Her şeyi inkar ettiler
Meriç'teki bot faciasında ölen FETÖ şüphelilerine Yunanistan'a kaçmak için yardım ettiği öne sürülen ve haklarında 98'er yıl hapis cezası istenen göçmen kaçakçısı iki Pakistanlı ilk kez hakim karşısına çıktı. İki sanık kılavuz olmadıklarını, kendilerinin de yurtdışına kaçmak istediklerini söyledi. Bir sanık savunma yaparken 'Oruç tutuyoruz, Müslüman yalan söylemez' dedi.
Şubat ayında Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a geçmek isteyen 8 kaçağın bindiği botun batmasıyla ikisi kadın ikisi çocuk 4 kişinin ölü bulunduğu olayla ilgili kaçaklara kılavuzluk yaptıkları tespit edilen ve haklarında Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Göçmen kaçakçılığı yapma', 'Silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'Olası kast ile öldürme' suçlarından dava açılan Pakistan uyruklu 2 kişinin yargılanmasına başlandı. Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Seyid A. ve Muhammed A. ile avukatları ve nehirde cesedi bulunan Ayşe Abdülrezzak'ın akrabası Halil Abdülrezzak katıldı. Duruşmada ilk olarak geçtiğimiz hafta Meriç Nehri'nde cesedi bulunan ve 13 Şubat'ta batan botta bulunan bir kişiye ait ceset ile ilgili yazılan iddianamenin de mahkemeye gönderildiği ve iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilerek, dosyaların birleştirildiği kararı okundu. Suçlamaları kabul etmediler Tutuklu sanık Muhammed A., tercüman aracılığı ile verdiği ifadede suçlamaları kabul etmedi. A., 'Müslüman yalan söylemez, oruç tutuyorum. Kayıkta en arkada oturuyordum. İki kişi botu kullanıyordu. Kenara yanaşınca herkes hızlı şekilde yukarı çıkmaya çalıştı. Ben de kıyıya çıktığım zaman elimi tutmalarını söyledim. Benden önce yukarı çıkanlar olmuştu. Daha sonra ormana çıktım. Benimle birlikte yukarı tırmanan bir sürü kişi vardı ama ne oldu bilmiyorum. Herkes çıktıktan sonra oradan oraya koşuşturmaya başladılar. Çok karanlık ve çok ağaç vardı ama göremedim. Botta kaç kişi olduğunu bilmiyorum' dedi. 'Sadece kendim geçecektim' Muhammed A., ülkesinden Türkiye'ye geldikten sonra 30 kişilik bir grupla yurtdışına kaçmaya çalıştığını ancak yakalandığını ifade ederek, 'Ben kendim Avrupa'ya gitmeye çalışıyordum. Başka kişilerin gitmesi için çalışmadım' dedi. 4 aydır tutuklu olduğunu belirten Muahmmed A., 'Sadece kendim geçecektim. Bir kere affedin, ben hayatım boyunca böyle bir şey yapmayacağım' dedi. 'Hiçbir şey görmedim, bilmiyorum' Diğer tutuklu sanık Seyid A. da İstanbul'da sebzecilik yaptığını ve daha fazla kazanmak için Yunanistan'a gitmeye karar verdiğini ifade ederek, İstanbul'da A. isimli bir kişinin aracılığıyla Yunanistan'a gitmek için Edirne'ye geldiğini ifade etti. Seyid A., Edirne'ye geldiklerinde gitmekten vazgeçtiğini ifade ederek, 'Araçta Arapça bilen kişi ile gelmeyeceğimi söyledim. Beni döverek götürmeye devam etti. Sonra ben kaldım. Onlar gittiler. Daha sonra askerler geldi. Hiçbir şey görmedim bilmiyorum. Muhammed A., onlarla birlikte gitmişti. Ben botta diğer kişileri hiç görmedim. Yemin ederim. İmkanım varken de kaçmadım' dedi. A., 4 aydır tutuklu olduğunu belirterek, 'Çocuğumu göremiyorum. Allah için beni affedin' dedi. 'Davacıyım' Nehirde cesedi bulunan Ayşe Abdülrezzak'ın akrabası Halil Abdülrezzak da sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinin olduğunu belirterek, 'Davacıyım. Dört canım gitmiştir. Hiçbir malumatımız yok' dedi. Tahliye etmedi Mahkeme heyeti, verdiği aranın ardından sanıkların nüfus ve sabıka kayıtlarının temini için Pakistan ülkesine müzekkere yazılmasına ve Halil Abdülrezzak'ın 'katılan' sıfatıyla duruşmalara kabulüne karar verdi. Mahkeme heyeti, sanıklar Muhammed A. ve Seyid A.'nın tutukluluk hallerinin devamın karar vererek, yargılamayı ileri bir tarihe erteledi.