ADD'den kahvaltılı dayanışma
ADD Edirne Şubesi, birlik beraberliği, dayanışma ruhunu geliştirmek, Atatürkçü düşünceyi yaşatmak amacıyla Edirne'deki sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla dayanışma kahvaltısı düzenledi. Dayanışma kahvaltısında konuşma yapan ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Celil Özcan, 2019 yılının, Atatürk'ün kuruluş ve kurtuluş mücadelesine başlamasının, ulusal egemenliğin, tam bağımsızlığın, Atatürkçü düşüncenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasının 100'üncü yılı olduğunu söyledi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şubesi, dayanışma kahvaltısında sivil toplum örgütleri ve dernek üyeleri ile bir araya geldi. Sivrikaya Restoran'da düzenlenen dayanışma kahvaltısına ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Celil Özcan ve yönetim kurulu üyeleri, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mine Hepgüllü ve yönetim kurulu üyeleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tahsin Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Tüm Emekli-Sen Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sait Dayıoğlu ve yönetim kurulu üyeleri ile ADD üyeleri katıldılar.
Dayanışma
kahvaltısında konuşma yapan Özcan, dayanışma kahvaltısına katılanlara ve yönetim
kurulu üyelerine teşekkür ederek; '2019 yılı, Atatürk'ün kuruluş ve kurtuluş mücadelesine
başlamasının, ulusal egemenliğin, tam bağımsızlığın, Atatürkçü düşüncenin,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin
atılmasının 100'üncü yılıdır. Biz de bu 100'üncü yılda Atatürkçü Düşünce
Derneği olarak bu yılı Atatürk'ün İzinde Milli Mücadele Yılı ilan ettik. 19
Mayıs Samsun kutlamalarına katılma gezisi gibi bu yıla özgü etkinliklerimiz
olacak. Yaptığımız bütün etkinlikler, liderimiz doğrultusunda hep birlik
beraberliği, dayanışma ruhunu geliştirmek, Atatürkçü düşünceyi yaşatmak amaçlı
yapıyoruz. Çünkü Atatürkçü düşünceden başka çıkış yok. Atatürk'ün gösterdiği
yoldan başka kurtuluş yok. Biz adalet, hukukun üstünlüğü olsun, insan hakları,
çocuk hakları sözleşmesi tam anlamıyla ülkemizde hayata geçsin istiyoruz.
Çocuklar taciz edilmesin, çocuklara tecavüz edilmesin, çocuk gelinler olmasın, kadınlar
öldürülmesin istiyoruz' ifadelerine yer verdi.
Türkiye'de
yapılan bütün etkinliklerin birkaç kişinin yararına değil, milyonların yararına
olmasını istediklerini belirten Özcan; 'Maalesef şu andaki siyasi iktidarın
yaptığı şu günlerdeki olumsuz havada, bu isteklerimizin tam anlamıyla yerine
getirilmediğini görüyoruz. Bunun yerine getirilmesinin tek yolu da sadece ve
sadece Atatürk'ün yürüdüğü gösterdiği yolda yürümekle mümkün olur. Atatürk'ün
önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli müdafai hukuktur. Hukukun
üstünlüğünü esas alan müdafai hukuk, ulusal egemenlik, tam bağımsızlık ve kuvay-i
milliye anlayışıyla vurgular. Tam bağımsızlık, ulusal egemenlik, Türkiye Cumhuriyet'inin
temelini oluşturur. Tam bağımsız, insan haklarına dayalı, demokratik, laik,
sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün önderliğinde
kurulmuştur. Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme
karşı kazanılan bağımsızlık savaşının sonunda kurulmuştur ve aydınlanma
devrimini temelini oluşturur. Aydınlanma devrimi, diğer adıyla Atatürk devrimi;
bize özgüdür, Türk'e özgüdür, Atatürk'e özgüdür' dedi.
'Yetkiyi milletine veren tek adamdır'
Aydınlanma
devriminin, emperyalizme karşı başarı kazanması ve emperyalizmi yenilgiye
uğratması ile tek olduğunu söyleyen Özcan;'Mazlum milletlere örnek olmasıyla da
tektir ve bu tek devrimi yapan tek adam Atatürk'tür. Atatürk ayrıca '˜Egemenlik
kayıtsız şartsız Türk milletinindir' diyerek egemenliği ulusuna vermiştir. Bu
yüzden tek adamdır. Tarihe baktığımızda, bütün tek adam geçinenler egemenliği
kendi tekellerinde toplamaya çalışmışlardır. Ama Atatürk, egemenliği kendi
isteğiyle egemenliği yani yetkiyi milletine vermiştir. Bu yüzden tek adamdır.
Biz, bu devrimi Atatürk'ten öğrendik. Bu yüzden bu öğretinin adına biz
Atatürkçülük ideolojisi, Atatürkçü düşünce diyoruz. Biz de Atatürkçü Düşünce Derneği
olarak Atatürkçü düşünceyi yaşar ve yaşatırız' sözlerine yer verdi.
'Katillerini biliyoruz'
Özcan,
ADD'nin yetim büyüyen bir dernek olduğunu belirterek; 'Bizim iki değerli
liderimiz; birisi onursal genel başkanımız Hıfzı Veldet Velidedeoğlu,diğeri
kardeşi gibi sevdiği yine hocaların hocası kurucu genel başkanımız Prof. Dr.
Muammer Aksoy, özellikle derneğimiz kurumsallaşamadan aramızdan
ayrıldılar. Bu yüzden bizim derneğimiz
yetim büyüdü. 1980 öncesi size bütün partiler oy birliğiyle cumhurbaşkanlığı
teklif edecekler ve siz diyeceksiniz ki;'˜Ben bilim adamıyım, Cumhuriyet
aydınları yetiştirmekle daha fazla faydalı olabilirim. O yüzden Cumhurbaşkanı
olmayayım, siyasete girmeyeyim' diyeceksiniz. Daha sonra ADD'yi, kardeşiniz
gibi sevdiğiniz Muammer Aksoy ile kuracaksınız. Bu iki güzel insan; emperyalistleri,
emperyalist işbirlikçilerini korkuttu. Bu yüzden ADD kurumsallaşmadan ortadan
kaldırılmaya çalışıldı. 19 Mayıs 1989'da yani Atatürk'ün kuruluş ve kurtuluş
mücadelesini başlatmasının 70'inci yılında ADD'yi 50 arkadaşıyla berber
kurdular. Fakat aradan 8 ay geçtikten sonra emperyalistler ve işbirlikçileri,
kurucu genel başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy'u katlettiler. Tabii biz
katillerini biliyoruz, daha sonraki aydınlarımızın katillerini de biliyoruz ama
hâlâ onlar faili meçhul' dedi.
'Demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz'
ADD
Onursal Başkanı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun da 24 Şubat 1992 tarihinde vefat
ettiğini hatırlatan Özcan; 'Bu yüzden biz, yetim büyüyen bir derneğiz. Her ne
kadar yetim büyüsek de bizim liderimiz Atatürk, kurucu genel başkanlarımız
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ve Muammer Aksoy'un izinde yürüyeceğiz. Biz de onlar
gibi '˜Egemelik kayıtsız şartsız Türk milletinindir' diye haykırarak son
zamanlarda saraya verilen egemenliği tekrar Türk milletine verme yönünde
demokratik ve haklı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizimle birlikte dayanışma
içinde olduğunuz için burada bulunan bütün Atatürkçü dostlarıma çok teşekkür
ediyoruz' ifadelerine yer verdi. Konuşmanın ardından dayanışma kahvaltısı
programı sona erdi.