine düşersem ancak oradan bir şey elde edebilirsem fonksiyonları
tekrar bütünleyebilirim. Feldenkrais metodunun da ana cümlesi; hissetmek fark
etmek, hissetmek düşünmek ve dönüşmek. Bunun için farkındalığı kullanıyor.
Üzerine yazılmış bilimsel tezler de var. Beynin esnek olması lazım; açın,
genişleyin. Bir şeye odaklandığınız zaman sadece orayı görüyorsunuz. Diğer
ilişkileri bertaraf ettiğiniz zaman ne oluyor? Odaklanarak yürüdüğünüzde
nefesiniz sıkışır. Dikkati bir yere verirsen sıkışırsın. Ama odağınızı orada
tutarak geniş açılı baktığınız anda her şey değişmeye başlıyor. Kendinize merak
hediye edin. Kendinizi, işinizi, hayatı keşfetme merakı hediye edin' dedi.
Alıç'ın konuşmasının ardından kongrede ara verilirken; kongre, gün boyunca
gerçekleştirilen sunumlarla devam etti.