Karaağaç'ta takas şenliği
Edirne Belediyesi'nin yerli tohum bankası oluşturmak amacıyla düzenlediği 1. Tohum Takas Şenliği, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Belediyesi, Silivri Belediyesi, EFOD, Kırsalın Doğal Pazarı ve Ertuğrul Köyü Cumhuriyet Kadınları Korosu'nun da desteğiyle adeta kır festivaline dönüştü. 100'den fazla çeşit yerli tohumun bulunduğu şenliğe üreticiler yoğun ilgi gösterirken rengarenk gösteriler ve etkinliklerle unutulmayacak bir güne imza atıldı.
Edirne Belediyesi, yerli tohum bankası oluşturmak amacıyla 1. Tohum Takas Şenliği'ni gerçekleştirdi. Karaağaç Yatılı Bölge Ortaokulu bahçesinde düzenlenen şenliğe Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Belediyesi, Silivri Belediyesi, Edirne Fotoğraf Sanatı Derneği (EFOD), Kırsalın Doğal Pazarı ve Ertuğrul Köyü Cumhuriyet Kadınları Korosu da destek verdi. Şenlikte, Trakya'nın köylerinden toplanan yerli tohumlar, Edirne'nin sebze ve meyve üretim merkezi olan Karaağaç Mahallesi'ndeki üreticilerle buluştu.
Şenliğin açılış törenine Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Edirne Ticaret Borsası (ETB) Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk, Edirne Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arabacı, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Edirne İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Elmas Aslan, Karaağaç Mahallesi Muhtarı Agah Korkan, Karaağaç Mahallesi sakinleri ile Trakya'nın il, ilçe, belde ve köylerinden çok sayıda vatandaş katıldı.
Şenlik, Edirne Belediye Bandosu'nun eşliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından şenlikte, Edirne Belediyesi Roman Halk Dansları Topluluğu gösterilerini gerçekleştirdi. Şenlikte, katılımcıların en çok ilgi gösterdiği gösteriyi ise Şükran Akdeniz yönetiminde Ertuğrul Köyü Cumhuriyet Kadınları Korosu sundu. Koro, konser öncesi alanda hazırlanan özel bölümde '˜Allı Turnam' türküsünü seslendirerek başladıkları gösterilerinde maniler eşliğinde temsili olarak yayık ayran, gözleme, tarhana, üzüm pekmezi, köy ekmeği ve kuskus yaptılar. Susaklar, gaz lambaları, süpürgeler, eski kaplarla zenginleştirilen alana özellikle fotoğraf meraklıları yoğun ilgi gösterdiler. Ertuğrul Köyü Cumhuriyet Kadınları Korosu, mini gösterilerinin ardından sahneye çıkarak konser verdiler. '˜Aydın Bir Türk Kadınıyım' eseriyle başlayan konserde kadınlar, '˜İster yaşım 70 olsun, ilerici ve çağdaşım. Yoksa haram olur aşım. Aydın bir Türk kadınıyım' dediler. Ertuğrul Köyü Cumhuriyet Kadınları Korosu, konseri Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi düzenlemesi ve İzmir Marşı ile tamamladılar.
'Kendi markamızı oluşturalım'
Ertuğrul Köyü Cumhuriyet Kadınları Korosu konserinin ardından şenlikteki ilk konuşmayı Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı yaptı. Arabacı, konuşmasında 1. Tohum Takas Şenliği'ni düzenlediği için Belediye Başkanı Recep Gürkan'a teşekkür ederek; 'Böyle güzel bir etkinlikle birçok tohuma ulaşıldı. Bu tohumlara sahip çıkalım ve ülkemize geri dönüşüm olarak çevirelim. Tohumları, ülkemize faydalı bir hale getirerek, kendi markamızı oluşturalım' ifadelerine yer verdi.
'Yerel tohum satışı yasak'
Arabacı'nın konuşmasının ardından şenlikte bir konuşma da Belediye Başkanı Recep Gürkan yaptı. Gürkan, konuşmasında 2006 yılında kabul edilen Tohumculuk Kanunu ile kayıt altına alınmamış yerel tohumların satışının Türkiye'de yasaklandığını hatırlatarak; 'Bu da yetmezmiş gibi milli tarım projesi kapsamında 2018 yılından bu yana şirketlerin denetiminde üretilip satılan tohumlar, çiftçiler için zorunlu hale getirilmiş, sertifikalı tohum kullanmayan çiftçilerin destek yardımlarından yararlandırılamayacağı açıklanmıştır. Tüm bu düzenlemeler sonucunda yabancı şirketlerin mısır, şeker pancarı ve ayçiçeği tohumunda pazar payları yüzde 90'a kadar ulaşmıştır. Bizler, '˜Yerel Tohumlar Mirasımızdır' sloganıyla yola çıkarak, yerel tohumlarımızla birlikte kültürümüzü ve geleneklerimizi koruyup mirasımızı yeni nesillere aktarmayı hedefliyoruz' dedi.
'Takasa açmayı hedefliyoruz'
Türkiye'deki tohumların yaklaşık yüzde 3'ünun yerel tohum olduğuna dikkat çeken Gürkan, 'Bu nedenle yerel tohumların korunması ve yaygınlaştırılması mutlaka gereklidir. Biyo - çeşitliliği ile övündüğümüz eski zamanların, büyük bölümü çok uluslu şirketler tarafından üretilen tohumları kullanmaya zorlandığımız zamanları yaşıyoruz. Bizler, tohum takas etkinliği ile en büyük hazinelerimizden olan yerel tohumun özenle yetiştirilmesini, onlardan aldığımız tohumları da yine sistemde diğer tohum severlerle takasa açmayı hedefliyoruz. Yaşam bir dönüşümdür ve her şey bir tohum ile başlar. Uygarlık da bir tohumla başlamıştır. Yerli atalık tohumlar binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış, sağlam örnekler olduğundan yaşamın sürdürülebilirliği için birer genetik hazinedir. Dolayısıyla gıdanın öncesi olan biyolojik çeşitliliği desteklemektedirler' sözlerine yer verdi.
'Atalık tohumlar tehdit altında'
Gürkan, tek tip ya da hibrit tohuma mecbur kalmanın, gıdada bağımlılığı ve açlığı getireceğini söyleyerek; 'Çünkü önceden bilinmeyen bir hastalık ya da öngörülmeyen bir felaket, o çeşidi yok edebilir. Çeşitlilik yaşamın güvencesidir. Ancak bu çeşitlilik de maalesef her geçen gün yok olmaktadır. Laboratuvarlarda üretilmiş, numaralanmış, sadece dış görünüş olarak albenisi olan meyve-sebzelere dönüşen tek seferlik tohumların egemenliği, Anadolu ve Trakya çiftçisinin yüzyıllardır ambarlarında saklayıp ertesi yıl toprakla buluşturduğu atalık toprakları tehdit etmektedir. Küçük çiftçiler piyasa şartlarının uygun olmaması nedeniyle bu çeşitleri terk etmektedirler. Bu da tohumların dönüşüm süreçlerini durdurmakta ve bulundukları yörenin çevre, iklim, toprak koşullarına uyum yetenekleri gelişmiş bu tohumların, gelecek nesillere aktarılmasına engel olmaktadır. Bunun sağlanabilmesi için yerli tohum çeşitliliğinin korunması, ekilerek çoğaltılması ve paylaşılması gerekir. Bulundukları iklime, toprağa ve coğrafyaya ait, binlerce yıl uyum sağlamış güçlü fakat tuzlu, susuzluk hastalıklı böcekli iklim değişimi ortamına dayanıklı ve daha besleyici tohumlar yerine tek tip tohuma bağımlı kalmak, açlığa davet çıkarmaktır. Bir tarafta bu dirençli ve besleyici yem kaynaklarımızı yitiriyor; patentli ve sertifikalı tohumları yaygınlaştırıp, tohum tekellerini zenginleştirip, yerli tohumları tohum bankalarını hapsediyor; diğer yandan da gıda güvenliğimizi çok uluslu birkaç şirketin eline bırakıyoruz' dedi.
İki bin 500 yıllık buğday tohumu
Birinci Tohum Takas Şenliği'nde 100'den fazla çeşit yerli tohumun bulunduğunu açıklayan Gürkan, Keşan'da arkeolojik kazılarda bulunan 2 bin 500 yıllık buğday tohumunu göstererek; 'Size bir tek yerli tohumdan örnek vermek isterim. Keşan ilçemizde yapılan arkeolojik kazılarda bir küp bulunmuş. Bu küp, 2 bin 500 yıldır kapalı bir ortamda muhafaza edilmektedir. O küp açıldığında içinden buğday tohumu çıkar. Bakın; bir buğday tohumu gerekli ortam sağlandığında tam 2 bin 500 yıl dayanabilmektedir. Bu atalık tohum bize gelecek için bir ışık tutmalıdır. Bugün hibrit tohumlarda kromozom sayısı neredeyse 48'lere yükselmişken, bu tohumdaki kromozom sayısı sadece 14'tür. Bu hepimizin dikkat etmesi ve özen göstermesi gereken bir alandır' ifadelerine yer verdi.
En büyük projesini açıkladı
Gürkan, konuşmasında yerli tohum bankası projesi için, '˜Bu belediyenin işi mi?' eleştirilerine cevap vererek; 'İnsanın olduğu her iş, belediyenin işidir. Biz, yerli tohum takas şenliğini bir dertten ya da seçim derdinden yapmıyoruz; geçim derdinden yapıyoruz. Her siyasetçiye, '˜Önümüzdeki dönem en büyük projeniz nedir?' diye sorarlar. Benim önümüzdeki dönemde en büyük projem; Karaağaç'ın ve Edirne'nin bereketli topraklarında, o elleri nasır tutmuş, yüzleri güneşten kavrulmuş ama yürekleri tertemiz kardeşlerimle beraber evlatlarımıza ve torunlarımıza sağlıklı doğal gıdaları yedirebilmek ve onları bunlarla büyütebilmektir. Hedefimiz ve amacımız budur. Bunun dışında ne bir oy beklentimiz, kaygımız vardır; ne de başka bir gelecek kaygımız vardır. Burası siyaset alanı değil, geçim alanıdır. Burası evlatlarımızın gelecek kaygılarının yok edilme alanıdır. Bunu hep beraber başaracağız. Önümüzdeki süreçte yerli tohumları daha fazla bulup çoğaltarak, çocuklarımızı sağlıklı gıdalarla besleyerek büyüteceğiz. Yabancıların genetiği ile oynadığı tohumlarla büyütmeyeceğiz. Eğer çok meraklılarsa kendi milletlerine, kendi çocuklarına yedirsinler. Biz, onları yemek istemiyoruz' dedi.
Kantar ve buzhane açılacak
Türkiye Cumhuriyeti'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu güçlü bir devlet olduğunu belirten Gürkan; 'Kimsenin ne olduğunu bilmediğimiz tohumlarıyla çocuklarımızı besleyeceğimiz bir ülke ve devlet değildir. Gelecekte bereketli topraklarımızda kendi tohumlarımızı ekerek, oradan elde ettiğimiz ürünleri kuracağımız üretici kooperatifleri ile destekleyerek, gelecekte çok yakın zamanda Karaağaç ve Edirne'de meyveciliğin daha da gelişmesi için yapacağımız bin tonluk buzhaneyi devreye alarak, Karaağaç'ta kapatılan ve kaldırılan kantarı yeniden yaparak, 15 yıl önce olduğu gibi buradan yetişen ürünlerimizi yine her gece kamyon kamyon doldurarak gerekirse biz başka şehirlere ve ülkelere ihraç edeceğiz. Onlar da görsünler ki sağlıklı beslenme, temiz gıda nasıl olur; Edirne'nin becerikli üreticileri, çiftçileri neler yapabilir, neler üretebilir. Türkiye'nin en gelişmiş ve en yetenekli borsalarından birisine sahibiz. Borsa'nın, Ziraat Odası'nın ve diğer sivil toplum örgütlerimizin desteği ile bunu başarabiliriz. Mutlaka başaracağımıza inanıyorum' sözlerine yer verdi.
Büyükerşen'den atalık tohum desteği
Gürkan, konuşmasının ardından ata tohumundan üretilen domatesi, Karaağaç üreticilerini temsilen Yılmaz Zule ve Nebil Ehlikeyf'e takdim etti. Gürkan, domates takdimi sırasında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e de teşekkür ederek; 'Yılmaz Büyükerşen, yıllar önce Eskişehir'de bir tohum üretme fabrikası ve tohum takas bankası kurdu. Biz de bunu yapacağız. Büyükerşen, Eskişehir'de yerli ata tohumundan üretilen domates fidelerinden 5 bin adedi bize hediye etti. Biz de bunları, Karaağaçlı üreticilerimize teslim ediyoruz. Bunlardan hem sağlıklı, temiz domatesler yiyeceğiz, hem de domateslerden aldığımız tohumları önümüzdeki yıl çoğaltarak sayıyı ve ekim alanını daha da çok genişleteceğiz' dedi. Gürkan, konuşmasının ardından domates fidelerini teslim ederken, 5 bin adet domates fidesi katılımcılara dağıtıldı. Fidelerin teslim edilmesinin ardından şenlikteki ilk atalık tohum takasını Belediye Başkanı Recep Gürkan gerçekleştirirken, atalık tohum takası başlatıldı.
Stantlar yoğun ilgi gördü
Atalık tohum takasının başlamasının ardından Gürkan, şenliğe katılan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Belediyesi ve Silivri Belediyesi'nin stantlarını ziyaret ederek, stantlarda bulunan tohumları inceledi. Stantlarda bulunan tohum ve fideler vatandaşlara dağıtılırken, yoğun ilgi nedeniyle kısa süreli izdiham yaşandı. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'nin standında ise vatandaşlara manda yoğurdu ve boza dağıtımı gerçekleştirildi. Şenliğe destek veren Kırsalın Doğal Pazarı'nın köylü kadınları ise el emeği ürünlerini satışa sunarak, katılımcılara damak ziyafeti yaşattılar. Şenlikte ayrıca EFOD tarafından hazırlanan '˜Buğdayın Serüveni' fotoğraf sergisinin açılışı da gerçekleştirildi.