120 yıl yaşayabiliriz
17 Ağustos 2018 Cuma günü Kastamonu'da düzenlenecek İbn-i Sina Konferansı'na Edirnelileri davet etmek ve 3'üncüsü düzenlenecek Dünya Sağlıklı Yaşlanma Kongresi ve Ekspo 2018'de Edirne'nin tanıtımına da yer vermek amacıyla kurum ve kuruluşları ziyaret eden Dünya Yaşlanma Konseyi Kurucu Başkanı Gerontolog Dr. Kemal Aydın, uzun yaşamın sırlarını açıklayarak 'Dengeli bir hayat olursa insanlar 120 yıl yaşayabilirler' dedi.
Dünya
Yaşlanma Konseyi Kurucu Başkanı Gerontolog Dr. Kemal Aydın, 17 Ağustos 2018
Cuma günü Kastamonu'da düzenlenecek İbn-i Sina Konferansı'na Edirnelileri davet
etmek ve 3'üncüsü düzenlenecek Dünya Sağlıklı Yaşlanma Kongresi ve Ekspo
2018'de Edirne'nin tanıtımına da yer vermek amacıyla kurum ve kuruluşları
ziyaret ediyor. Bir aylık Avrupa ziyaretlerinin ardından ilk durak olarak
Edirne'ye gelen Dr. Aydın, Tarihi Ciğerci Bahri Bey'de düzenlediği basın
toplantısı ile sağlık alanında yaptığı çalışmaları açıkladı. Dr. Aydın, 2018
yılında Dünya Sağlıklı Yaşlanma Kongresi ve Ekspo'nun 3'üncüsünü
düzenleyeceklerini belirterek; 'Bu nedenle yaklaşık 1 aydır Avrupa'daydık.
Avrupa'daki özellikle Türk ve Müslüman vatandaşlarla beraber olduk. Göç ve
sağlık konusunda çalışmalar yaptık. Aynı zamanda Dünya Yaşlanma Konseyi Kardeş
Şehirler programımız var. Bu kapsamda Edirne'deyiz. Edirne, özellikle Osmanlı
İmparatorluğu zamanında Bursa ve İstanbul ile birlikte sağlıkta çok önemli
çalışmalar yapmışlar. En önemlisi de II. Bayezid Külliyesi ki Avrupa Sağlık
Müzesi ödülü aldı' ifadelerine yer verdi.
Dr.
Aydın, 3'üncüsü düzenlenecek Dünya Sağlıklı Yaşlanma Kongresi'nde Edirne'ye de
yer vermek istediklerini söyleyerek;'Edirne'nin kültürüne, sağlıktaki kültürüne
ve gastronomisine yer vermek istiyoruz. Bu konuda, İbn-i Sina'nın doğum günü
olan 17 Ağustos 2018 Cuma gününde İbn-i Sina Konferansı'nı Türk Dünyası Kültür
Başkenti olan Kastamonu'da gerçekleştireceğiz. Kastamonu'da kültür ve medeniyet
şehirlerini buluşturacağız. Buradaki amacımız; Selçuklu'daki sağlık şehirleri
olan Kayseri, Sivas, Amasya, Kastamonu, Çankırı ve Manisa'da ayakta kalmış
şifahaneler var. Ayakta kalanların çalışmasını bitirdik. Karşımıza Selçuklu ve
Osmanlı Şifahaneleri adlı bir eser çıktı. Osmanlı dönemindeki çalışmalara
baktığımızda da Bursa'daki şifahaneler, İstanbul'daki Sultan Ahmet Şifahanesi,
Haseki, Bezmialem Valide Sultan, Süleymaniye Şifahaneleri, Osmanlı döneminde
insanlara külliye olarak entegre sağlık hizmeti sunmuşlar' dedi.
'Hastaya özgü yemek çıkarmışlar'
Sağlık
sadece fiziksel olarak iyilik hali olmadığına; aynı zamanda bedensel, ruhsal,
sosyal, kültürel ve manevi bir bütünlük hali olduğuna dikkat çeken Dr. Aydın; 'Şifahanelerde
bunlar uygulanmış. II. Bayezid Külliyesi'ni gezdiğimizde dikkat çeken sadece
beden sağlığı değil; ruh sağlığı ve hatta gastronomi. Gastronomi o kadar önemli
ki o dönemde her hastaya özgü yemek çıkarmış. Genel bir imaretle birlikte her
hastaya özel yemek çıkaracak özel bir mutfak da var. Çünkü ruh sağlığı bozuk
kişiler her şeyi yemeyebilirler. Onların ağız tadına göre de özel yemek
çıkıyor. Bu müthiş bir olay. Biz, buna kişiye özgü tedavi diyoruz. Ama
ecdadımız o dönemde kişiye özgü mutfak olarak uygulamış. 17 Ağustos 2018 Cuma
günü düzenleyeceğimiz İbn-i Sina Konferansı'nda özellikle sağlıkta farklı
boyutların ele alınacağı bir buluşmaya Edirne'yi davet etmek istiyoruz. Resmi
kurumlar, Trakya Üniversitesi, Valimiz, Belediye Başkanımızı davet ediyoruz.
Burada, Aralık ayında yapılacak olan 3. Dünya Sağlıklı Yaşlanma Kongresi'nin ön
buluşmasının hazırlıklarını yapacağız' sözlerine yer verdi.
'Sağlıkta vakıf medeniyeti vardı'
İbn-i
Sina Konferansı'nda sağlıktaki kültürel boyuta dikkat çekeceklerini belirten
Dr. Aydın; 'Tarihte sağlık neydi? Sağlıkta bir vakıf medeniyeti vardı. Sağlık
ve eğitim, vakıf medeniyetinde aslında parasızdı. Bin yıllık bir geleneğimiz
vardı. Para kazanılıyor, vakıflar kuruluyor, gelir getiren çarşılar, arastalar,
hanlar, hamamlar var. Ama sağlık, bugünkü sosyal devlet dediğimiz gibi bir
olaydı. Devletten öte hayır sahiplerinin insanlığa sunduğu bir hizmetti. Bu
kültürü, gelecek kuşaklara aktaracak gençler ve bizler, kültür elçileri olarak
tarihteki bu deneyimimizi dünyaya aktarmak, dünyadaki gelişmeleri Türkiye'ye
aktarmak üzere yaklaşık 1 aydır Avrupa'da çalışmalarda bulunduk' dedi.
'Yaşanabilir bir dünya vizyonu'
Avrupa'da
sağlığın vakıflar üzerinden verildiğini söyleyen Dr. Aydın;'Örneğin;
Almanya'da, Hollanda'da ve Belçika'da vakıflar var. Vakıflar, kâr amacı olmayan
ama ticaret de yapan kuruluşlar haline gelmişler. Amaç kâr kazanmak değil.
Sistemi kurmuşlar. Almanya'da kaplıcaları tamamen bir şifa kasabaları haline
getirmişler. Çok güzel örnekleri vardı. Biz, Avrupa'nın bu güzelliklerini,
bizim milli ve manevi değerlerimiz olan vakıf kültürü, şifahanelerimizle 3.
Dünya Sağlıklı Yaşlanma Kongresi'nde masaya yatırarak sadece Türkiye'ye değil;
Dünya Sağlık Örgütü'ne, Birleşmiş Milletler'e, İslam İşbirliği Teşkilatı'na,
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'na, D8'e, Şangay Örgütü gibi
uluslararası kuruluşlara yeni bir vizyonla; '˜Bizim, bin yıllık bir
medeniyetimiz var. Değişik ülkelerin de medeniyetleri var. Gelin bununla
sağlığı insan odaklı ele alalım' diyerek herkes için sağlık, herkes için
yaşanabilir bir dünya vizyonunu amaçladık' ifadelerine yer verdi.
'Hayat 140-160 yıla çıkabilir'
Uzun yaşamın sırlarını açıklayan Dr. Aydın; 'Az yemek, az
uyumak, doğru insanlarla zaman geçirmek, çok su içmek, spor yapmak, ibadet
yapmak; yani dengeli bir hayat sürmek, aşırıya gitmemek. Dengeli bir hayat
olursa insanlar 120 yıl yaşayabilirler. Belki ileride 140-160 yıla çıkabilir.
Ama şu anda hayatta denge önemlidir. Türk milleti olarak yaptığımız hatalardan
birisi aşırı yiyoruz. Protein, karbonhidrat, vitaminler vs. dengeli beslenme
yok. Dengeli beslenerek ve zaman kavramında erken yatıp erken kalkmıyoruz. Bir
de ajanda kullanacağız. Eskiden herkesin bir akıl hocası vardı. Ajandaya
notlarını alırlardı ve hiçbir zaman beyinlerini yormazlardı. Maalesef ajanda
kültürünü unutmuşuz. Avrupa'da 5 yaşındaki çocuğun ajandası vardır. Unuttum
diye bir şey yoktur. Her şey planlı ve programlıdır. Şu anda 100 yıl yaşamak gayet mümkün.
100'ler, 120'ler kulübü var. Hedefi büyük tutmak gerekiyor' dedi.