3 yıl sonra yeniden
Temeli 1450 yılında 2. Murat döneminde atılan, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi Osmanlı'nın yükselme dönemi padişahlarına ev sahipliği yapan Edirne Sarayı'nın (Saray-ı Cedide-i Amire) kazılarına, 3 yıllık aradan sonra yeniden başlandı
Trakya
Üniversitesi (TÜ) ve Edirne Müzesi iş birliğinde gerçekleşen kazı
çalışmalarıyla sarayın toprak altında kalan kısımlarının gün yüzüne çıkarılıp
ayağa kaldırılması hedefleniyor. Kazı çalışmaları, bu dönem planlaması gereği
saray duvarlarının bulunduğu bölgede devam ediyor. Kazı Başkanı TÜ Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Edirne
Sarayı'nın, Osmanlı saray mimarisinin önemli yapılarından olduğunu söyledi.
Alanda
3 yıllık bir aranın ardından çalışmalara başlandığını belirten Kurtişoğlu,
"Bu yıl kazıya geç başladığımız için öncelikle bölge temizliğine girdik.
Alandaki ot ve ağaç parçaları temizlendikten sonra molozlar kaldırıldı ve ince
temizlik yapıldı. Su kanallarına ulaştık ve daha belirgin hale getirilmesi için
ince temizlik çalışması yapılıyor. Demir kapının açılması için haritacı
arkadaşlarla çalışma yapıldı ve asfalt alanı kaldırma çalışması yapıyoruz.
Diğer bir yandan kazı evinin düzenlenmesi için çalışmalar yapıyoruz.
Üniversitemizin Tunca yerleşkesinde bir kazı evi tahsis edildi. Buranın
düzenlemesini yapıyoruz, kazı evi bizim için çok önemli." ifadelerini
kullandı.
"Osmanlı saray
yaşantısına dair önemli bilgiler elde edeceğiz"
Edirne
Sarayı'nın gün yüzüne çıkarılmasının tarihe ışık tutması açısından önemli olduğunu
vurgulayan Kurtişoğlu, şöyle devam etti: "Buranın ayağa kaldırılmasının
kente ve tarihimize pek çok katkısı olacak. Osmanlı saray mimarisinin önemli
örneklerinden. Topkapı ve Dolmabahçe Sarayları ayakta ancak Edirne Sarayı'nın
birçok birimi günümüze ulaşamamış durumda. Eski fotoğraflardan ve kaynaklardan
sarayın eski haline dair bilgimiz var. Osmanlı-Rus Savaşı'nda büyük bir
tahribata uğradığını biliyoruz. Kazı devam ettikçe ve yeni kalıntılar, bulgular
elde ettikçe Osmanlı saray mimarisine ve Osmanlı saray yaşantısına dair önemli
bilgiler elde edeceğiz. Osmanlı-Rus Savaşı'nda burası cephanelik olarak
kullanılıyor ve buranın patlatılmasının ardından büyük bir yıkıma uğruyor.
Ardından meydana gelen depremler ve yangınlar tahribatı büyütüyor. Alanda çok
fazla yapı yok ancak kazı devamında yapıların temelleri ortaya çıkarıldıkça
yeniden bir canlandırma yoluna gidilecek."
Edirne Sarayı
Tunca
Nehri kenarına kurulan Edirne Sarayı'nın yapımına, 2. Murat'ın emriyle 1450
yılında başlandı. Topkapı Sarayı'na benzer bir yerleşim planına sahip Edirne
Sarayı, büyük meydanlar etrafında konumlanan değişik işlevli yapılarıyla Türk
saray mimarisinin genel karakterini yansıtıyor. İnşasının ardından Osmanlı-Rus
Savaşı, Balkan Savaşı gibi pek çok önemli olaya tanıklık eden saray, Osmanlı -
Rus Savaşı'nda önemli oranda tahrip edildi. Savaş sırasında cephanelik olarak
kullanılan saray, Edirne'nin istila edileceği ve cephanenin Ruslar'ın eline
geçebileceği düşüncesiyle dönemin Edirne Valisi Cemil Paşa'nın emriyle havaya
uçuruldu. Saraydan bugüne, mutfağı, Babüssade, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı
Hamamı, Fatih Köprüsü, Adalet Kasrı, Kanuni Köprüsü, Su Maksemi, Şehabeddin
Paşa Köprüsü, Namazgahlı Çeşmesi, Av Köşkü gibi yapıları ulaşabildi. Osmanlı
dönemi kanalizasyon sistemi, saray mutfağına ait araç gereçlerin yanı sıra
Hürrem Sultan'ın kullandığı parfüm şişelerinin de bulunduğu Edirne Sarayı kazı
alanının, ören yerine dönüştürülerek koruma altına alınması çalışmaları da
sürüyor.