15 yılda 20 bin ölüm

TMMOB Edirne İKK Sekreteri Nihat Çolak, TTB Edirne Tabip Odası Başkanı Ertuğrul Tanrıkulu, TİSGÜPDER Başkanı Özgür Cengiz, KESK Edirne Dönem Sözcüsü Ayhan Fırtına ve DİSK Trakya Bölge Temsilciliği görevlisi Özcan Aydın düzenledikleri basın toplantısı ile 20 Ocak Cumartesi günü 13.00'da Makine Mühendisleri Odası toplantı salonunda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Paneli düzenleyeceklerini açıkladılar. Açıklamalarda Türkiye'de son 15 yılda 20 bin işçi ve emekçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi dikkat çekti.

15 yılda 20 bin ölüm
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne İKK Sekreteri Nihat Çolak, Türk Tabipler Birliği (TTB) Edirne Tabip Odası Başkanı Ertuğrul Tanrıkulu, Trakya İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği (TİSGÜPDER) Başkanı Özgür Cengiz, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edirne Dönem Sözcüsü Ayhan Fırtına ile Türkiye Devrimci işçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Trakya Bölge Temsilciliği görevlisi Özcan Aydın düzenledikleri basın toplantısı ile 20 Ocak Cumartesi günü 13.00'da Makine Mühendisleri Odası toplantı salonunda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Paneli düzenleyeceklerini açıkladılar.
Toplantıda basın açıklamasını Nihat Çolak okudu. Çolak, basın açıklamasında Türkiye'de iş cinayetlerinin ve iş kazalarının sayısının tutulamaz hale geldiğini belirterek; 'Cinayetlerin ve kazaların önlenmesi, meslek hastalıklarını ortaya çıkaran etkenlerin ortadan kaldırılması için gerekli çalışmalar yapılmamaktadır. Yapılması gereken çalışmalar, maliyet ve işgücü mazeret gösterilerek geçiştiriliyor ve emekçilerin can güvenliği hiçe sayılmaktadır' ifadelerine yer verdi.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından gidişatın olumsuz yönde ilerlediğini söyleyen Çolak; 'Yasalar ile koruma altına alınacağı söylenen işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geçtiğimiz her gün ülkemiz daha da geriye gitmektedir. Hafızalarımızda henüz tazeliğini koruyan Soma, Ermenek, Torunlar, Şirvan ve Şırnak'ta yaşanan işçi katliamları 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlükteyken meydana gelmiştir' dedi.

'Devletin ve işverenin görevi'
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve kanun çerçevesinde bu güne kadar yapılan düzenlemelerin problemli olduğunu söyleyen Çolak; 'Bu alandaki sorunların köklü çözümü için 3 Mart 2017 tarihinde açıkladığımız önerilerimiz basit, uygulanabilir ve hayatidir. Önerilerimizi bir kez daha sıralarsak; işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle devletin ve işverenin görevi olduğu unutulmamalıdır. İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında görev verilen mühendis, mimarların işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması konusundaki görevlerinin bir danışmanlık hizmeti olduğu kabullenilmelidir' sözlerine yer verdi.

'Bağımsız enstitü yerine getirmeli'
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülmesinin doğru kararların önünde bir engel olduğunu söyleyen Çolak; 'Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB'den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır' dedi.

'2017 yılında 2006 işçi hayatını kaybetti'
İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin bir kamu hizmeti olarak ele alınması gerektiğini belirten Çolak; 'İşçi sağlığı ve iş güvenliği ticari kuruluşların kar alanı olmaktan çıkartılmalıdır. 2016 yılında yaşanan iş cinayetlerinde 1970, 2017 yılında ise 2006 işçi hayatını kaybetmiştir. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından 2018 yılının başına kadar iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçilerin sayısının 20 bine ulaştığını üzüntüyle görüyoruz. İş cinayetlerinin kader, fıtrat olarak nitelendirilmesini kabul etmiyoruz' ifadelerine yer verdi.

'Panel kararı aldık'
Çolak, toplantıya katılan sivil toplum örgütlerinin Edirne ili ve bölgesinde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda mevcut durumu tespit ve analiz etmek amacıyla panel düzenleme kararı aldığını açıklayarak; 'Panelimizde katılımcılar çok önemli bilgi ve birikimlerini sunumlarıyla bizlerle, Edirne kamuoyuyla paylaşacaklar. Panel sonrası yapacağımız tartışma '“ forum ile de meslek alanlarımızdan yola çıkarak sektörde yaşanan sorunlara çözümler üretmeye, izleyiciler ve katılımcılarla birlikte öneriler doğrultusunda oluşturulacak ortak akılla İşçi sağlığı ve İş güvenliği konusunda nasıl, hangi çalışmalar yapabileceğimizi konuşacağız' dedi.

'Hayatın tüm alanlarında değerlendirilmeli'
Çolak, açıklamalarında panelden beklentilerini de sıralayarak; 'Beklentimiz panel ve sonrası forumda ortaya çıkan öneriler doğrultusunda yapacağımız çalışmalar ile iş cinayetleri iş kazaları konusunda farkındalık yaratmak, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak ve iş güvenliği kültürünü aşılamak ve nihayetinde iş kazalarının yaşanmasının önüne geçmektir. İş güvenliği konusunu sadece çalışma hayatı kapsamında ele almayıp, hayatın tüm alanlarında değerlendirilmesi, bilinmesi ve uygulanması gerektiğini, bunun içinde öncelikle iş güvenliği kültürü oluşturma konusunda da çalışmalar yapılaması gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla İş Güvenliği konusu küçük yaşlarda bilgilendirme ve eğitimlerle verilmeye başlanmalı ilköğretimde iş güvenliği dersleri verilmelidir' sözlerine yer verdi.

'Tüm halkımızı bekliyoruz'
Çolak, basın açıklamasının sonunda tüm Edirne halkını panele davet ederken; 'Çalışma yaşamı ve hayatın her alanında güveli çalışma ve güvenli yaşam koşulları, çalışırken veya sonrasında ortaya çıkan meslek hastalıkları konularında birlikte tartışmak çözüm önerileri üretmek için tüm halkımızı 20 Ocak 2018 saat 13.00'da Makine Mühendisleri Odası'nda yapacağımız panel ve sonrası forum etkinliğimize bekliyoruz' dedi.

'TTB'nin etkisi alındı'
Çolak'ın basın açıklamasını okumasının ardından toplantıda söz alan Ertuğrul Tanrıkulu; 'Edirne Tabip Odası özelde, Türk Tabipleri Birliği de Türkiye'deki tüm sağlık sorunları ile yakından ilgileniyor ve kendine dert ediniyor. TTB olarak çok uzun yıllardır bunun altyapısını oluşturup işyeri eğitimlerinin ayrıca bir uzmanlık alanı olması konusunda da çok ciddi çalışmalar yaptık. Yasalar değiştikten sonra TTB'nin özellikle işyeri hekimi eğitimindeki etkisi tamamen alındı. Şimdi ne yazık ki özel şirketler yapıyor. TTB olarak işyeri hekimliği konusunu gündeme getirdiğimizde meslek hastanelerini, meslek hastalıkları hastanelerini, dal hastanelerini uzmanlık alanları olarak değerlendirilmesini her zaman sunduk. Bunların raporlarını, kanun tasarılarını verdik' ifadelerine yer verdi.
 
'Konuya eğilmek zorundayız'
Tanrıkulu, konuşmasında Türkiye'nin çok uzun yıllardır kanayan bir yarasını istedikleri şekilde sağlatamadıklarını söyleyerek; 'Bunun çok disiplinli olduğunu biliyoruz. Bu anlamda iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri birlikte çalışıyor. Ama aslında bu toplumsal bir kaygının, bir konsensüsün sonucu olmalı. Acaba hangimiz çocuğumuza bisiklet kullanmayı öğretirken kast ve dizlik taktırdık? Türkiye'deki güvenlik kültürü oluşumunun en önemli nedeni toplumsal olarak bizim güvenlik olgusuna bakış açımız. Bu anlamda bununla beraber biz profesyoneller olarak çok ciddi şekilde bu konuya eğilmek zorundayız' dedi.

'Miş gibi yapılıyor'
Tanrıkulu, konuşmasında '˜miş gibi yapılan', '˜yaptık' anlamında olan bir durumla karşı karşıya olduklarını belirterek; 'Kanun koyucu her yıl memurda ve kendisinin çalıştırdığı işçilerde iş yasasını öteler. En son 2020'ye ötelendi. Kanun koyucu, kendi çalışanının iş sağlığı ve güvenliği kurallarını öteleyip duruyor. Ama aynı şeyleri özel sektörden bekliyor. Burada çok ciddi bir sorunumuz var. İşyeri hekimleri ve işçi sağlığı açısından da çok ciddi sorunlarımız var. Biz bu sorunları birlikte çözebileceğimize inanıyoruz. Önemli olan alternatif ve muhalif diye değerlendirilen kurumların da fikirlerine önem verilmesidir. Biz bu yaşamı hep birlikte paylaşıyoruz. Bu anlamda da TMMOB, TTB, KESK, DİSK ve diğer sendikaların fikirlerini de kanun koyucuların dikkate alması gerekiyor. Aslında yasaya bakarsanız, orada bir Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi var. Orada, burada bulunan kurumlardan birer tane temsilci var ama işlevselliği yok. Bunu bir havuzla işbirliği içerisinde yapabiliriz' sözlerine yer verdi.

'Almanak çıkıyor'
Tanrıkulu, Edirne'deki kurumlar arası birlikteliğin kurulmasının nedeninin iş ve işçi sağlığı ve güvenliği konusunda meclis veya platform oluşturmak olduğunu açıklayarak; 'İş sağlığı ve güvenliği almanağı çıkıyor ve çok kalın. Gazeteleri tarayarak yapıyorlar ve her gün bir iş kazası, iş cinayeti var. Bazı günler birden fazla. Kocaman almanaklar yayınlanıyor. Dünya sıralamasını söylemeye dilim varmıyor.' dedi.

'Marmara Federasyonu'nu kurduk'
Tanrıkulu'nun konuşmasının ardından bir konuşma da Özgür Cengiz yaptı. Cengiz, konuşmasında Dernek olarak amaçlarını açıklayarak; 'Sadece dernek üyelerimiz olan iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, işyeri hemşiresi ve diğer sağlık personellerinin eğitimlerini, bilgilerini güçlendirmekten öte; amaçlarımızdan biri de Türkiye'de oluşacak kanunların, mevzuatın hazırlanmasında, daha ileriye götürülmesine katkıda bulunmak. Bu amaçla Türkiye çapında yaklaşık 60'ın üzerinde iş sağlığı ve güvenliği üzerine sivil toplum kuruluşu var. Bu sivil toplum kuruluşları çeşitli zamanlarda bir araya geldiler ve bir örgütlenme yapısına ulaşmaya çalıştılar. Şu anda örgütlenme yapısı olarak Marmara çapında İş Sağlığı ve Güvenliği Federasyonu kurduk. Ege Bölgesi'nde çalışmalar devam ediyor. İç Anadolu ve diğer kısımda da bir federasyon kurulacak' ifadelerine yer verdi.

'İleriye götürmeye çalışacağız'
Cengiz, konuşmasında Federasyonların kurulma amacını açıklayarak; 'Her bölgede insanların farklı geçim kaynaklarına sahip olmaları ve dolayısıyla her bölgenin insanlarının ihtiyaçlarının farklı olması. Ona göre bir iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları oluşturulması. Bunun yanında bir araya geldiğimiz takdirde iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının oluşturulması. Bunun yanında bir araya geldiğimiz takdirde iş sağlığı ve güvenliği açısından tüm Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak ama bu ihtiyaçlar arasında da belirli bir denge noktasına ulaşmış şekilde taleplerde bulunmak. Sonuçta örgütlenmiş bir yapı olarak karşılarına çıktığınız zaman kanunlar ve diğer mevzuatlarla ilgili olması gerekenleri kabul ettirmeniz daha kolay olacaktır. Bu şekilde bir örgütlenme yapımız var. Yapacağım konuşmada iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin sahada yaşadıkları problemler hakkında bilgi vereceğim. Bunun yanında forum olması dolayısıyla benim anlatmadığım, diğer arkadaşların ve dinleyicilerin ortaya çıkardıkları problemlerden de bahsedilecek. Bunu kademeli olarak yukarıya iletmemiz ve bununla ilgili Meclis'te veya bakanlıklarda birtakım çalışmalar yaparak bunları ileriye götürmeye çalışacağız. Bu panel de bunların adımlarından bir tanesi olacak' dedi.

'15 yılda bir kasaba insan'
Toplantı, KESK Edirne Dönem Sözcüsü Ayhan Fırtına'nın konuşması ile sona erdi. Fırtına, konuşmasında son 15 yılda 20 bin işçinin hayatını kaybettiğine dikkat çekerek; '20 bin can, küçük bir belde demektir. Yani her 15 yılda bir kasabayı kaybediyoruz' sözlerine yer verdi. 

Bakmadan Geçme