Depremi ciddiye alın

Edirne Valiliği İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdür Vekili Kürşat Erata, İstanbul'da meydana gelen ve Edirne'den de hissedilen depremlerle birlikte yeniden gündeme gelen depremden korunma yöntemleri ve binaların deprem dayanıklılığı ile ilgili GÜNDEM'e açıklamalarda bulundu. Erata, 2019 yılında çıkan deprem yönetmeliğinin Japonya'dan örnek alınarak hazırlandığını ve yönetmelikle keyfi inşaat döneminin sona erdiğini söyledi. Edirne'nin yeni yapı stoklarının depremde zarar görme riskinin düşük olduğunu açıklayan Erata eski binalar için de kentsel dönüşüm planlanabileceğini ifade etti. Erata 'Depremi ciddiye almalıyız' dedi.

TAKİP ET

Edirne Valiliği İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdür Vekili Kürşat Erata, özellikle son dönem İstanbul'da meydana gelen ve Edirne'den de hissedilen depremlerle birlikte yeniden gündeme gelen depremden korunma yöntemleri ve binaların deprem dayanıklılığı ile ilgili GÜNDEM'e açıklamalarda bulundu. Erata, AFAD Başkanlığı ve AFAD Edirne İl Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği çalışmalarla ilgili bilgi verdi.

Depremin, Türkiye'nin gerçeği olduğunu ifade eden Erata; 'Eski alışkanlıklarımızın hepsini terk etmemiz lazım. '˜Bizim burası deprem kuşağında değil', '˜Burası deprem için risk oluşturmuyor' gibi düşüncelerden de uzak durmamız lazım. Çünkü yakınından fay hattı geçmeyen bölgelerde dahi artık yıkıcı depremler oldu. Bunun için de her türlü tedbiri alıp, ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Edirne, bu yönden şöyle şanslı; Edirne Vali'miz Ekrem Canalp, AFAD konusunda çok titiz ve hassas. AFAD ile ilgili her türlü çalışmaya açıktan destek veriyor. O yüzden şanslı bir ildeyiz. Başkanlığımız da Edirne'ye ayrı bir özen gösteriyor. Örneğin; Teknofest'ten hemen sonra deprem simülasyon aracını direkt Edirne'ye gönderdiler. Simülasyon aracının gelmesinin de ne kadar isabetli olduğu ortaya çıktı. Simülasyon aracı buradayken gerçeğini yaşadık' dedi.

Vatandaşların, deprem gerçeğini bilerek hareket etmesi gerektiğini belirten Erata; 'Genel anlamda afet öncesi, afet sırasında ve afet sonrasında yapmamız gereken işler var. Depremin yıkıcılığı karşısında afet öncesi yapmamız gereken çalışmalar, diğer 2 çalışmanın da önüne geçiyor. Başkanlığımız, toplumun da çok bilmediği, çok ciddi çalışmalara imza attı. Çünkü depremde yıkıcı etkisi dediğimiz yapıların hasar alması, yıkılması can ve mal kayıplarına neden oluyor. En önemli çalışma bu yılın başında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğidir' ifadelerine yer verdi.

'Japonya'dan yararlanıldı'

Deprem yönetmeliğinin, en son verilere dayanarak binaların statik yapılarının daha sağlam olması ve yapıların yıkılmasına yönelik önlem aldığını söyleyen Erata; 'Bu çok duyurulamadı belki ama çok kritik bir çalışmaydı. Deprem öncesi alınacak en önemli tedbirlerden bir tanesi buydu. Örneğin; Japonya da bir deprem ülkesidir. Japonya'da da büyük depremler oluyor ama yıkıcı etkisi bizdeki kadar olmuyor. Sebebi, sağlıklı bina yapmalarıdır. Sağlıklı bina yapmanın önündeki en önemli husus hazırlanan yönetmeliktir. Başkanlık, bu yönetmeliği çıkarırken de Japonya'nın tecrübesinden yararlandı. Türkiye'deki fiziki yapıyı ve jeolojik formasyonları inceledi. Artık bizde yeniden oluşturulan belirgin bir deprem haritası var. Eskisi gibi kuşaklardan oluşmuyor. Artık parsel bazında binanın, deprem sırasında alacağı ivmeyi öncesinden tespit edebiliyoruz. Bunu da vatandaşımıza açtı. Sadece uzmanlar değil, vatandaşlarımız da bundan yararlanacak. Böylece daha sağlıklı binalar inşa edeceğiz' dedi.

'Eğitimi 2 katına çıkardık'

AFAD Başkanlığı'nın 2019 yılını, afet yılı olarak ilan ettiğini söyleyen Erata; 'Afet yılı kapsamında da Edirne'de '˜Bir afet çantası nasıl hazırlanır?' eğitimleri verdik ve o esnada deprem oldu. Her şey üst üste geldi aslında. Ne kadar isabetli çalışmalar olduğu ve halkın bu konuda bilinçlenmesi gerektiği, bunun yolunda eğitimden de geçtiğinin farkındayız. Geçen sene ile bu sene arasında da eğitim oranımızı 2 kat artırdık. Şu anda Edirne'nin tüm nüfusunu dikkate aldığımızda yüzde 4.2'lere çıkardık ve henüz yılımız tamamlanmadı. Şu ana kadar AFAD İl Müdürlüğü'müz, 18 bin kişiye deprem ve afet ile ilgili eğitim verdi. Bu ciddi bir rakamdır ve daha da artıracağız. Valimizin çok büyük katkıları oluyor. En son hazırlanan Çocuk Trafik Eğitim Parkı'nda da bize yer verdi. Böylece bir avantaj daha elde ettik ve öğrencilere gitmek yerine, öğrenciler bize gelecek. Çok daha fazla sayıda öğrenciye de ulaşmış olacağız. Bu sayede şu anki eğitim verilen öğrenci sayısından 7-8 bin daha fazla öğrenciye eğitim verebileceğimizi düşünüyoruz. Üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Belki bu sayı daha da fazla olabilir. Bütün amacımız, insanları afetten uzak tutmak ve olduğu zaman da hazırlıklı olmaktır' sözlerine yer verdi.

'Korku, bilmemekten kaynaklanıyor'

İnsanların deprem, taşkın, heyelan ve çığdan korkması için bir sebep bulunmadığını söyleyen Erata; 'Bizim korkumuz; bunların karşısında ne yapacağımızı bilmemekten kaynaklanıyor. Ne yapacağımızı biliyorsak, korkuya da gerek kalmaz. Simülasyon TIR'ında öğrencilere sunduk ama insanlar, böyle bir olaya çok farklı reaksiyonlar gösterebiliyor. Öğrenciyi de korkutmadan depremi hissettirelim istedik ama bu heyecan içerisinde bu öğrettiklerimizi uygulayabilecekler mi? Çünkü insanlar, gerçekten hayatta bildiklerinin yarısını hatırlıyorlar. O yüzden bizim hedefimiz; yüzde 100'ünü bilsin, hiç olmazsa yarısını gerçek hayatta uygulasın. Bu yönde de çalışıyoruz. Her öğrendiğinizin yüzde 100'ünü uygulayabilmek gibi bir kaide yok ama yarısını bile uygularsanız birçok can kaybının önüne geçer' dedi.

'Sağlıklı binalardan korkmayın'

AFAD'ın hedef kitlesinin gençler olduğunu açıklayan Erata; 'Eğer gençlere ulaşabilirsek, gelecekler deprem anında etrafta koşan insanlar görmeyeceğiz. 1999 depreminden sonra ülkemiz aslında dersler aldı. Aldığı dersleri de deprem yönetmeliklerine yansıttı. 1999 yılından sonraki yapılar, çok daha sağlam yapılardır. 2019'dan sonra çıkan deprem yönetmeliğinde ise daha titiz davranıldı. Bunlardan önce yapılan yapıların depremde nasıl performans göstereceğini insanımız da biliyor ve o yüzden de ister istemez korkuyor. Korktuğu için de panik havasına giriyorlar. O yüzden diyoruz ki sağlıklı yaptığınız binalardan korkmayın' ifadelerine yer verdi.

'Keyfi inşaat dönemi bitti'

İnşaat tekniği ve yapım şartlarının değiştiğini açıklayan Erata; 'Şu anda devlet, yapıları projesine uygun denetleyerek yürütüyor. Yapıların birçoğu İl Özel İdaresi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kontrol altında yapılıyor. Konut stoklarında sorun vardı. Denetim firmaları da bu konuda devlet adına görev aldılar. Artık vatandaşımızın da yaptığı konutlar kontrollü olarak ve denetlenerek inşa ediliyor. Eskisi kadar keyfi hareketler yok. Ciddi anlamda denetimlerden geçiyor. Bu denetimlerde eğer bir aksaklık olursa veya uygulamada bir yanlışlık olursa hukuk açısından değerlendiriliyor ve devletin savcıları bu konuyla ilgili hukuki süreçleri başlatıyor. Eskisi gibi keyfi inşaat yapma dönemi bitti' dedi.

'Kentsel dönüşüm gündeme getirilebilir'

Edirne'nin yeni yapı stoklarının depremde zarar görme riskinin düşük olduğunu açıklayan Erata; 'Ancak eski yapılar için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bunlar için de performans analizleri yapılması ve kentsel dönüşüm çalışmasına hız verilmesi lazım. Performansa göre güçlendirme yapılabilir. Gerekiyorsa da yıkılması veya kentsel dönüşüm projeleri gündeme getirilebilir. Bununla ilgili de ciddi bir atılım yapılacak. Ama şu ana kadar bize ulaşan somut bir proje yok. Edirne'mizin yeni yapı stokunun sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz' sözlerine yer verdi.

'Depremi ciddiye almalıyız'

Edirne'nin bir depreme hazır olduğunun hiçbir zaman söylenemeyeceğini belirten Erata; 'Çünkü depremin şiddeti ve süresinin ne olacağı hakkında bilgimiz yok. Bunu bilimsel verilerle dahi dünyanın hiçbir ülkesi söyleyemiyor. Bu bileşenlerin en kötüsü meydana gelirse zarar görürüz. Edirne il haritasına baktığınız zaman Kuzey'e doğru çıktığınızda deprem riski daha düşük, Saros'a indikçe deprem riskimiz daha artıyor. Ama bu demek değildir ki Edirne'nin kuzeyine daha dikkatsiz davranılsın. Bu durumun bize rahatlık getirmemesi lazım. Standartlarımız ne ise o standartlara uymamız lazım. Çünkü deprem, hem maddi, hem de manevi anlamda yıkıcı olan bir afettir. Malı yerine koyabiliriz ama özellikle canı yerine koyamayız. O yüzden depremi ciddiye almalıyız' dedi. Erata, depremden korunmanın yöntemlerinin öğrenilerek tatbik etmenin önemli olduğunu vurguladı.