Yeni tedbirlere 42 günlük öneri

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Gürcan Altun, İçişleri Bakanlığı'nın korona virüsü tedbirleri konulu ek genelgesini değerlendirdi. Altun, genelgedeki kısıtlamaların denetiminin önemine dikkat çekerken vaka sayılarının azalması için 42 günlük izolasyon sürecinin başlatılmasını önerdi. Maske maliyetinin halkın sırtına yüklendiğini belirten Dr. Altun, korona virüsü ile mücadelede daha ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti.

TAKİP ET

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün gerçekleştirdiği konuşmada yeni korona virüsü tedbirlerini açıkladı. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu'nun tavsiye kararı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine '˜Covid-19 Tedbirleri' konulu ek genelge gönderdi. Bakan Soylu, yeni dönem tedbirlerinin dün geceden itibaren geçerli olduğunu söyledi.

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Gürcan Altun ise 81 il valiliğine '˜Covid-19 Tedbirleri' konulu ek genelgeyi GÜNDEM'e değerlendirdi. Dr. Altun, maske zorunluluğu ile birlikte vatandaşların maske kullanımında dikkat etmesi gerekenleri hatırlatırken; zorunluluk nedeniyle ortaya çıkan maddi yüke de dikkat çekti. Vatandaşları korona virüsüne karşı tedbirli olmaya davet eden Dr. Altun, restoran, kafe vb. tüm yeme - içme ya da eğlence yerleri için açıklanan müzik kısıtlamasının etkilerini değerlendirdi.

81 İLDE MASKE ZORUNLULUĞU

Yeni dönem korona virüsü tedbirlerine göre; ülke genelinde (meskenler hariç olmak üzere) tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, işyerleri, fabrikalar vb.) vatandaşlara istisnasız maske takma zorunluluğu getirildi.

TOPLU TAŞIMADA YENİ TEDBİRLER

Genelgede toplu taşımada uyulması gereken tedbirlere de dikkat çekilirken; 'Minibüs/midibüsler ile koltuk kapasitelerinde herhangi bir seyreltme ve kaldırılma yapılmayan otobüsler gibi iç hacim bakımından fiziki mesafe kurallarının uygulanamayacağı şehir içi toplu ulaşım araçlarında ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek. Bunların dışında kalan raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüsler gibi ayakta yolcu taşıma ağırlıklı toplu ulaşım araçlarında; fiziki mesafe kurallarına aykırı olmayacak şekilde hangi oranda/sayıda ayakta yolcu alınabileceği il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulları tarafından tespit edilecek. Raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüslerde ayakta alınabilecek yolcu sayısını belirtir levha/tabela herkesin görebileceği şekilde asılacak ve ayaktaki yolcuların durabileceği yerler fiziki olarak işaretlenmek suretiyle ilanı sağlanacak' ifadelerine yer verildi.

MÜZİK YAYININA KISITLAMA

Restoran, kafe vb. tüm yeme-içme ya da eğlence yerlerinde saat 24.00'ten sonra müzik yayınına (canlı müzik, kayıt dinletilmesi vb. her türlü yayın dâhil) hiçbir şartta izin verilmeyeceği açıklanan genelgede; 'Mülki idare amirlerinin koordinasyonunda kolluk birimleri ve yerel yönetimler bu konuda gerekli tüm tedbirleri alacak. Vatandaşların toplu olarak bulunduğu/bulunabileceği yerler (pazaryerleri, sahiller vb.) ile kafe, restoran vb. yeme içme ve eğlence mekânlarında Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi ile İçişleri Bakanlığı'nın ilgili genelgelerinde belirtilen koronavirüs salgınıyla mücadele amacıyla alınan tedbirlere ve belirlenen kurallara uyulması hususundaki denetimlerin süreklilik taşıyacak şekilde etkinliğinin artırılmasına yönelik gerekli tedbirler vali ve kaymakamlarca alınacak' denildi.

KURALLARA UYMAYANLARA İDARİ VE ADLİ İŞLEM

Genelgede, korona virüsüyle mücadele kapsamında alınan tedbirlere riayet etmeyen gerçek ve tüzel kişilere uygulanan idari para cezalarının tahsili konusunda vali ve kaymakamlarca gerekli hassasiyet gösterileceği belirtilirken; 'Vali/kaymakamlarca yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde gerekli kararların Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 27'nci ve 72'nci maddeleri uyarınca ivedilikle alınacak. Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek ve mağduriyete neden olunmayacak. Alınan kararlara uymayanlara Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilmesi ve konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195'inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak' sözlerine yer verildi.

'DENETLEME YOKSA KURALLARA UYULMUYOR'

Dr. Altun, korona virüsünü kimin taşıyıp, kimin taşımadığının bilinmediği bir dönemden geçildiğini belirtirken; 'Çünkü asemptomatik dediğimiz klinik bulguları taşımadan da hastalığı geçiren bir grup var. Bu gruptaki insanlar, kendilerini hasta hissetmediği için başka insanlarla temas halindeler. Bunun ayırt edilemediği ve sosyal mesafe kurallarına uyulamadığı müddetçe bu hastalık, bireyler arasında yayılmaya devam edecek. Çünkü virüs damlacık yoluyla yayılıyor. Dolayısıyla bu tarzda bir kısıtlamaya gidildi ama doğru değil. Sonuçta insanlar kurallara uyuyor mu? Kural koyucu devlet burada denetleme yaparsa insanlar kurallara uyuyor. Öncesinde ise uyulmuyor' dedi.

'42 GÜN İZOLASYON YAPILMALI'

Korona virüsü salgınının yayılmasının nedeni olarak halkı gösteren bir algının oluşturulduğunu söyleyen Dr. Altun; 'Bu hastalığın yayılmasından sorumlu halkmış gibi bir algı çıkarıldı. Kamu sağlığı açısından devletin bir sorumluluğu varsa zorlayıcı bir tarafı olması da gerekiyor. Onların da bu kuralları koyması gerekiyor. Bu kurallarla bulaşı bir miktar azaltılabilir. Çünkü Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan rakamlar 1500'leri aştı. Bu sayıların çok üstünde olduğunu da biliyoruz. Sahadan gelen bilgilere göre rakamlar bunun 10 katından daha fazlasıdır. Salgınla mücadelenin bu yönde olması yine de zor. Kısıtlamalar sokağa çıkma yasağı şeklinde de olabilir. Onun da birtakım dezavantajları var ama tedbirlerin sokağa çıkma kısıtlaması gibi izolasyona yönelik şeyler olması lazım. Hastalığın kuluçka süresi 5 ile 14 gün arasında ama şüpheli temas sonrası 3 gün sonra da bulgu verenler de var. En azından 14 güne kadar uzayan 3 kuluçka dönemi, yani 42 gün izolasyon yapılabilirse hastalığı kırma şansımız var. Böylece yeni vakaları azaltma şansımız olur. En fazla aynı evde yaşayan bireyler arasında bulaş olur. Daha fazlası olmaz' ifadelerine yer verdi.

'MASKE MALİYETİ VATANDAŞIN SIRTINDA'

Dr. Altun, vatandaşların maske satın alırken yaşadığı maddi soruna da dikkat çekerken; 'Bu koşullarda, '˜Biz maskelerin her yerde satışına izin verdik' gibi bir anlayış söz konusu. 1 TL gibi bir taban fiyat koyuldu. Oysa bu maskelerin dışarıya çıkmak zorunda kalan insanlar için hane başına belirli sayıda dağıtılması lazım. Bu dağıtım hem devletin, hem de yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Sonuçta sosyal destek hatları diye devletin sorumluluğunda yürüyen birtakım destekler var. Belediyelerin de sosyal destek hatları var. Aslında o maskelerin 4 saatten fazla kullanılmaması öneriliyor. Cerrahi tip olarak geçen standart maskelerin, dışarıda çalışan, toplu taşıma araçlarını kullanan, iş yerinde kullanan kişiler için günlük en az 3 tane olması gerekiyor. Bu yüzden maskelerin maliyeti var ve ne yazık ki vatandaşın sırtına yüklenmiş durumda' dedi.

'BEZ MASKEYİ YIKAMADAN KULLANMAYIN'

İnsanlar ekonomik olması amacıyla farklı maskeler kullandığını belirten Dr. Altun; 'Sentetik değil de pamuklu kumaştan üretilen bez maskeler kullanım için öneriliyor. Ama onların da her gün mutlaka deterjan ya da sabun ile yıkanarak kurutulması gerekiyor. Bir bez maske edinip her gün kullanmak olacak iş değildir. Çünkü riskli kişilerle temas ettiğinde maske üzerinde biriken virüs var. Sonuçta virüs miktarı arttıkça hastalık potansiyeli artıyor. Maskeyi takıp çıkarırken elliyorsunuz, elinizi yüzünüze sürüyorsunuz. Virüsün damlacık yolu enfeksiyonu haricinde açık yüzeylerden girdiğini biliyoruz. Gözden, ağızdan, burundan bulaşabilir. Bu maskeler de uzun süre kullanıldığında ve yıkanmadığında risk oluşturuyor. Sentetik olan maskelerle ilgili ise sıkıntılar var. Ama pamuklu kumaşlar için çift kat penyelerden yapılan maskelerin koruyuculuğu konusunda cerrahi maskelerden aşağı kalmadığına yönelik birtakım çalışmalar var' sözlerine yer verdi.

'DAHA CİDDİ TEDBİRLER ALINMALI'

Dr. Altun, restoran, kafe vb. tüm yeme-içme ya da eğlence yerleri için açıklanan müzik kısıtlamasının etkilerini değerlendirirken; 'Bireysel anlamda duyarlı olan insanlar zaten zorunlu bir durum olmadıkça dışarıda yemek yeme işini çok uzun zamandan beri kestiler. Dolayısıyla bu mekânlara giden insanlar açısından bakıldığında, bu alınan kararlar ne kadar etkileyecektir bilmiyorum. Edirne özelinde baktığımızda ise canlı müzik yapan çok fazla mekân olduğunu düşünmüyorum. En fazla radyo ya da CD'den müzik yayınları yapan mekânlar var. Bu virüsün şakası yok. Hastalıkla mücadele konusunda çok daha ciddi tedbirlerin idare tarafından alınması gerekiyor. Vatandaşların da buna uyması gerekiyor. Başka yolu yok' diye konuştu.