34 Yıl Bulgaristan'da, 12 Yıl Türkiye'de… Bir öğretmenin bitmeyen meslek aşkı
1989 yılında Bulgaristan'da uygulanan zorunlu göç politikaları nedeniyle Türkiye'ye sığınan 88 yaşındaki emekli öğretmen Vildan Yılmaz, aradan geçen 35 yıla rağmen hem göç günlerinin izlerini hem de öğretmenlik tutkusunu yüreğinde taşımaya devam ediyor. Ömrünü eğitime adayan Yılmaz, emekli olmasına rağmen okul koridorlarının kokusunu, öğrencilerin sesini ve mesleğinin heyecanını hâlâ özlediğini söylüyor.
1989 yılında Bulgaristan’da uygulanan zorunlu göç politikaları nedeniyle Türkiye’ye sığınan 88 yaşındaki emekli öğretmen Vildan Yılmaz, aradan geçen 35 yıla rağmen hem göç günlerinin izlerini hem de öğretmenlik tutkusunu yüreğinde taşımaya devam ediyor. Ömrünü eğitime adayan Yılmaz, emekli olmasına rağmen okul koridorlarının kokusunu, öğrencilerin sesini ve mesleğinin heyecanını hâlâ özlediğini söylüyor.
Göç yıllarını “hayatımın en ağır dönemi” diye anlatan Yılmaz, ailesiyle birlikte sınırı geçtikleri anı dün gibi hatırladığını belirtti. Türkiye topraklarına adım attıkları ilk anda hissettiklerini tarif ederken gözleri dolan Yılmaz, “Allah bize bu topraklarda yaşamayı nasip etti. O yıllarda Bulgaristan’dan çıkmak çok zordu, vize bile verilmezdi. Çok şükür 35 yıldır bu güzel ülkede huzurla yaşıyoruz” dedi.
Kırklareli üzerinden Türkiye’ye giriş yaptıklarını aktaran Yılmaz, devletin o günlerde gösterdiği ilgi ve desteği unutamadığını ifade etti. Göçmenlerin hakları ve mesleki durumları hakkında bilgilendirildiklerini belirten Yılmaz, “Vali bey bize, ‘Korkmayın, hepinize destek olacağız. Haklarınız korunacak’ dedi. Bu sözler bize yeniden nefes aldırdı” diye konuştu.
Bulgaristan’da 34 yıl öğretmenlik yapan Vildan Yılmaz, Türkiye’ye yerleştikten sonra mesleğine sımsıkı sarıldığını söyledi. Edirne’ye geldiğinde 50 yaşında olduğunu belirten tecrübeli öğretmen, ilk olarak İstiklal Okulu’nda yedek öğretmen olarak görev aldığını, ardından Ankara’dan gelen karar ile Meriç İlköğretim Okulu’nda kadrolu öğretmenliğe başladığını anlattı.
Tayin belgesinde “stajyer öğretmen” yazdığını söyleyen Yılmaz, o günlerde yaşanan karışıklığı tebessümle hatırlayarak, “Yaşımı gören okul müdürü şaşırmıştı. Durumu anlatınca göçmen olduğumu öğrendi. O dönem herkes bize büyük anlayış gösterirdi” dedi.
Aynı okulda 12 yıl görev yapan Yılmaz, 2000 yılında yaş haddinden emekli oldu. Aradan geçen çeyrek asra rağmen öğrencileriyle bağının hiç kopmadığını vurgulayan emekli öğretmen, “Öğrencilerim beni hiç unutmuyor. Evlenen, iş sahibi olan birçok öğrencim hâlâ arar sorar. Hepsi benim için birer evlat” ifadelerini kullandı.
Emeklilik döneminde kanserle mücadele ettiğini ve gördüğü kemoterapi tedavisini başarıyla atlattığını anlatan Vildan Yılmaz, en büyük desteği 69 yaşındaki kızı Menşure Mutlu’dan gördüğünü söyledi. “Kızım bana gözü gibi baktı. Onun sayesinde bugün ayaktayım” diyerek kızına teşekkür etti.
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla genç meslektaşlarına seslenen Yılmaz, mesleğin sevgi ve sabırla yapılabileceğini vurguladı:
“Öğretmenlik insan sevgisi ister. Fedakârlık ister. Gençler, mesleklerini kalpten benimsesinler. Öğrencilerine sevgi göstersinler, saygıyı elden bırakmasınlar.”
Göçün acı izlerini, öğretmenliğin onurunu ve hayata tutunma azmini bir arada taşıyan 88 yaşındaki Vildan Yılmaz, bugün hâlâ çevresine ilham veren bir eğitim neferi olarak yaşamını sürdürüyor.
Bakmadan Geçme