Kirliliğin ulusal sembolü

Trakya Platformu Üyesi Av. Bülent Kaçar, Trakya'daki Ergene Nehri kirliliğinin, bölgenin kirletilmesi ve kirletilmesinin engellenmemesinin ulusal bir sembolü olduğunu söyleyerek Ergene Nehri'nin kollarından biri olan Çorlu Deresi'nin fabrika atıkları nedeniyle kırmızı tonlarında akmasının ardından yetkilileri göreve davet etti.

TAKİP ET


Trakya Platformu Üyesi Av. Bülent Kaçar, Ergene Nehri'nin kollarından biri olan Çorlu Deresi'nin fabrika atıkları nedeniyle kırmızı tonlarında akmaya başlamasının tüm Türkiye'de tepki çekmesinin ardından, Ergene Nehri, nehir kolları ve Trakya'daki derelerdeki kirliliğe dikkat çekti.

Av. Kaçar, Trakya'daki Ergene Nehri kirliliğinin, bölgenin kirletilmesi ve kirletilmesinin engellenmemesinin ulusal bir sembolü olduğunu söyleyerek; 'Bu, hem vicdanları, hem de yaşam ve tarım alanlarını kirleten bir sıvı olarak akmaya devam ediyor. Ancak son dönemde artık nehir yatağından hariç; kollarının veya derelerin de bu kirletmeden, göz yummadan fazlasıyla nasibini aldığını görüyoruz. Çünkü artık Trakya'daki sanayi kirliliği, bu vicdansız kirletme ve göz yumma derelere, çaylara bile sığmıyor, taşıyor. Bu da daha fazla kanser, daha fazla sağlıksız gıda, yaşamın daha da kısalması ve bozulması demektir' ifadelerine yer verdi.

Su, gıda, tarım ve doğa gibi hayat için önemli varlıklara yönelen projelerin, tüm canlıların hayatlarını, gıdalarını, suyunu ve yaşamı çaldığını ve hayatlarını kararttığını belirten Av. Kaçar; 'Çorlu Deresi'ndeki akan kırmızılık, aslında kamunun kanadığını, kan kaybettiğini gösteriyor. Yasal denetimlerin yapılmadığını, yasal yetkilerin kullanılmadığını ve bu konuda kamu kaynaklarının boşa harcandığını; bunca kadro, devlet yetkilisi, makam, aracın kullanılmadığını; sermayeye ve kirletenlere karşı kamusal gücün, adaletin, idari yetkilerin, fabrika tesis kapatma, geçici faaliyet durdurma, savcılık şikâyeti gibi ağır yaptırımların siyasi iktidarın, bakanlığın tercih etmediğini görüyoruz' dedi.

'Nerede bu bakanlık?'

Av. Kaçar, yapılması kirliliğe karşı yapılması gerekenlere dikkat çekerek; 'Eğer tarım, gıda, hayat, su, çevre deniyorsa ve bu konuda samimilik ve dürüstlük varsa; devletin kamusal, adli gücünü etkin denetimlerle bu fabrikalara, tesislere göstermek; gerekirse geçici süreli veya sürekli kapatmaktır. Geri dönüşüm atık tesisi olarak kurulan bir tesisten, bu kırmızı rengin aktığı söyleniyor. Bu tesisin yer altında 2 kilometrelik boru hattı düzenlediği söyleniyor. Bu devletin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın gözü önünde nasıl 2 kilometrelik beton kanal yerin altına inşa edilebiliyor? Nerede bu bakanlık? Nerede valilikler? Nerede denetim? Kaçak avcılıkla mücadelede on binlerce TL'lik cezalar kesilirken, neden sermayeye söz geçirilmiyor? Neden Trakya'nın sağlığı, doğası, çevresi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçmiyor? Valilikleri ve yetkilikleri acilen kamunun gücünü bu kirletenlere ve kirletenlere göz yuman yetkililere göstermesini istiyoruz' sözlerine yer verdi.