Akdağ'dan atletlere tepki

TUYUB Yönetim Kurulu Başkanı Önder Akdağ, 28 Nisan Pazar günü gerçekleştirilen 5'inci Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'nun ardından gerçekleştirdiği değerlendirme toplantısında, maratonun 10 kilometre kategorisine katılarak, dönüş yerinde yaptıkları hata nedeniyle diskalifiye Hasan Tek ve Elif Mert'e tepki gösterdi. Akdağ, Tek'in hiçbir zaman milli atlet olmadığını ve organizasyonu sabote etmeye çalıştığını söylerken Mert'in de hakkını arama yolunun yanlış olduğunu belirterek 'Kendini yerlere atıyorsan bunun altında başka bir şey vardır' dedi.

Akdağ'dan atletlere tepki
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türk Yunan Bulgar Dostluk Grubu Derneği (TUYUB) Yönetim Kurulu Başkanı Önder Akdağ, 28 Nisan Pazar günü gerçekleştirilen 5'inci Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'nun ardından değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Dernek binasında gerçekleşen toplantıda Akdağ, maratonun 10 kilometre kategorisine katılarak, dönüş yerinde yaptıkları hata nedeniyle diskalifiye olan atletlere tepki gösterdi. Akdağ, açıklamalarına 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutlayarak başladı. 28 Nisan Pazar günü, 5'inci Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'nu gerçekleştirdiklerini söyleyen Akdağ; 'Engellilerle başladık ve en büyük gururumuz buydu. Akabinde 10 kilometre ve 21 kilometrenin başlangıcını yaptık. Bu tür aktivitelerde maalesef bazı olumsuzluklar yaşanabiliyor. İtirazlar oluyor, hakkının yendiğini düşünenler olabiliyor ki bunlar çok doğaldır. Hiçbir şeyi mükemmel yapmak mümkün değil. Özeleştiri yaparsak, bizim de eksikliklerimiz olabilir. Bundan yana hiçbir kaygı yok. Bir eksik varsa da yönetim kurulu adına mesuliyeti de üzerimize alırız. Bundan yana hiç kimsenin kuşkusu olmasın' ifadelerine yer verdi.

5'inci Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'nun organizasyonunu TUYUB'un, denetleme ve kontrolünün ise Atletizm Federasyonu tarafından yapıldığını belirten Akdağ; 'Aktivitemizde Federasyon Asbaşkanı vardı ki kendisi aynı zamanda maraton gözlemcisidir. Ulusal ve uluslararası hakemlerden oluşan bir hakem komitesi var. Olabilecek her türlü olasılığı bu hakemler değerlendiriyor. Parkur üzerinde 10 kilometre dönüşünün olduğu yerde hakemin, uyarının ve işaretin dışında başka bir sorumluluğu yoktur. Hakem, 10 kilometreyi geçtiği için hiçbir sporcuyu arkasından koşarak kolundan tutup geri getirmez. İşaretini verir, buradaki sorumluluk hem sporcu, hem de hakem üzerindedir. Birinci sorumluluk sporcudadır. Parkurun dışına çıkmamak ve dönülmesi gereken yere dikkat etmek gerekir. Bütün atletlerin kolunda profesyonel saatler vardır ve bunlarla koşarlar. Orada bir uyarı levhası yoksa bile kolunuzdaki saatten diskalifiye olmamak adına kendinizi korumaya alırsınız ve dönüşünüzü yaparsanız' dedi.

'Sporcu, ahlaklı davranmak zorundadır'

                5'inci Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'na 10 kilometre kategorisinde katılan 2 atlete dikkat çeken Akdağ; 'Birisi, Pazarkule Sınır Kapısı'na kadar koşup, kendisini yere atan Hasan Tek. Kendisinin milli ve elit atlet olduğunu iddia ediyor. Federasyon'dan baktırdık; kendisi milli atlet değil ve hiçbir zaman milli atlet olmamıştır. O gün tamamen maratonu sabote etmek için fevri hareketlerde bulunan bir şahıstan başka bir şey değildir. Çünkü ben, onu sporcu olarak bile adlandırmıyorum. Diğer bir arkadaşımız da Elif Mert'tir. 10 kilometreyi geçerek diskalifiye olmuştur. Bitişe geldiği zaman yaptıklarını herkes gördü. Mustafa Kemal Atatürk, '˜Ben, sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim' diyor. Her sporcu, ahlaklı davranmak zorundadır. Milli bir atletsen, sorumluluğun birkaç kat daha artıyor. Orada bir hata sonucu diskalifiye olduğunda hakkını aramanın yolu, '˜Ben milli atletim' diyerek, kendini yere atıp ağlamak değildir. Dilekçeni yazarsın, hakkını doğru zeminde ararsın. Kendini yerlere atıyorsan bunun altında başka bir şey vardır. Bunu iyi sorgulayıp anlamak lazım' sözlerine yer verdi.

'Onları kullanmaya çalıştılar'

Sporcuların etkinliklerde sıcağı sıcağına çok sağlıklı kararlar verebileceğini beklemenin doğru olmadığını da ifade eden Akdağ; 'Koşuyorlar, ciddi anlamda adrenalin yükleniyor ve oraya geldiği zaman kendi hatasını bastırmak için adrenalinin de etkisiyle birtakım olumsuzluklarda bulunuyorlar. Sakinleşince de gelip özür diliyor ama iş işten geçiyor. O sırada organizasyonunuza bir zarar veriliyor. Tabi ki gözlemciler var ve federasyon bir rapor tutuyor. Orada olan eksikler federasyonun kayıtlarına geçiyor ve kamuoyu ile paylaşılıyor. Oradaki atletlerimizin birkaç tanesi maalesef Edirneli atletlerimizdir. Edirneli atletler de onları, adrenalin yüklü halleriyle kullanmaya çalıştılar. Ben, sporun her zaman dostluk ve kardeşlik olduğuna inanan birisiyim. Başkanlık yaptığım süreç içinde yönetim kurulu üyeleri ile bu organizasyonu, bu inanç içinde yapıyoruz. Yapmaya da biliriz. Çünkü birçok sıkıntı ile yapıyoruz' dedi.

'Edirne'mize yakışır şekilde yaptık'

5'inci Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'nu bin bir güçlükle gerçekleştirdiklerini açıklayan Akdağ; 'Hâlâ birçok yere borcumuz var. Bu konuda kimseyi mağdur etmeyiz, bir şekilde ödeyeceğiz. Ama hayatta bir şeyi yapmak ister, bir duruş sergiler ve doğru bildiğiniz yolda giderseniz bir bedeli vardır. Bunun, bizim açımızdan bedeli; yorulmak, zaman zaman hayal kırıklıkları, sponsorluk görüşmelerinde yaşadığımız olumsuzluklardır. Biz, bu yolda, bunları bilerek 5'incisine geldiğimiz bu organizasyonu yine yapmak istiyoruz. Bu süreçte şehirde küçük destekler de aldık. Üzerimizde ciddi anlamda bir yük vardı. Son düzlükte vali bey ve belediyemiz katkı sağladılar. Bu organizasyonu da bir şekilde Edirne'mize yakışır şekilde yaptık. O gün kimse para ödülünü almadan gitmedi. Birçok organizasyondan çok daha iyi sporcu kitlerimiz vardı. Paramız yoktu ama kaliteli bir iş çıkarmaya çalıştık. Buna gölge düşüren tek şey, 2 atletin tavrı oldu. Bunlar da hiç önemli değil. Herkes kendine yakışanı yapıyor. Yapmış olmaları da onların sorunudur.  Bizim organizasyonumuzun, böyle kişilerle anılıyor olması üzücüdür. Dünya çapında, bin bir güçlükle bir etkinlik düzenliyorsunuz ve birisi 30 saniyelik bir şov ile emeğinizi çalmaya çalışıyor. Gerçekten sporcuysa bunları yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Demek ki zeki, çevik olmak kadar ahlaklı olmak da bu işte önemlidir' ifadelerine yer verdi.

'Hak yenmesine müsaade etmeyiz'

21 kilometre parkurunda hiçbir sorunun yaşanmadığını da açıklayan Akdağ; 'Çünkü tüm atletler profesyonel insanlardı. 10 kilometredeki dönüş noktasında birçok insan, hakemlere kulaklarını tıkadı. Maratonun parkurunda ortada bir taş yol, yaya yolu, yeşil alan ve bisiklet yolu var. Sporcuya kolay geldiği için bisiklet yolundan koşuyor. Çoğunun kulağında kulaklık var. Hakem uyarmakla görevlidir. Hiçbir zaman gidip çevirmez. O noktadaki hakemlerin hepsiyle yüz yüze görüştüm. Özellikle milli atlet Elif Mert'e 5-6 defa bağırdığını, dönüp baktığını ve ona rağmen devam ettiğini söylediler. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Bitiş noktasında da birkaç kişiyle tartıştığını gözlemledik. Halının üzerine bastığını bizzat söylerken, '˜Halının üzerinden lütfen inin. Manyetik bir halıdır' dememe rağmen halının üzerinden inmeyeceğini söyledi. Orada başkalarıyla da tartıştığını biliyoruz. Bunları da kimsenin kafasında soru işareti kalmasın diye söylüyorum. Organizasyon sahibi olarak kimsenin hakkının yenmesine müsaade etmeyiz. Biz müsaade etsek bile federasyon gözlemcisi ve hakem komitesi müsaade etmez. Olumsuzluklar olmuştur ama nedenleri, niçinleri bazen kişilerde gizlidir. Kamuoyunun yeterince aydınlandığını düşünüyorum' dedi. Akdağ, açıklamalarının sonunda 2020 yılında Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu'nun 6'ncısını gerçekleştirmek istediklerini de ifade etti. 

 

 

 

 

Bakmadan Geçme