Köylüsüne vefalı köy

Bugüne kadar çok sayıda üniversite mezunu yetiştiren Edirne'nin Budakdoğanca köyünde yaklaşık 5 yıl önce bir müze kurma fikri ortaya atıldı. Köy yaşamını bugünkü nesillere aktaran objeler, eve ve tarım aletleri, fotoğraflar toplanarak köy konağındaki bir odada sergilenmeye başladı.Anı defteri de varÖğretmen Necmettin Kıyıcı'nın öncülük yaptığı müzenin bulunduğu odaya 'Muallim Ahmet Boztuna Kültür Evi' adı verildi. Kıyıcı 'Arkadaşlarla birlikte bu müzeyi oluşturmak için köyümüzde doğup büyüdükten sonra iş nedeniyle Edirne kent merkezine veya başka yerlere göç etmiş olanlarla da konuştuk ve çeşitli resimler, belgeler derledik. Örneğin müzede Balkan ve Kurtuluş savaşlarında bulunmuş bir gazinin gazilik belgesi ve daha birçok belge ve fotoğraf var' dedi. Duygu ve düşüncelerini yazıya dökmek isteyen müzenin ziyaretçileri için ise bir anı defteri de oluşturuldu.Adları parklarda yaşıyorBudakdoğanca köyünde yetişen ancak 1980 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitiren gazeteci Fethi Vatan, Budakdoğancalı olan Prof. Basri Çetin ve köyün ilk öğretmeni olan Muallim Ahmet Boztuna adına birer park bulunuyor. Geçmişte köyde görev yapan Halil Akyol adlı öğretmenin çabalarıyla dikilen ve Türkiye Cumhuriyeti'ni simgelemesi için T. C. harflerinden oluşananıt ve Atatürk büstü ise hala duruyor. Köylüler, anıtın 'orak '' çekiç' şekillerine benzediği gerekçesiyle geçmişte soruşturmalar açıldığını ancak her seferinde gerçek ortaya çıktığı için soruşturmaların kapandığını anlatıyor.Fevzi Çakmak'ın yadigarıBugün birçok köyde çeşme bulunmaz ya da bulunan çeşmelerden su akmazken Budakdoğanca'daki 'Çakmak Çeşmesi' 24 saat akıyor. Köylüler çeşmenin, 1935 yılında köydeki askeri birliği denetlemek üzere gelen Mareşal Fevzi Çakmak'ın talimatıyla yapıldığını, suyunun kışın ılık yazın ise soğuk attığını söylüyor.