Bilim-Sinema ortaklığı
Trakya Üniversitesi Sinema Topluluğu, Trakya'nın en önemli bilim merkezlerinden biri olan Trakya Üniversitesi'nde düzenlediği farkı etkinliklerle dikkat çekmeye devam ediyor. TÜSİT, psikolojik drama türündeki '˜We need to talk about Kevin' adlı filmin gösterimini gerçekleştirirken, filmin ardından Psikiyatrist Uzm. Dr. Can Tutuğ, filmin Psikanalitik Film Okumasını gerçekleştirdi.
'˜Başka Sinema' ile ortak proje kapsamında düzenlediği film prömiyerleri ile adından söz ettiren Trakya Üniversitesi Sinema Topluluğu (TÜSİT), film gösterimlerinin yanı sıra film okuma etkinlikleriyle de dikkat çekiyor. TÜSİT, düzenlediği Psikanalitik Film Okuması etkinliğinde Lionel Shriver'in Nobel Ödüllü romanından Lynne Ramsay tarafından sinemaya uyarlanan '˜We need to talk about Kevin' ele alındı. Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Salonu'nda düzenlenen etkinlikte Psikiyatrist Uzm. Dr. Can Tutuğ, film gösteriminin ardından '˜We need to talk about Kevin' filminin psikanalitik okumasını gerçekleştirdi. Tilda Swinton ve Ezra Miller oyunculuk performanslarıyla dikkat çektiği psikolojik drama türündeki filmde iyi-kötü fenomenleri üzerine felsefi perspektifler sunulurken; ebeveyn - çocuk ilişkisinin bir sonuçlarına dikkat çekiliyor. Ebeveynlik, çocuk sahibi olma, sevme, sevilme, psikoloji, sosyal psikoloji, sorumluluk, kardeş ilişkisi, anne-baba ilişkisi, aile olmanın sorumluluklarının sorgulandığı filmde kullanılan renkler ve müzikler de izleyiciden tam not almayı başarıyor. Filmin gösteriminin ardından Psikiyatrist Uzm. Dr. Can Tutuğ, filmin okumasıyla ilgili yaptığı konuşmada; 'Başladığı gibi biten bir film izledik. Parçalı kurguda herhangi bir zaman algısı oluşturmamaya çalışmışlar ama oluşturmak istiyorsanız Tilda Swinton'ın saçının uzunluğundan kavrayabiliyorsunuz. Son dönemde hayatta değer verdiği pek çok şeyi kaybettiğine inanmış hali, kendi aile düzenini kuran, evlenen, ilk çocuğunu ve bir süre sonra ikinci çocuğunu dünyaya getiren, biraz daha yaşama tutunmaya çalışan ve hepinizin yaşadığı gibi bu savaşın içinde yer alan hali ile filmin başındaki halini görüyorsunuz' ifadelerine yer verdi.
'Sosyal uyumsuzluk gösteriliyor'
Filmin başlangıcında bir pencereden başlandığını söyleyen Tutuğ; 'Pencerenin altında Domates Festivali vardı. İnsanlar birbirine domates atıyor, her taraf tamamen dağılmış ve batmış haldeydi. Filmin bitişi de aynı şekildeydi. ABD'de okul katliamları, özellikle son birkaç ayda yeniden gündeme geldi. Ama 1999'da, 2005'te, 2010'da da vardı ve halen var. Okul katliamlarında genellikle kesici, delici alet pek kullanılmaz. Bunu planlayanlar genelde küçük bir uzi ya da birkaç kişi planlı olarak yapmışlarsa ağır makinalılar ile okul katliamları işliyorlar. Ama filmde bu kanlı, canlı var. Çiğ gösteriyor. Başlangıçtaki domates sahneleri, genç oyuncunun yediği besinlerdeki çiğneme hissi ya da evinin üzerine kırmızı boya atılması ve temizlememesi bütün bunlar aslında daha vahşi ve yalın bir katliamdan bahsediyor. Filmde bize sürekli dışarıya doğru, bölüm bölüm ilerleyen bir sosyal uyumsuzluk gösteriliyor' dedi.
'Anne ile iletişimi nefret'
Filmdeki Kevin karakterine dikkat çeken Tutuğ; 'Kevin'in tutumu sanki aile yapısına karşı çıkmak ya da anneden nefret etmek, anneye olan nefretini sergilemek gibi duruyor ama son sahneye baktığınızda annesi ona sarıldığında elleri kelepçeliydi. Sarılmadı ama yöneldi. Bu aslında şunu açıklıyor; Kevin, iletişim konusunda anneye ve topluma karşı sıkıntı çeken bir çocuk. Aslında topluma karşı biraz daha az dürüstlük dozunda kendini olmak istediği gibi gösteren bir genç. Makyajını yapıyor; düzgün, sakin, iletişim kurallarında saygılı, uyumlu bir birey. Ama özünde olduğu ya da olmak istediğini yansıttığı kişi annesi. Çünkü nefreti de anne ile olan iletişim gibi görüyor' sözlerine yer verdi.
'Kabullenmek öfke yaratıyor'
Filmde Eva'nın Kevin'den kendisine '˜anne' demesini istediğini belirten Tutuğ; 'Kevin '˜hayır' diyor. Tekrar telkinde bulunuyor ve Kevin yine '˜hayır' diyor. '˜Hayır' burada aslında anne yerine konabilir. Çünkü en azından bir iletişim var. Birbirimizle iletişim kurduğumuz zaman iyi ya da kötü bir geri bildirim almak bizi motive edecektir. Bir insanla konuşurken anlaşmazlığa düştüğümüzde, anlaşmazlığı dile getirmek bizi daha medeni, konuşulan ve bir yola çıkılabilen, çıkmak için bir yol bulabilen ve o yolu bulabilmek için çeşitli süreçleri deneyebilen bir birey haline getirecektir. Felsefenin amacının doğru soruyu bulmak için doğru sorular türetmek olması gibi. Ama annesi bu durumda tatmin olmuyor ve aradığı şey aslında kendisiyle iletişim kurulmasından öte daha öncesinde seyahat yazılarındaki özgürlüğünü yakalayamayacağını kabullenmeye çalışıyor. Kabullenmek onda öfke yaratıyor' dedi.
'Anne, ikili çıkmaz oluşturuyor'
Psikiyatride ve temel psikolojide ani yaşam görüntülerine karşı belli savunma düzenekleri ile belli yanıtlar verdiklerini söyleyen Tutuğ; 'Örneğin; bir kişiye çok kötü bir haber verdiğinizde önce bir şok evresi yaşayacaktır. Kevin, arkadaşlarını okulda ok ile vurduğu zaman, arkadaşlarının aileleri okulun spor salonunun kapısından girilen o sahnede, şok içerisinde bağırıyorlar. Bunu yapanın Kevin olduğu belli. Çünkü gururlu ve görevimi yaptım edasıyla çıkıyor ve gururlu bir tutuklanma yaşıyor. Ama annesinin şok hissi aynı değil. Annesi çok sakin ya da şoku dışarıya bir öfke olarak yansıtmıyor. Tıpkı Kevin ile yaşadıkları uyuşmazlıkları, anlaşmazlıkları ona salt öfke ya da bir cezalandırıcılık şeklinde değil; ya salt şiddet olarak ya da bunu baba tarafına yönlendirerek vermesi gibi. Anne burada ikili çıkmaz, açmaz oluşturuyor. Bu akut şok tepkisinden sonra bir öfkelenme dönemi gözlenir. Bu öfkenin ardından depresyon ve kabullenme gelir. Biz, kabullenmeyi Eva'nın katliamın yaşandığı muhitte yaşamasında görüyoruz. Artık mimlenmiş, toplum tarafından dışlanmış, hor görülmüş bir birey. Sokakta insanlar ona tokat atıyor. Kevin'in suçu olmadığını, kendi suçu olduğunu söylüyor. Demek ki kadın, çok uzun bir zaman sonra bu kabullenmeyi yaşamış' ifadelerine yer verdi.
'Anne ile iletişim için yapıyor'
Kevin'in filmde babasına sıcaklık gösterdiğini, kendi içinde beslediği tüm bastırılmışlığı, şiddeti, cinselliği yaşamaktan çekinmediği bir anne kavramı olduğuna dikkat çekerek; 'İki çatışma bir yerde olduğu zaman iki tane sonuç olacak. Ya kişi belli bir yapıda dış uyaranların farkına varacak ve rehabilite olmak isteyecek ya da belli bir içgüdüye sahip değilim ve sosyal işlevselliğim ya da iletişimin bozulacağı bir kırılma noktasına ihtiyacım vardır. Bazı insanlar bunu bağırış çağırış ile yaparlar. Kevin bunu çok daha tehlikeli ve kanlı bir metot ile yapıyor. Öncelikle kendi kız kardeşinin sağlığını bozuyor. Kevin bunları aslında anne ile iletişim kurmak için yapıyor. Kevin, olayların akışıyla beraber içindeki öfkenin aslında anne ile iletişim olup olamadığını tam olarak belirleyemiyor. Nasıl belirliyor? 16 yaşında cezaevine giriyor. 18 yaşına yaklaştığı zaman annesi olayın yıldönümünde onunla iletişim kurduğu zaman; '˜Bunun nedenini bildiğimi sanıyordum ama yanılmışım.' diyor. Orada her zamanki gibi gururlu değil' dedi. Tutuğ'un Psikanalitik Film Okumasının ardından katılımcılar da filmle ilgili düşüncelerini açıkladılar.
Bakmadan Geçme

Hayat Boyu Öğrenme Haftası’na Türkülerle renkli final

Dört ilçeye yeni kaymakam görevlendirmesi

“Hayat Boyu Öğrenme Haftası” etkinlikleri kurdele kesimiyle başladı

İba “Sahadaki mücadelemizi azimle sürdürmeye devam ediyoruz”

Avcı camiası yeni kararları değerlendirdi

Bir evin balkonunda çıkan yangın korkuttu