Altun'dan üçüncü dalga uyarısı: KAPANMA ŞART
Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Edirne'deki korona virüsü vakalarının artmaya devam ettiğini açıkladı. Altun, bağışıklık için aşılamanın önemini vurgularken Türkiye'deki mevcut aşılama sürecinin aynı oranda devam etmesi halinde çalışmaların 1,5 yıl sürecini söyledi. Önlemlerin alınmaması halinde salgında 3'üncü dalganın yaşanacağını belirten Altun 'Kapanma şart şu anda bu hızla devam ederse sıkıntılı' dedi.
Edirne Tabip Odası, Türkiye ve Edirne'deki korona virüsü vaka sayıları ve alınması gereken önlemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İmran Yeniocak'ın da katıldığı toplantıda konuşan Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, gerekli önlemlerin alınmaması halinde korona virüsü salgınında 3'üncü dalganın yaşanacağını belirtti.
1 Mart
itibariyle Türkiye'de kontrollü normalleşme dönemine geçildiğini hatırlatan Altun;
'Kademeli normalleşeceğimiz, bu sürecin yerinde kararlar ile belirlenen
kriterler çerçevesinde, valilerimizin başkanlığındaki İl Hıfzıssıhha
Kurullarımızda bu sürecin yürütüleceği belirtilmişti. Yerine karar döneminde
kontrollü normalleşmede göz önüne alınacak 5 kriter açıklanmıştı. Sağlık
Bakanlığı'nca 1 Mart tarihinde renklendirilmiş bir harita açıklandı. Açıklanan
harita, 20-26 Şubat tarihlerini kapsıyordu. Bu haritamızda 17 ilimiz kırmızıydı
ki Edirne de kırmızı iller içerisindeydi. Çok yüksek risk grubundaki iller
kırmızı ile gösterilmişti. Renklendirmede açıklanan 5 kriter göz önüne alınması
gerekirken, sadece 100 bin nüfustaki olgu açısından değerlendirme yapıldığını
biliyoruz' ifadelerini kullandı.
'KIRMIZI İLLER 17'DEN 39'A ÇIKTI'
Altun, 1
Mart'ta açıklanan renklendirilmiş haritada 100 bin nüfus içerisinde kırmızı
renkte olan en düşük ilin Burdur olduğuna dikkat çekerken; 'Oranı da 105,36
idi. Aradan zaman geçti. Her iki haftada bir verilerin durumuna göre bu
haritanın renklerinin güncelleneceği söylenmiş olmasına rağmen, aradan 4 hafta
geçti ama herhangi bir renk değişimi olmadı. Bir projeksiyonla hareket
ettiğimizde, son hafta açıklanan verilere göre; haritanın durumunda kırmızıya
dönen iller 17'den 39'a çıkmış. Dikkat ederseniz diğer illerin renkleri de
değişmiş. Mavi ile gösterilen 14 il varken şu anda 1 il mavi durumdadır' dedi.
'VAKA SAYILARI ARTIYOR'
13-19
Mart verilerinin yer aldığı grafikte yükselişin devam ettiğini söyleyen Altun; 'Grafik
son 2 haftada daha yatay seyrediyor ama yatay seyretmesi, olgu sayılarının
azaldığı anlamına gelmiyor, olgu sayıları halen artıyor. İpsala'daki vakaların
tavan yaptığı dönemde 3 Mart tarihli basın toplantımızda da; İpsala'daki vaka
artışının Keşan'a yansımaya başladığını, bunun için önlem alınması gerektiğini
belirtmiştik. Bu yerleşim birimlerinde bölgesel olarak karantina uygulamasının
yapılmasını söylememize rağmen bunun için geç kalındı ve vaka sayılarının
bununla ilişkili olarak arttığını düşünüyoruz' sözlerine yer verdi.
'İLLER ARASI GEÇİŞKENLİK BİZİ YANILTMADI'
Altun,
iller arası geçişkenliğin azaltılmasını 3 Mart'ta önerdiğini hatırlatırken; 'Aksi
halde Edirne, 100'de 107 iken, komşu illerin renklerinin turuncu olduğunu, çok
kısa zamanda renklerinin değişeceğini söylemiştik. Süreç bizi yanıltmadı. Aynı
il içerisinde gerektiğinde ilçeler arasında da ulaşım kısıtlamasının bu amaçlı
yapılabilirliğinin önemini belirtmiştik. Dünya Sağlık Örgütü, yeni olgu
sayısının test sayısına bölünmesi ile ortaya çıkan rakamın yüzde 5'in altına
indiğinde kontrollü açılımdan bahsediyordu. O toplantıda Türkiye'nin
ortalamasının yüzde 8 ile 9 arasında olduğunu söyledik. En son yüzde 13'e
yükseldi' dedi.
'DURDURMAK AŞILAMA İLE MÜMKÜN'
Sağlık
çalışanları arasında ikinci doz aşısını olan bireylerin bulunduğunu belirten
Altun; 'Onlarda pozitiflik görülmeye başladı ve hala o pozitiflik oranı
artıyor. Hiçbir zaman yüzde 100 koruyucu olan aşının olmadığını söyleyelim.
Ancak iyi tarafı, ikinci doz aşıya rağmen pozitiflik görülen bireylerin klinik
tabloları hafif tablodadır. Virüsün insandan insana bulaşmasının durması için
toplumun belli oranda virüse karşı bağışıklık kazanması gerekiyor. Bu her
salgında farklıdır. Korona virüsü için yüzde 70 toplumsal bağışıklık gerekiyor.
Toplumsal bağışıklık 2 yolla ortaya çıkar. Bunlardan birincisi; toplumun etkene
karşı bağışıklık kazanacak kadar hastalanması gerekir. İkincisi de aşılanma
yoludur. Toplumsal bağışıklık için olsa bile hastalığın yayılması istenmez,
çünkü faturası çok ağırdır. Dolayısıyla salgını durdurmanın tek yolu, toplumu
en kısa zamanda aşılamaktır. Dolayısıyla bireysel ve toplumsal önlemlerin
uygulanmasına bu süreçte devam edilmeli, bilim insanlarının önerdiği korunma
önlemleri çerçevesinde de yaşamamızı sürdürmemiz gerekir' ifadelerine yer
verdi.
'1,5 MİLYON DOZ AŞI NEREDE?'
Altun,
Türkiye'de aşı temini konusunda kaos olduğunu söylerken; '2 hafta önce AB
tarafından yapılan açıklamada; ülkemize 1,5 milyon doz Pfizer-Biontech aşısı
ihraç edildiği belirtilmiştir. Sayın Bakan ancak bir hafta sonra 1,4 milyon
aşının geldiğini duyurmuştur. AB'nin söylediği 1,5 milyon, Sayın Bakanın
söylediği 1,4 milyon aşı. Geldiği söylenen ve gelen aşılar aynı gurup mudur,
yoksa halka duyurulmayan 1,5 milyon doz aşı nerededir? Bu konuda ciddi anlamda
soru işareti var. 1,5 milyon aşının hesabının doğru bir şekilde yapılması ve
toplumla paylaşılması kıymetlidir. Sayın Bakan daha önceki açıklamalarında, 50
milyonu Mart sonu, 50 milyonu Nisan sonu olmak üzere 100 milyon aşının ülkemize
teslim edilmesi yönünde bir sözleşme yapıldığından bahsetmişti. Mart ayının
sonuna geldik fakat 50 milyon doz aşıdan haber yok. Dün akşam Sayın Bakanın bir
açıklaması daha vardı. Mayıs ayının sonuna kadar 100 milyon aşının geleceğinden
bahsetti' dedi.
'BÖYLE GİDERSE AŞILAMA 1,5 YIL SÜRER'
Türkiye'de
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre 14,5 milyon doz aşı yapıldığını hatırlatan
Altun; '120 milyon doz aşı yapılması gerekiyor. Aradan geçen 10 haftalık bir
zaman süresi var. Bugün elimizde aşı olur ve aynı hızda sürdürebilirsek
aşılanma süresi en az 1,5 yıl demektir. 1 Mart'ta başlayan '˜kademeli
normalleşme' olarak adlandırılan süreçte Edirne'de ve ülke genelinde vaka
sayıları 2 katın üzerine çıkmıştır. Edirne'de 107'den 219'a çıkmış, Türkiye genelinde
71'den 144'e ulaşmış. Bu, normalleşmenin zamanında ve doğru yapılmadığını
gösteriyor bize. Olgu sayıları halen artıyor ve hızla 3'üncü dalgaya doğru
gidiyoruz. Ülkemiz geneli açısından da, Edirne yereli açısından da. Umarım en
az insanımızın etkileneceği bir şekilde bu süreç yönetilebilir' sözlerine yer
verdi.
'İL HIFZISSIHHA KURULU AKTİF ÇALIŞMIYOR'
Altun,
Edirne İl Hıfzıssıhha Kurulu'nun aktif olarak çalışmadığını belirtirken; 'Birkaç
zoom toplantısı haricinde hiçbir toplantı yapılmamıştır. Alınan kararlar, sanki
toplantı yapılmış gibi yazılmış; üyelerin ev ve işyerlerine gönderilerek
imzalatılmıştır. Daha önce dile getirdiğimiz önerilere ek olarak soruyoruz;
Edirne'de 65 yaş üzerinde kaç yurttaşımız aşılanmıştır? Oranı nedir? Aşılanmama,
aşı yokluğundan mı kaynaklanmaktadır? Aşı yokluğundan kaynaklanmıyorsa nedeni
nedir? Bunun araştırılması ve hızlıca giderilmesi lazım. İnsanlar aşılanmak
istemiyorsa bir an önce bilgilendirici toplantılar yapılmalı ve herkesin aşı
olması gerekiyor. Toplumsal bağışıklık oranını başka türlü yakalamamızın imkânı
yok' dedi
'ÜÇÜNCÜ DALGA BİZLERİ BEKLİYOR'
Edirne'de
hasta sayısındaki artışın da devam ettiğini açıklayan Altun; 'İlimizdeki
hastanelerde yoğunluk artışı olmasına rağmen yatak doluluk oranı ve yoğun bakımlar
açısından herhangi bir sorun şimdilik görünmemektedir. Eğer gerekli önlemler
alınmazsa salgının 3'üncü dalgası bizleri beklemektedir. İkinci doz aşısını
olan bireylerdeki pozitiflik artışı hâlâ sürüyor. Salgının ciddiyeti konusunda
halkımızı tekrar uyarıyoruz. Zorunluluk halleri dışında dışarıya çıkmayınız,
kapalı kalabalık ortamlardan uzak durunuz, sosyal hareketliliğinize kısıtlama
getiriniz, bireysel korunma önlemlerine uyunuz. Bu zorlu süreci, halkımızın
desteği olmadan aşabilmemizin imkânı yoktur. O yüzden herkes kurallara riayet
etmelidir' ifadelerine yer verdi.
'EN AZ 14 GÜNLÜK KAPANMA'
Altun,
korona virüsü salgınının kontrol altına alınması için öneriler sunarken; 'Tüm
toplantılarda en az 14 günlük bir kapanma, mümkünse 28 günlük bir kapanma ile
olabildiğince bu hastalığı sınırlama altına almamız gerektiğini söylemiştik.
Kapanma şart; şu anda bu hızla devam ederse sıkıntılıdır. Şu anda Dünya Sağlık
Örgütü tarafından 15 tane mutant virüs tespit edilmiştir. Bunların bazılarının
tehlikesini bilmiyoruz. Ülkemizde mutant virüs araştırmasına ilişkin bir
çalışma yok. Bu kadar hızlı bulaşan, vaka sayısının arttığı bir yerde bizim
ülkemiz kaynaklı mutant virüslerin de olabilmesi mümkündür' diye konuştu.