Edirne'nin üçüncü büyük Mevlevihanesi gün yüzüne çıkıyor
Edirne'de yıkıntılar altında kalan tarihi Mevlevihane, yürütülen çalışmalarla yeniden ayağa kaldırılıyor. Kazılarla temeline ulaşılan yapı, tarihi belgelerden yararlanılarak hazırlanan proje kapsamında aslına uygun biçimde yeniden inşa edilerek kente kazandırılacak.
Osmanlı'ya 92 yıl başkentlik yapan Edirne'nin kültür kenti kimliğini vurgulayan Trakya Üniversitesi Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Ali Cengiz, Mevlevihane'nin şehir tarihinde özel bir yere sahip olduğunu belirtti.
Mevlevihane'nin temelleri üzerine başlayan çalışmalar, Edirne Valiliği'nin öncülüğünde hızla devam ediyor. Yapı tamamlandığında semazenler burada tasavvuf geleneğini öğrenip sema törenleri icra edecek. Osmanlı Padişahı II. Murat tarafından yaptırılan Mevlevihane, Konya ve İstanbul'dan sonra en önemli üçüncü merkez olarak yüzyıllar boyunca hem Edirne'ye hem de Balkanlar'a hizmet vermişti.
Muradiye Camii Külliyesi içerisinde bulunan yapı zamanla harabeye dönerken, toprak altında kalan bölümler yürütülen kazılarla gün yüzüne çıkarılıyor.
'ÜÇÜNCÜ BÜYÜK MEVLEVİHANE EDİRNE'DEYDİ'
Doç. Dr. Hasan Ali Cengiz, Osmanlı döneminin üçüncü büyük Mevlevihanesi'nin Edirne'de yer aldığını hatırlatarak şu bilgileri verdi:
'II. Murat bu yapıyı şehre kazandırdı. Edirne'yi fetheden I. Murat'tan sonra kenti imar eden padişah olarak bilinen II. Murat'ın eserleri arasında Üç Şerefeli Camii, Darülhadis Camii ve Muradiye Mevlevihanesi öne çıkıyor. Evliya Çelebi'nin aktardığına göre burada kan akmasının ardından yapı camiye çevrildi, Mevlevihane ise bahçesinde yer aldı. Külliye içerisinde şeyh odaları, talebe koğuşları, kütüphane, mektep ve aşevi bulunuyordu. Aşevinde sadece gelen dervişler değil, mahalle halkı da ekmek ihtiyacını karşılıyordu. 'Podula' adı verilen özel bir ekmek dağıtılıyor, Perşembe günleri ise pilav ve zerde halka sunuluyordu.'
KENTE KÜLTÜREL CANLILIK KATACAK
Cengiz, Mevlevihane'nin Osmanlı döneminde hem kültürel hem de sosyal hayata büyük katkılar sağladığını vurgulayarak, 'Cumhuriyet'in ilk yıllarında yıkılan ve üzeri kapatılan bu yapı, bugün yeniden diriliyor. İnşaat süreci tamamlandığında hem Mevlevihane Müzesi olarak kullanılacak hem de belirli zamanlarda sema törenlerine ev sahipliği yapacak. Böylelikle Edirne'nin kültürel mirasına yeniden can verilecek. Camiler, sinagoglar ve kiliseler nasıl restore edilip ayağa kaldırıldıysa, bu Mevlevihane de şehre değer katan bir merkez olacak. Turizm açısından da Edirne'ye büyük katkı sağlayacağına inanıyorum' diye konuştu.