Alman vatandaşına tahliye

Ocak ayında Türkiye'den çıkış yapmak üzere Kapıkule Sınır Kapısı'na gelen bir araçta ele geçirilen 36 kilo eroin ile ilgili araç sürücüsü ve imam nikahlı eşi ilk kez hakim karşısına çıktı. Karı - koca mahkemede tahliye taleplerini dile getirdiler. Ancak mahkeme sadece Alman vatandaşı olan imam nikahlı eş için yurtdışı çıkış yasağı şartıyla tahliye kararı verdi.

Alman vatandaşına tahliye
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Edirne'nin Kapıkule Gümrük Kapısı'nda geçtiğimiz Ocak ayında çıkış yapmak üzere gelen otomobilde ele geçirilen 36 kilo 812 gram eroinle ilgili iki sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.

Zuladan eroin çıktı

Ocak ayında Türkiye'den çıkış yapmak üzere Kapıkule Sınır Kapısı'na gelen sürücülüğünü Irak pasaportuna sahip A. A.'nın yaptığı, Alman vatandaşı F. E.'nin ve iki çocuğunun da yolcu olarak bulunduğu otomobil,  yetkililerce şüphe üzerine X '“ Ray taramasına sevk edildi. İnceleme sonucu şüpheli yoğunluğa rastlanılması üzerine, otomobil narkotik detektör köpekleri Maske ve Benga ile detaylı arandı. Aramada, otomobilin havalandırma ızgarası boşluğunun her iki yanında kaportaya sabitlenmiş, sac kapakların arka kısmındaki doğal boşluğa gizlenmiş 75 pakette toplam ağırlığı 36 kilo 812 gram olan eroin ele geçirildi.

'Bilsem arabaya binmezdim'

Başlatılan soruşturma kapsamında sürücü A. A. ve eşi F. E. çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandı. İki şüpheli hakkında 'Uyuşturucu madde ihraç etme' suçundan iddianame düzenlenerek dava açıldı. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar F. E. ve A. A. ile avukatları katıldı. Uyuşturucu madde ele geçirilen araç üzerine kayıtlı olan F. E. savunmasında hiçbir şeyden haberinin olmadığını savunarak, 'Bilsem o arabaya binmem. Çocuklarımla hiç binmem. Nasıl oldu nasıl bu şekilde araçtan uyuşturucu madde çıktı anlamadım. Hala şoktayım. Bilsem bu arabaya hayatta binmem. 5 aydır tutukluyum. Çocuklarım çok küçük. Suçsuzum. Tahliyemi istiyorum' dedi.

Gidişte araba bozulmuş

F. E., diğer sanık A. A.'nın kendisinin gayri resmi eşi olduğunu ifade ederek, Almanya'dan Irak'ta eşinin kardeşinin düğününe katılmak için yola çıktıklarını ifade etti. F. E., arabayla Almanya'dan kara yoluyla Türkiye üzerinden Irak'a gitmek için yola çıktıklarını, Türkiye'de düğün için alışveriş yaptıktan sonra Irak'a geçtiklerini anlatarak, 'Hem Irak'a giderken hem de dönüşte arabanın bozulduğu oldu. Zaten Türkiye gümrüğünden Irak gümrüğüne girerken arabamız bozuldu. Birkaç kişi yardım etmişti, öyle çalıştırdık. Eşimin ailesinin evi gümrüğe yakın' dedi.

Araca tamirhaneye götürmüşler

Irak'tan Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra aracın bu kez Diyarbakır yolunda durduğunu aktaran F. E., 'Ben de akrabalarımı, amcamı aradım. Amcam gelerek yardım etti. Araba çalıştı. Amcamların evinin kapısının önüne kadar gitti. Bu sebeple bir gece amcamlarda kaldık. Aracı ertesi sabah tamirhaneye götürdüler. Eşim de beraber gitti. Tamir sırasında yanındaymış' şeklinde konuştu.
Ehliyetinin olmadığını ve araba kullanmayı bilmediğini ifade eden F. E., 'Irak'ta veya Türkiye'de araç bozulunca tamirhaneye gitmiş değilim' dedi.

Sanık A. A. da arabanın kendisine ait olduğunu, ancak vergi borçları nedeniyle kendi üzerine kayıt ettirmediğini bu yüzden eşinin üzerine kayıt ettirdiğini ifade etti.

Irak'a gidiş amaçları düğün

Irak'a hem gezmek hem de kardeşinin düğünü yapmak üzere gittiğini ifade eden A. A., 'Habur'a girdiğimizde araç bozuldu. İki üç şoför gelip bize yardımcı oldu. Gümrükte bir şekilde çalıştırdık. Irak'ta gümrükten 30 '“ 40 dakika mesafedeki Dohuk'a kardeşimin evine gittik. Ertesi gün de aracı tamirhaneye götürdük. Burada yapacak kimseyi bulamayınca bize aracı Erbil'e götürmemizi tavsiye ettiler. Erbil'de E. E. isimli tamirciye gittik. Arabayı yapacağını söyledi. Araba iki gün onun tamirhanesinde kaldı. İki gün sonra telefon açarak arabanın hazır olduğunu söyledi. Ben de gidip arabayı aldım ve Dohuk'a getirdim. Daha sonra kardeşimin düğünü oldu. Düğünden sonra eve 2 kilometre kala araba yine istop etti. Eve kadar itekleyerek götürdük. Tamirciyi aradık. Bu kez kardeşimle birlikte arabayı Erbil'e E. E.'nin dükkana götürdük. Kendisine bıraktık. Araç bir gece daha orada kaldı. Daha sonra ben, eşim ve kız kardeşim hem arabayı almaya hem de gezmeye Erbil'e gittik. Sonra eve döndük. Bir süre daha Dohuk'ta kaldık. Sonra yola çıktık. Aynı gün Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptık. Şırnak'a yakın bir yerlerde araç yine bozuldu. Ben arabayı kendim tamir ettim. Diyarbakır'a kadar devam ettik. Diyarbakır'a yakın bir yerde araç bozuldu. Eşim, amcasını aradı. Onun yanına gittik. O gün tatildi. Ertesi gün tamirhaneye götürdük. Eşimin amcasıyla beraber aracın başında bekledik' dedi.

A. A., sonrasında Almanya'ya dönmek için yola çıktıklarını güzergah üzerinde Ankara'ya yakın bir yerde bir otelde konakladıktan sonra devam ettiklerini, Kapıkule Sınır Kapısı'na geldiklerinde ise olayın başlarına geldiğini anlattı.

'Uyuşturucuyu bilsem söylerdim'

'Araçta uyuşturucu madde olduğunu bilsem eşimi ve çocuklarımı bindirmezdim' şeklinde savunma yapan A. A., 'Uyuşturucu maddenin ne şekilde arabama yerleştirildiği konusunda bilgim yok. Ben bir şey bilseydim en azından ailem mağdur olmasın diye söylerdim. Eşimi bu halde bırakmazdım' dedi.

Duruşma savcısının dosyadaki eksikliklerin giderilmesini ve iki sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etmesinin ardından duruşma sanık avukatlarının savunmalarıyla devam etti.

Almanya'daki evde bir şey çıkmadı

Sanık F. E.'nin avukatı, müvekkilinin Almanya'da doğup büyümüş, Türk asıllı Alman vatandaşı olduğunu ifade ederek, 'Kendisinin Kürtçesi yok, Arapçası yok. Irak gibi bir coğrafyada kendisinin bu suçu işleyecek kapasitesi ve bilgisi yoktur. Müvekkilimin ailesinin evinde Alman makamlarınca arama yapılmış ve suç unsuru bir şey bulunamamıştır' dedi. Sanık avukatı, toplanan delillere göre kuvvetli suç şüphesinin ortadan kalktığını savunarak müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Sanık F. E. de savunmasının ardından ağlayarak tahliyesini talep etti.

'Bu işlerde tamirhaneler kullanılıyor'

A. A.'nın avukatı, araçta zula yapılan yerin, aracın kapısı açılmadan ulaşılabilecek bir yer olduğunu ifade ederek, ön kaput havalandırma ızgarası arasındaki doğal boşlukta bulunan uyuşturucu maddeyi buradan anahtarı olmayan bir kişinin bile çıkarabileceğini savundu. Sanık avukatı, benzeri uyuşturucu suçlarında tamirhanelerin bir şekilde kullanıldığını ifade ederek, 'Müvekkilin aracı da bu şekilde kullanılmak amacıyla tespit edilmiş olabilir' şeklinde konuştu.

Bir tahliye kararı çıktı

Sanık A. A. da tahliyesini talep ederek, 'Eşim ve çocuklarım var. Bir şey bilsem sırf eşim ve çocuklarım için bile bunu söylerim. Eşimin de kendimin de tahliyesini talep ediyorum' dedi. Mahkeme heyeti, verdiği aranın ardından sanık F. E.'nin yurtdışı çıkış yasağı ile tahliyesine; A. A.'nın ise tutukluluk halinin devamına karar vererek yargılamayı ileri bir tarihe erteledi. 

Bakmadan Geçme