Zamanın 3 boyutlu yolcusu
Edirneliler onu Milliyetçi Hareket Partisi'nin Belediye Meclisi üyesi olarak tanısa da 30 yıl önce Almanya'da öğrendiği diorama sanatını yeteneğiyle birleştiren özel bir isim Hüseyin Ülker. 17 yaşında Türkiye'ye dönüş yapmasının ardından diorama sanatını devam ettiren Ülker, İstasyon Mahallesi Sanayi Sitesindeki atölyesinde yaptığı ve yapımına devam ettiği üç boyutlu modellemeleriyle zaman yolculuğunun en özel örneklerini üretiyor.
Edirne'deki vatandaşların Belediye Meclis Üyeliği görevi nedeniyle tanıdığı Hüseyin Ülker, renkli kişiliğinin yanı sıra özel bir yeteneğini GÜNDEM Gazetesi'ne açıkladı. Ülker, 30 yıl önce Almanya'da başladığıgerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenme sanatı olan Diorama eserlerini tanıttı.Tarihteki savaşlar canlanıyorYakın çevresi tarafından tarihe olan merakı ile tanınan Ülker, İstasyon Mahallesi Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde ziyaretçilerine diorama eserleriyle tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Ülker, Ürdün'ün güneyinde Akabe Körfezi kıyısında yer alan önemli bir liman şehri olan Akabe'de '˜Arabistanlı Lawrance'danışmanlığındaki Arap isyancıların Türk kontrolündeki Akabe Körfezini 6 Temmuz 1917'de ele geçirmesi ile sonuçlanan Akabe Savaşı'ndan Çanakkale Savaşı'na, Güneydoğu Harekâtı'ndanİkinci Dünya Savaşı'nda SSCB Cephesi'nde Nazi Almanyası ile Sovyet Ruslar arasında gerçekleşen ve tarihteki en büyük tank savaşı olarak yer eden Kursk Muharebesine, Afrin Harekâtından Normandiya Çıkarmasına, Kurtuluş Savaşından Sakarya Meydan Muharebesi'ne, Girit Adası'ndan Mohaç Meydan Muharebesi'ne birçok diorama eseriyle zaman yolculuğunun en özel örneklerini sunuyor.Atölyesinde hazırladığı masasında çeşitli araç gereçler ve boya ekipmanlarıyla aslına uygun bir şekilde diorama parçalarını en küçük ayrıntısına kadar el emeğiyle hayata geçiren Ülker, özellikle yurtdışından satın aldığı İkinci Dünya Savaşı'nı simgeleyen maketleriyle de çalışmalarını adeta özel bir savaş müzesinde gerçekleştiriyor.'Ev sahibim sayesinde başladım'Ülker, diorama eserlerini tanıtırken, anlamına da değinerek; 'Diorama; olmuş, olacak ve olmasını istediğin 3 boyutlu sahnelerin açılımıdır. Almanya'da yaşadığım dönemde ev sahibimin odasında bir tren gördüm ve diorama yapmaya başladım. Ev sahibim de diorama ile uğraşıyordu. Ondan görerek başladım. O treni 44 yaşında satın aldım. Orijinal Osmanlı lokomotifiydi. Yemen türküsünün anlatıldığı sahneyi, Hıdır Baba'ya yapacağım. Tarihi fotoğrafların birebir orijinalini yapıyorum' ifadelerine yer verdi.'Hastalığımdan kurtulmama yardım etti'Almanya doğumlu olduğunu belirten Ülker, 17 sene Almanya'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye döndüğünü söyleyerek; 'Atölyeyi ilk annemin evinde kurdum. Fakat annem vefat ettikten sonra buraya taşıdım. Benim kahve kültürüm yoktur. Kıraathaneye asla gitmem. Kıraathaneye gidip okey dizmektense bir kitap okumayı ya da bir araştırma yapmayı tercih ediyorum. Her gün bir şey daha öğrenmeye çabalıyorum. Bir dönem kolon kanseri rahatsızlığım vardı. Beni de ihya eden diorama çalışmalarım oldu. Hastalığı yenmemdeki araç oldu. Bence insanlar sevdiği şeyi yapmalı' dedi.Akabe Savaşı'nı hazırlıyorÜlker, Ürdün'ün güneyinde Akabe Körfezi kıyısında yer alan önemli bir liman şehri olan Akabe'de '˜Arabistanlı Lawrance'danışmanlığındaki Arap isyancıların İngilizlerle işbirliği yaparak Türk kontrolündeki Akabe Körfezini 6 Temmuz 1917'de ele geçirmesi ile sonuçlanan Akabe Savaşı dioramasını tanıtarak; 'Şu ana kadar yaptığım sadece kaba kısmıdır. Şu anda askerleri tek tek boyuyorum. Akabe, Arapların organize olarak Türk askerlerini şehit ettikleri ilk yerdir. Türk askerleri, Akabe'de İngilizlerle çarpışırken, Arapların da saldırısına maruz kalıyorlar. Burada bir Osmanlı karakolu var. Fakat daha bitmedi. Hepsini tek tek boyuyorum. 2-3 aylık zamanı var' sözlerine yer verdi.'AfrinHarekâtı'nı yapıyorum'Çanakkale Savaşı'nın da dioramasını yapmaya devam ettiğini söyleyen Ülker; 'Ayrıca 5. Kolordu Komutanlığı'na Güneydoğu Harekâtı'ndan bir diorama yaptım. 5. Kolordu tarafından ödüllendirilen tek sivilim. Birebir ve orijinaldir. Edirne 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı için de AfrinHarekâtı'nı yapıyorum. Onda da Türkiye'nin üretimi olan tank köprüyü kullandım' dedi.'En büyük tank savaşını yaptım'İkinci Dünya Savaşı'nda SSCB Cephesi'nde Nazi Almanyası ile Sovyet Ruslar arasında gerçekleşen ve tarihteki en büyük tank savaşı olarak yer eden Kursk Muharebesi Dioraması ile ilgili de bilgi veren Ülker; 'Dünya tarihindeki en büyük tank savaşı olan Kursk Muharebesi'ni yaptım. 1943'teki Kızıl Ordu'nun Almanlara karşı taarruzudur. Rusların bittiğinin düşünüldüğü anda taarruza geçmesi ve Almanların şaşırmasını gösteriyor. Ruslar, 2 milyon esir vermiş ve darmadağın olmuş. Sibirya'dan ordu toplayarak karşı taarruz yapıyorlar' ifadelerine yer verdi.'Para almıyorum, bağışlıyorum'İkinci Dünya Savaşı'nda müttefik devletlerin, Haziran 1944'te Avrupa'nın kuzey kesimindeki Normandiya kıyılarında,tarihin gelmiş geçmiş en büyük donanması ile düzenledikleritarihin en büyük çıkartması olan NormandiyaÇıkarması'nın da dioramasını hazırlamaya devam ettiğini söyleyen Ülker; 'NormandiyaÇıkarması'nın yanı sıra Kurtuluş Savaşı'ndan da bir sahne yapıyorum. Hepsinin şu ana kadar belirli oranda yapımı tamamlandı. Çünkü malzeme bulmak çok zor. Sakarya Meydan Muharebesi'ni ve Girit Adası'nı da yapıyorum. Girit Adası'nda daha surlar olacak. Bunların hiçbirinden para almıyorum. Hepsini belirli yerlere bağışlıyorum' dedi.'Hepsi çok güzel cevap olacak'Ülker, açıklamalarında tarihi önem taşıyan savaşlar ve kullanılan araç ve silahlarla ilgili bilgisi ile de dikkat çekerken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Güney Cephesi ile ilgili eleştirilere de cevap verdi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Güney Cephesi'nde yenildiğini iddia edenlere sert tepki gösteren Ülker; 'Önce tarihlerini ayrıntılı okusunlar. Tek taraflı okuyorlar. Güney Cephesi'nde tarihin önde giden tanklarından MK1 tanklarını kullanıyorlar. MK1, o zamanki çağın en iyi tankı. Bizde ise o sırada doğru düzgün top bile yok. MK1'ler bizim askerlerimizi adeta biçiyorlar. Atatürk, askerlerimizi kurtarsın diye mecburen geri çekiyor. Lojistik destek, top, tüfek yok. Bizimkiler çekirge yerken, o adamlar konserve yiyorlardı. MK1'deki makineli tüfekler 57'nci alayımızı biçmiştir. Herkes atıp tutuyor. Biz teknolojiye ayak uyduramadığımız sürece biçilmeye mahkûmuz. Kendi topumuzu, tüfeğimizi yapmaya mahkûmuz. Atatürk'e dil uzatmadan önce okuyun. Hepsini diorama ile sahneleyeceğim. Yüzbaşı Fazıl Bey ve uçağını yapıyorum. Hepsi çok güzel cevap olacak' sözlerine yer verdi.'80 bin fotoğraflık bir arşivim var'Dioramanın kendini motive ve mutlu ettiğini söyleyen Ülker; 'Türkiye'de belki de birkaç kişide olan tarih arşivim var. İkinci Dünya Savaşı'ndan 80 bin fotoğraflık bir arşivim var. İkinci Dünya Savaşı, özel ilgi alanım. Almanların teknolojisi, çağımızın ötesindeydi. 51'inci bölge ile ilgili hiçbir şey konuşulmuyor. Almanlar teknolojide o kadar ilerideydiler ki. Ayrıca Stalingrad'ı da bir dostuma hediye yaptım. Şükrüpaşa Anıtı'na 3 eser, Hıdır Baba'ya 2 eser vereceğim. Yaklaşık 12 tane büyük eser yaptım ve hiçbirinden para almadım. Hepsini de hediye ettim. İstanbul fethini yaptım ve akabinde İstanbul Panoramasını tetikledi. 30 yıldır da yapmaya devam ediyorum' dedi.En kısa meydan muharebesini yapacakÜlker, dioramanın çocuk yaştan itibaren öğretilmesinin çok önemli olduğunu belirterek; 'Diorama, Japonya'da ders olarak var. Çocuklara ilkokulda öğretiyorlar. Çocukların gelişimi için çok önemli' ifadelerine yer verirken, yeni diorama projesi ile ilgili de sürpriz bir açıklama yaptı. Ülker, 29 Ağustos 1526'da, Osmanlı İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı orduları arasında meydana gelen ve Macaristan'ın büyük bölümünün Osmanlı hâkimiyetine girmesiyle sonuçlanan tarihin en kısa meydan muharebesi Mohaç Meydan Muharebesi'nin de dioramasını yapmaya başlayacağını söyledi. Ülker; 'Şu anda sipahileri boyuyorum. Mehteran bölüğü ve yeniçerileri de hazırlamaya başlayacağım' sözlerine yer verdi.