Saraçlar'dan Ankara'ya yürüyüş

KESK'in 1 Ağustos'da başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri öncesi Ankara'ya başlattığı yürüyüşün Trakya kolu, Saraçlar Caddesi'nden yürümeye başladı. Edirne'den başlayan yürüyüş sırasıyla Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa ve Eskişehir'den geçerek Ankara'da sona erecek. Yürüyüş öncesi basın açıklaması yapan KESK Eğitim, Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreteri İlhan Yiğit, KESK'in taleplerini sıralarken kamu emekçileri ve emeklilerinin bugüne kadar ellerinden alınanları geri istediğini ve insanca yaşam, güvenceli iş ve güvenli gelecek için haklarının garanti altına alınmasını talep ettiğini söyledi.

TAKİP ET

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 1 Ağustos'da başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri öncesi Ankara'ya yürüyüş başlattı. Türkiye'de Edirne, Muğla, Van ve Artvin'den eş zamanlı başlatılan yürüyüş, Edirne'den de Saraçlar Caddesi'nden başlatıldı. KESK'e bağlı Edirne sendikalarının temsilcilerinin yanı sıra KESK Eğitim, Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreteri İlhan Yiğit, Yapı, Altyapı, Bayındır ve Tapu Kadastro Emekçileri Sendikası (Yapı Yol-Sen) Genel Başkanı Nihat Bayram, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Mali Sekreteri Ahmet Karagöz, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Sekreteri Pınar İçel'in de katıldığı yürüyüşe, Edirne'den emek ve meslek örgütleri de destek verdiler.

Yürüyüş öncesi konuşma yapan KESK Edirne İl Temsilcisi Ayhan Fırtına, 3 milyon kamu emekçisini ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi başta olmak üzere aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon kişiyi etkileyecek toplu sözleşme süreci için Türkiye'de dört koldan yürüyüş başlattıklarını belirtirken; 'Şu anda yurdumuzun dört bir yanından yürüyüş kolları alanlarda ve başlamak üzeredir' dedi. Fırtına'nın açıklamasının ardından basın açıklamasını KESK Eğitim, Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreteri İlhan Yiğit okudu.

Yiğit, kamu emekçisi ve emeklilerinin sorunlarının daha da ağırlaştırıldığını belirtirken; 'Ne yazık ki 5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi 1 Ağustos'ta başlayacak toplu sözleşme görüşmelerini artan sorunlarla karşılıyor. Çünkü bugüne kadar dört defa kurulan masadan, insanca yaşamaya yetecek bir ücretten güvencesiz, sözleşmeli istihdama son verilmesine, gelir vergisi adaletsizliğinin ve ek gösterge adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasından ek ödemelerin emekli aylıklarına yansıtılmasına kadar hiçbir temel sorunumuz çözülmemiştir. Üstelik iki yıllık OHAL dönemi ve yaklaşık bir yıldır daha da görünür hale gelen ekonomik kriz mevcut sorunlarımızı daha da ağırlaştırmıştır' ifadelerine yer verdi.

'Taleplerimiz 2 temel başlıkta toplandı'

Türkiye'nin kamu emekçilerinin tüm taleplerinin iki temel başlıkta toplandığını söyleyen Yiğit; 'Birincisi; kamu emekçileri ve emeklileri öncelikle bugüne kadar ellerinden alınanları geri istiyor. İkincisi; bugüne kadar hep ertelenen, fazlası ile hak ettikleri insanca yaşam, güvenceli iş ve güvenli gelecek için haklarının garanti altına alınmasını istiyor. Biz de buradan yola çıkarak tüm kamu emekçilerine ve emeklilerine '˜İnsanca Yaşam, Güvenceli İş ve Güvenli Gelecek', '˜Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika' teklifimizi hazırlamaya çalıştık. Teklifimiz beş ana başlıktan oluşuyor. Bunları sıralayacak olursak; halktan yana bir kamu hizmeti, güvenceli istihdam, güvenli gelecek, demokratik, adil bir çalışma yaşamı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret, gerçek bir toplu pazarlık hakkıdır. Ne yazık ki yıllardır hayata geçirilen ve ülkeyi uçurumun kıyısına sürükleyen neo liberal politikalar görev yaptığımız kamu hizmetleri alanını sadece bizim değil, toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçi sınıfların, dar gelirli yurttaşların da aleyhine olacak şekilde dönüştürmüştür. Biz her şeyden önce bu dönüşümün yıkıcı etkilerinin, Halktan Yana Bir Kamu Hizmetinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz' dedi.

'Özelleştirmeye son verilmeli'

Yiğit, halktan yana bir kamu hizmeti için özelleştirmelere son verilmesini talep ettiklerini açıklarken; 'Kamu yatırımlarının artırılmasını, kamuda istihdamın yeterli hale getirilmesini, haftalık çalışma sürelerinin düşürülmesini, kamunun bu konuda öncü olmasını, dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın kamu hizmetlerine parasız ulaşmasını istiyoruz! Güvenceli istihdam, güvenli gelecek için; hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK'leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, iş güvencemizi fiilen kullanılamaz hale getiren tüm düzenlemelerin kaldırılmasını, sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, performans, esnek çalışma gibi kamu hizmetlerinde niteliği düşüren, kamu emekçilerini birbirinin rakibi haline getiren uygulamalara son verilmesini, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını, ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini ve 0-6 yaş grubundaki çocuklarımız için tüm kamu kurumlarında bir an önce ücretsiz kreşlerin açılmasını istiyoruz' sözlerine yer verdi.

'Demokratik ve adil bir çalışma yaşamı'

Demokratik, adil bir çalışma yaşamı için KESK'in isteklerini sıralayan Yiğit; 'İşe almada ve görevde yükselmede - ünvan değişikliğinde kariyer ve liyakatin esas alınmasını; torpilin ve kayırmanın kapısını ardına kadar açan mülakatın, güvenlik soruşturması arşiv kaydı araştırmasının kaldırılmasını; sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açılmasını, sendikal ayrımcılığa son verilmesini; kadın kamu emekçilerine, çalışma yaşamında uygulanan ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını; istihdam, terfi ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını istiyoruz' dedi.

'AGİ hariç 6 bin 838 TL'ye çıkarılmalı'

Yoksulluk sınırı iki yıl içinde rakamsal olarak 1 bin 820 TL, oransal olarak ise yüzde 37 arttığına dikkat çeken Yiğit; 'Konfederasyonumuz buradan hareketle yoksulluk sınırındaki artış oranının tüm kamu emekçilerinin maaş artışında temel alınmasını; buna göre 2020 yılı için mevcutta 3 bin 55 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşının, yani 15/1 derece kademesindeki bekar hizmetli kamu emekçisinin maaşının (taban aylık, aylık kat sayı, yan ödeme, ek ödeme, özel hizmet, kıdem aylık) AGİ hariç 4 bin 222 TL'ye çıkarılmasını; hali hazırda 295 TL olan eş yardımının 478 TL'ye çıkarılmasını; yine 0-6 yaş arasındaki çocuklar için 69,24 TL, 6 yaş üstü çocuklar için 34,62 TL gibi komik tutarlarda ödenen çocuk yardımının her bir çocuk için 500 TL'ye çekilmesini; böylece eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının 2020 yılı için AGİ hariç 5 bin 700 TL'ye çıkarılmasını; eşi çalışmayan, bakmakla yükümlü olduğu çocuğu bulunan emekli kamu emekçilerine de eş ve çocuk yardımı verilmesini; bugün itibari ile 100 metre karelik lojmanda oturan kamu emekçileri aylık 485 TL ödemektedir. Evi olmayan tüm kamu emekçilerine ortalama kira bedeli olan bin TL den söz konusu lojman kirası bedeli olan 485 TL düşüldükten sonra kalan tutar olan 515 TL kira yardımı yapılmasını; iş yerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 457 TL yemek yardımı yapılmasını; tüm kamu emekçilerine yıllık 2 bin TL (aylık 166,67 TL) yakacak yardımı yapılmasını; böylece eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının 2020 yılı için eş, çocuk, kira, yemek, yakacak yardımı kalemleri ile AGİ hariç 6 bin 838 TL'ye çıkarılmasını; sonuç olarak 2020 yılı için tüm kamu emekçilerinin maaşlarında yansımalarla birlikte yüzde 38 artış yapılmasını; maaş ve yardım kalemlerindeki artış taleplerimizin kabulü halinde 2021 yılı için 2020 yılında gerçekleşen enflasyon artı 3 puan refah payı verilmesini istiyoruz' ifadelerine yer verdi.

6 şehirden geçecek

Yiğit, açıklamanın sonunda tüm kamu emekçileri ve emeklilere seslenerek, KESK'in tekliflerine sahip çıkmaya davet etti. Basın açıklamasının ardından katılımcılar, Saraçlar Caddesi'nden yürüyüşü başlattı. Edirne'den başlayan yürüyüş sırasıyla Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa ve Eskişehir'den geçerek Ankara'da sona erecek.