Jeoloji mühendislerinden uyarı

Deprem Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilciği, yerleşim yerlerinde artan deprem riskine karşı siyasileri, merkezi ve yerel yönetimleri, kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla birlikte sivil toplum kuruluşları yöneticilerini sorumluklarını yerine getirmeye çağırdı.

TAKİP ET

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilciliği, 1-7 Mart Deprem Haftası nedeniyle depreme karşı çeşitli uyarılarda bulundu. Uyarıda, siyasilerin, yerel yöneticilerin, kamu ve özel sektör temsilcileriyle sivil toplum kuruluşu yöneticilerine çağrıda bulunuldu.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, ülkemiz yerleşimlerinde artan deprem riskleri karşısında 2020 yılınde, depremlerin maddi ve manevi yıkıcı etkilerini yoğun şekilde hissedilen bir yıl olduğu belirtilen açıklamada, 'Aslında büyüklükleri literatürdeki skalaya göre '˜orta büyüklükte' derecelendirilen ve hasar yapıcı etkisi sınırlı olması gereken bu depremler, merkez üstünden onlarca kilometre ötede yıkım ve ölümlere yol açtı; Ege Denizi'nde Sisam adasının kuzeyinde meydana gelen ve 70 kilometre ötesinde İzmir'in Bayraklı ilçesinde 117 kişinin ölümüne yol açan Sisam Depremi, ya da merkez üstü Elazığ-Sivrice olan ancak yaklaşık 40 kilometre ötesinde Elazığ merkezde Sürsürü ve Mustafapaşa Mahallelerindeki binaları yıkarak 30'dan fazla yurttaşın ölümüne yol açan Sivrice Depremi veya İran'ın Khoy kentinde meydana gelen ancak Van'ın Başkale ilçesine bazı mahallerinde binaların göçmesi sonucunda 9 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği deprem gibi. Sonuç olarak, 2020 yılı boyunca meydana gelen depremlerde toplam 168 vatandaşımız yaşamını yitirmiş, 3 bine yakın vatandaşımız yaralanmış, 80 bine ne yakın konut, işyeri gibi bağımsız bina bölümleri yıkılmış veya ağır hasar görmüş, 20 milyar liraya yakın maddi kayıpla yüze yüze kalınmıştır. Türkiye, dünyada 2020 yılında meydana gelen depremler sonucu en çok can kaybının yaşandığı ülke olmuştur' denildi.

'RİSK HAVUZU ARTIYOR'

Gelinen noktada, kentlerde ve diğer yaşam alanlarında deprem risk havuzunun her geçen gün biraz daha büyüdüğü kaydedilen açıklamada, Güvenli yapılaşmanın ilk adımı olan zemin ve temel etüt raporlarını yerinde denetleyen bir yapı denetim sistemini beton lobisi istemiyor diye henüz kuramadık.

Eskimiş ve günün ihtiyaçlarına yanıt vermeyen planlama, imar, afet, yapı üretim ve denetim mevzuatıyla deprem etkilerini yönetmeye çalışıyoruz. 50 yılı aşkın süredir deprem zararlarının etkilerinin azaltılması konusunda gelişmiş ülkelerde uygulanan '˜fay yasası' gibi düzenlemelere sırtımızı dönmeye devam ediyoruz' ifadelerine yer verildi

'KARARLI MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ'

Odası olarak, ülkemiz yerleşimlerinde artan deprem riskleri karşısında çağrıda bulunulan açıklamada şunlara yer verildi: 'TBMM Başkanını, Cumhurbaşkanını, bakanları, milletvekillerini, merkezi ve yerel yönetimleri, kamu ve özel sektör kuruluşlarını, üniversiteleri, meslek örgütleri, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerini sorumluluklarını yerine getirmeye ve depremlere karşı daha duyarlı, daha kararlı ve daha mücadeleci olmaya çağırıyoruz. Bu çağrının gereği olarak; Her tür ve ölçekte mekansal planlar, afet risk azaltma planları ile deprem mastır ve sakınım planlarına altlık oluşturacak nitelikteki mikrobölgeleme etütlerinin önümüzdeki 3 yıl içerisinde tamamlanması sağlanmalıdır. Bu amaçla, İmar Kanunu'na bir madde ilavesi yapılarak planlama öncesi mikrobölgeleme etütlerinin yaptırılması zorunlu hale getirilmelidir. Fay yasası 3 ay içerisinde çıkartılarak hem ülkemizin depremselliği hem de bunun bir parçası olan diri fayların yüzey faylanması tehlikesinin belirlenmesine yönelik mevzuat oluşturulmalı; MTA'nın koordinasyonunda yürütülen Türkiye Paleosismoloji Araştırma Projesi hızlandırılarak 3 yılda tamamlanmak üzere gerekli planlamalar yapılmalıdır.'