'Mera hayvancılık üretimi için çok önemli'

Edirne'nin Ahiköy köyünde uzun yıllardır hayvancılık yapan Okan Saranlı, işletmesini tamamen mera temelli üretime dayandırarak bölgede farklı bir model uyguladıklarını söyledi.

TAKİP ET

Büyükbaş, küçükbaş ve keçi yetiştiriciliğini bir arada yürüten Saranlı, artan yem maliyetleri nedeniyle sürdürülebilirliğin tek yolunun merayı etkin biçimde değerlendirmek olduğunu vurguladı. 'Yeme dayalı sistemle rekabet edilemez, maliyet sizi mutlaka zorlar. Mera varsa hayvancılık vardır' diyen Saranlı, aile işletmelerinin desteklenmesinin şart olduğunu ifade etti.

Süt üretimi ağırlıklı işletmelerden uzaklaşıp tamamen et odaklı bir modele geçtiklerini anlatan Saranlı, bölgede bu sistemi uygulayan az sayıdaki işletmeden biri olduklarını belirtti. Doğal koşullara dayanıklı ve iklime uyum sağlayabilen hayvanları tercih ettiklerini söyleyen Saranlı, böylece işçilik yükünün de azaldığını aktardı: 'Sistemimizin temeli mera. Hayvanlarımız yıl boyunca doğal koşullarda kalıyor. Hem sağlık açısından hem de maliyet bakımından en doğru yöntem bu.'

'BİZ SÜT İŞLETMESİ DEĞİLİZ, ET IRKI YETİŞTİRİYORUZ'

Büyükbaş hayvancılıkta özellikle dayanıklı anaçları seçtiklerini dile getiren Saranlı, Şarole ırkı boğalarla yapılan melezlemeyle daha verimli bir et üretimi sağladıklarını söyledi. Trakya'da İpsala ve Enez bölgelerinde yaygın olan yöntemi Edirne merkezde uygulayan sayılı işletmeden biri olduklarını belirten Saranlı, et ırklarının bakımının süt işletmelerine göre çok daha kolay ve ekonomik olduğuna dikkat çekti.

'Sağım yükü yok, hassas bakım gereksinimi düşük. Kalabalık sürülerle çalıştığımız için bu sistem bizim için ideal' diyen Saranlı, modelin henüz tam anlamıyla kazanca dönüşmediğini ancak uzun vadede Türkiye'nin et açığını azaltabilecek bir üretim modeli olduğunu ifade etti.

Devletin etçi sığır projesine başvurmalarına rağmen destek alamadıklarını söyleyen Saranlı, yatırımlarına kendi imknlarıyla devam ettiklerini belirtti: 'Şu an 18 büyükbaş hayvanımız var. Merada yetişen, zorlu hava şartlarına dayanıklı, eti kaliteli bir sürü oluşturduk.'

KOYUNDA TERCİH: 'KARACABEY MERİNOSU TRAKYA İÇİN İDEAL'

Koyun yetiştiriciliğinde Karacabey Merinosunu tercih ettiklerini dile getiren Saranlı, bu ırkın bölgeye uyumu, et kalitesi ve verimiyle öne çıktığını söyledi. Alman Et Merinosu ile Kıvırcık ırkının melezlenmesiyle elde edilen bu yerli ırkın Türkiye genelinde lezzetiyle bilindiğini vurguladı. 'Trakya kuzusunun tadı farklıdır. Toprak, su ve iklim bu lezzeti oluşturur. Tecrübeli kasap zaten Trakya kuzusunu hemen ayırt eder' dedi.

Halk Elinde Islah Projesi'ne aktif olarak katıldıklarını belirten Saranlı, hem erkek hem dişi damızlık yetiştirdiklerini söyledi. Islah projesi kapsamındaki desteklerin kuzu başına daha yüksek olduğunu hatırlatan Saranlı, bu desteğin hem ıslah çalışmalarını hem de üreticiyi güçlendirdiğini ifade etti.

KEÇİDE ÇİFT AMAÇLI ÜRETİM: 'HEM ET HEM SÜT VERİMİ YÜKSEK'

Keçi yetiştiriciliğinde Halep ve Maltız ırklarını tercih ettiklerini belirten Saranlı, bu ırkların hem et hem süt veriminde öne çıktığını söyledi. Keçi sütünün anne sütüne en yakın içerikte olması nedeniyle son yıllarda talebin arttığını dile getiren Saranlı, sağlık problemleri nedeniyle keçi sütü tüketen birçok aileye düzenli olarak süt, peynir ve yoğurt sağladıklarını aktardı.

Doğal mera koşullarında yetiştirilen keçilerin et ve süt kalitesinin çok daha yüksek olduğunu belirten Saranlı, 'Mera hayvancılığı sadece ekonomik değil, aynı zamanda sağlıklı üretimin de temelidir. Hayvanı doğal ortamında yetiştirirseniz ürünün kalitesi de bambaşka olur' diye konuştu.