2 milyon Balkanlı yer değiştirdi

Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Milli Mücadele'nin 100'üncü yılında Doğu Trakya panelinde Doğu Trakya'da demografik değişim konusunda sunum yapan Prof. Dr. Elçin Macar, 1912-1924 yıllarında Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan arasında 17 göç dalgası yaşandığını açıkladı. Macar, Balkan Savaşları'ndan itibaren, mübadeleler de dahil olmak üzere Balkanlar'da yaklaşık 2 milyon insanın yer değiştirdiğini söyledi. Macar 'Ortaçağ'dan bu tarihe kadar bu ölçekte bir nüfus hareketi görülmedi' dedi.

TAKİP ET

Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Milli Mücadele'nin 100'üncü yılında Doğu Trakya panelini gerçekleştirdi. Balkan Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen panele İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Mustafa Budak ve Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden Prof. Dr. Elçin Macar konuşmacı olarak katıldılar.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan panelde, Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Gençlik Senfoni Orkestrası da konser verdi. Konserin ardından panelin açılış konuşmasını Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nurten Çetin yaptı. Çetin, konuşmasında 24 Haziran 1920 tarihinde işgal edilen Edirne'nin, 1922 yılında Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra bağımsızlığına kavuştuğunu söylerken; 'Edirne Valiliği'ne tayin edilen Şakir Kesebir de 25 Kasım 1922 yılında Edirne'de idareyi ele almıştır. 1920'den 1922'ye kadar geçen süreçte Trakya'da bir mücadele yaşanmıştır. Bu mücadele boyunca elbette ki Edirne'nin Yunanlıların eline geçmesinden sonraki dönemde de buradaki Trakya Paşaeli Cemiyeti'nin ileri gelenleri başta olmak üzere milli mücadele uğrunda çaba sarf edenlerin bir kısmı Bulgaristan'a giderek örgütlenmelerini sürdürmüşlerdir. Edirne'nin kurtuluşunun 97'nci yılı nedeniyle kendilerini rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz' ifadelerine yer verdi.

'Edirne, Doğu Trakya'nın merkezidir'

Çetin'in konuşmasının ardından panel, Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan'ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Mustafa Budak ve Prof. Dr. Elçin Macar'ın sunumları ile devam etti. Prof. Dr. Beyhan, panelin açılış konuşmasında Edirne'nin, 658 yıllık Türk yurdu olduğunu söylerken; 'Osmanlı Devleti'nin ikinci başkenti ve Avrupa'ya açılış kapısı. Cumhuriyet döneminin de önemli bir serhat kentidir. Doğu Trakya'nın da merkezidir. Bu özelliklerinden dolayı insanların geçiş noktası, askeri işgallerin ilk uğrak yeridir. Acı, tatlı günleri vardır. 4 kez işgale uğramış. Son işgalinin yıldönümü 25 Kasım 2019'du. Biz de bunun için buradayız' dedi.

Atatürk'ün Batı Trakya düşüncesini açıkladı

Beyhan'ın açılış konuşmasının ardından panelde Prof. Dr. Mustafa Budak, Mondros'tan Lozan'a Türk davası ve Edirne'nin kurtuluşu konusunda sunum yaptı. Budak, sunumunda Edirne tarihi ile birlikte Batı ve Doğu Trakya'nın tarihsel sürecine yer verirken; Mustafa Kemal Atatürk'ün Batı ve Doğu Trakya'da Trakya Birliği konusundaki düşüncelerini açıkladı. Budak, Atatürk'ün Doğu Trakya'yı anavatanın bir parçası olarak gördüğünü söylerken; 'Batı Trakya'yı ise Türklerin bir vatanı olarak görmektedir. Batı Trakya davasını ayrı bir kulvarda sürdürülmesi gerektiğini istemektedir. Batı Trakya mücadelesi ile Doğu Trakya'nın anavatana katılmasını ayrı yöntemlerle yürütülmesini savunduğunu görmekteyiz. 1915 yılında yapılan Sofya Anlaşması'nda Türklerin, Meriç'in ötesine geçmesi İtilaf Devletleri tarafından kesinlikle istenmemektedir. Atatürk de bunu çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla uluslararası hukuk açısından temin edilmiş kesin hatlara saldırma anlamında bir iddiası bulunmamaktadır. O yüzden Batı Trakya davasını çeşitli platformlarda halk oylaması prensibini kabul etmiştir. '˜Olursa olur, olmazsa onun mücadelesi başka şekilde devam eder' demiştir. Sonuç itibariyle Batı Trakya, Musul, Batum gibi konuların Türk devleti açısından milli ukde olarak içinde bulunduğunu ama kesinlikle Batı Trakya'da garantör hakkını muhafaza ettiği, oradaki Türklere yardımcı olmaya çalıştığını da tarihi süreç göstermektedir. Batı Trakya'nın yalnız olmadığını ifade etmektedir' sözlerine yer verdi.

'Ortaçağ'dan beri görülen en büyüğü'

Budak'ın sunumunun ardında panelde Prof. Dr. Elçin Macar da Doğu Trakya'da demografik değişim konusunda sunum yaptı. Balkan Savaşları'ndan itibaren, mübadeleler de dahil olmak üzere Balkanlar'da yaklaşık 2 milyon insanın yer değiştirdiğini söyleyen Macar; 'Bunların içinde Müslüman, Rum, Bulgar, Ermeni ve diğer topluluklar var. Bu insanlar Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan arasında sınırları geçtiler. Bu göçten 3 bin yerleşim yeri etkilendi. 1920'li yılların hesabıyla 200 milyon pound değerinde mülkiyet el değiştirdi, yıkıma uğradı ve yeniden dağıtıldı. Ortaçağ'dan bu tarihe kadar bu ölçekte bir nüfus hareketi görülmedi' dedi.

'17 göç dalgası yaşandı'

1912-1924 yıllarında Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan arasında 17 göç dalgası yaşandığını açıklayan Macar; 'Sınırlar değişmiş, yeni ulus devletler kurulmuş veya var olan devletler milliyetçilik dozajını arttırmış ve beğenmediği nüfus yapısını çeşitli yöntemler kullanarak değiştirmiştir. Bir bölgedeki nüfusu ayrılmaya zorlamak için diğer Balkan ülkesinden gelen muhacirleri o bölgeye yerleştirmek, bütün Balkan ülkelerinin uyguladığı bir yöntemdir. Balkan Savaşları öncesi Osmanlı rakamlarına göre Doğu Trakya'nın nüfusu 569 bindir. Ancak nüfus istatistikleri, ulusal iddiaların birer parçası olması nedeniyle tahrif edilebilen araçlardır' ifadelerine yer verdi. Macar, sunumunda Türk, Bulgar ve Yunan kaynaklarından örnekler verdi. Panel, sunumların ardından sona erdi.