'Balkan Alimleri Buluşması-2' sona erdi

Edirne Valiliğinin ev sahipliğinde, Edirne Mimar Sinan Vakfı ile Balkan Şehirleri İşbirliği Platformu paydaşlığında kentteki bir otelde düzenlenen buluşmaya, Kuzey Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Sırbistan, Bosna-Hersek, Batı Trakya, Bulgaristan, Romanya, Slovenya, Karadağ, Hırvatistan ve Kırım'dan başmüftü, müftü ve alimler katıldı.

'Balkan Alimleri Buluşması-2' sona erdi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Buluşma sonunda hazırlanan sonuç bildirisi, İslam Alimleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu tarafından okundu.

Hacımüftüoğlu, toplantıda, Gazze’deki son durum başta olmak üzere din hizmetlerinden kültürel faaliyetlere, aile sorunlarından ümmetin birliğine birçok konuda fikir alışverişinde bulunulduğunu belirtti.

Gazze'deki soykırımın engellenmesi için özellikle İslam aleminin daha aktif olması gerektiğine vurgu yapan Hacımüftüoğlu, şunları kaydetti:

"Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde vurgulanan insan onuru, insan kardeşliği ve ayrım yapmaksızın her bir insanın hayat hakkının korunmasına dönük hükümlere rağmen söz konusu beyannameye imza atan egemen güçlerin de desteğiyle bütün insanlığın gözü önünde iki yılı aşkın süredir Gazze’de siyonist terör devleti İsrail soykırım yapmaktadır. Bu durum karşısında tüm insanlık özellikle de İslam dünyası soykırımın engellenmesi konusunda aktif olmalı ve sonuç alıcı çalışmalara ağırlık vermelidir.

Üye devletlerin, Birleşmiş Milletler ile işbirliği içinde, insan haklarının ve temel özgürlüklerin evrensel olarak saygı görmesini, gözetilmesini sağlamayı taahhüt etmelerine rağmen Gazze’de hiçbir ayırım yapmaksızın bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden nefes alan ne varsa hedef alan İsrail'e ses çıkarmayıp tam aksine destek vermeleri çifte standart içinde olduklarını göstermiştir."

- "ATEŞKESE RAĞMEN SOYKIRIMA DEVAM EDİYORLAR"

Hacımüftüoğlu, Gazze’deki vahşete dayalı soykırımın durdurulması ve insanlık onurunun kurtarılması için tüm insanlığın özellikle de Müslümanların sosyal, ekonomik ve politik açıdan harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi.

Son günlerde tüm dünyadan sivil bir vicdan hareketi olarak ortaya çıkan Küresel Sumud Filosu ve Gazze Özgürlük Filosu'na katılan sivil inisiyatifin eylemlerinin siyonistleri endişelendirdiğini ve onlar üzerinde etkili olduğunu aktaran Hacımüftüoğlu, ateşkese rağmen ürettikleri bahanelerle hala soykırıma devam eden siyonist rejimi durdurmak için bu ve benzeri eylemlerin artırılarak devam etmesi gerektiğini kaydetti.

- "AİLE YAPISI VE AHLAKİ DEĞERLER HEDEFTE"

Küresel güçlerin, siyaset, hukuk, ekonomi, kültür, medya ve eğitim yoluyla dayattığı cinsiyetsiz, milliyetsiz, dinsiz nesil projesi ile aile yapısını ve ahlaki değerleri hedef aldığının altını çizen Hacımüftüoğlu, "Aile, sadece hukuki bir sözleşme ile kurulan bir yapı değil aynı zamanda dini ve ahlaki bir kurumdur. Dolayısıyla aile yapısını güçlendirmek için maddi tedbirler kadar manevi dinamiklere de ağırlık verilmelidir. Din-hayat bağlantısını kurma çalışmalarında oryantalizmin dayattığı Batı merkezci düşünüş biçimi oluşturma hedefi konusunda dikkatli olunmalıdır. Aksi takdirde zihinlerin işgaline, özüne yabancılaşmaya, değer karmaşasına ve ümmetin ayrışmasına yol açan bir zemin oluşacaktır." diye konuştu.

Hacımüftüoğlu, İslam ümmetinin uzun zamandır etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden parçalanmaya çalışıldığını, İslam coğrafyasında bunun acı sonuçlarının yaşanmaya devam ettiğini belirtti.

- "ALİMLER AKTİF OLMALI"

Bu ciddi sorunların çözümüne katkı amacıyla İslam alimlerinin ve kanaat önderlerinin birlik ve beraberlik ruhuyla daha sık buluşmalarının büyük önem arz ettiğini vurgulayan Hacımüftüoğlu, şöyle tamamladı:

"Bu buluşmaların sonuç vermesi adına her kurum ve kuruluş üzerine düşeni yapmalıdır. İçinde yaşadığımız coğrafyada, özellikle Balkanlar'da yabancı ajanların etkisiyle ya da kişisel husumetlerle ortaya çıkan ve kamu vicdanını yaralayan bazı asayiş olaylarının provokasyona yol açmaması için sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumlar duyarlı olmalı, o bölgede yaşayan alimler de olayları yatıştırma ve zararların önüne geçme konusunda daha aktif olmalıdır. Bu bağlamda özellikle suç ve cezanın şahsiliği ilkesine özen gösterilmeli, bütün bir toplumu suçlayıcı söz ve eylemlere fırsat verilmemelidir." 

ANADOLU AJANSI

Bakmadan Geçme