100 bin imza istediler
Vatan Partisi Edirne İl Başkanı Hasan Ateş ve üyeleri, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için başlattıkları imza kampanyası için Saraçlar Caddesi'nde stant açtılar. Edirnelileri imza kampanyasına davet eden Ateş, 100 bin imza toplanarak Cumhurbaşkanı adayı gösterilmenin vatandaşların bireysel hakkı olduğunu söyleyerek '100 bin imzanın bireysel başvuruyla yapılacağı söyleniyor. Bu mümkün müdür? Bunun için yeterli süre var mıdır? Bu yurttaşların seçilme hakkına vurulan bir darbe değil midir?' dedi.
Vatan PartisiEdirne İl BaşkanıHasan Ateş ve üyeleri, Saraçlar Caddesi'nde stant açarak Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza kampanyası başlattılar. Stantta Edirnelileri Perinçek için imza vermeye davet eden Vatan Partisi Edirne üyeleri, Perinçek ve ailesinin bilgilerinin olduğu broşürleri de vatandaşlara dağıttılar.Ateş, imza kampanyasında yaptığı basın açıklamasında, erken seçim önerisinin 24 Nisan 2018 Salı günü Meclis'te görüşüleceğine dikkat çekerek;'O gün kabul edilip 25 Nisan 2018 günü Resmi Gazete'de yayımlansa, geriye 60 gün kalıyor. Anayasa'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 17. maddesi ile Anayasa'ya eklenen Geçici Madde 21/A'ya göre; '˜Bu kanunun yayım tarihinden itibaren en geç altı ay içinde TBMM, bu kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği kanuni düzenlemeleri yapar' denilmektedir. Bu kanunun kabulüne ilişkin halk oylamasının sonuçları 28 Nisan 2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Başka deyişle 2017 Ekim ayı sonuna kadar bu yasal düzenlemelerin yapılmış olması gerekirdi. Kamuoyunda '˜Uyum Yasaları' diye bilinen bu düzenleme, bırakınız 6 ayı, aradan 1 yıl geçmesine rağmen halen yapılmamıştır. Yasal düzenleme yok iken nasıl seçim kararı alınacak, nasıl seçime gidilecektir?' ifadelerine yer verdi.Açıklamasında Anayasa'nın 67. maddesinin son fıkrasına hatırlatan Ateş; 'Fıkrada '˜Seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz' hükmü var. Anayasa'ya eklenen Geçici Madde (21/H) ile bu seçimlerde uygulanmayacağı, yani 6 ay içinde çıkarılması zorunlu olduğu halde halen çıkarılmayan '˜Uyum Yasalarının, seçim sürecinin başlamasından sonra çıkarılması karşısında seçim takvimi nasıl hazırlanacak ve nasıl uygulanacaktır?Seçimin hukuki düzeni yok, fakat seçime gidiliyor. Hukuku yapılmadan seçim kararı alınamaz' dedi.
'Karar hukuk dışıdır'
Uyum Yasaları düzenlenmediği için, siyasal partilerin ve vatandaşların temel siyasal haklarını kullanma olanaklarının bulunmadığını iddia eden Ateş, '˜Önce Seçim Kararı alırız, sonra hukukunu getiririz' anlayışının hukuk dışı olduğunu belirterek;'Önce hukuki düzen konur, hakkın kullanılması koşulları fiilen oluşturulur. Ondan sonra seçim kararı alınır. Anayasaya göre, 100 bin imza toplanması yoluyla Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi, aynı zamanda vatandaşların bireysel hakkıdır. Şu anda vatandaşların bu hakkını nasıl kullanacağını gösteren bir hukuki düzenleme yok. Bu durumda hakkın kendisi de yoktur. 100 bin imzanın bireysel başvuruyla yapılacağı söyleniyor. Bu mümkün müdür? Bunun için yeterli süre var mıdır? Bu yurttaşların seçilme hakkına vurulan bir darbe değil midir? Hukuk varsa, seçim vardır. Hukuk yoksa yapılan iş hukukun dışındadır. Paldır küldür seçim olmaz, darbe olur' sözlerine yer verdi.
'Parti içi demokrasi yok edilmektedir'
Ateş, açıklamasında siyasal partilerin ön seçim çalışmalarına ve propagandalarına da değinerek; '2 ay 5 gün sonra sandığa gidilmesi durumunda siyasal partiler nasıl ön seçim yapacaklar? Ön seçim için propaganda ne zaman yapılacaktır? 24 Haziran'da Baskın Seçim Kararı, siyasal partilerin ön seçim yapma hakkını ve olanağını ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda siyasal partilerin milletvekili adaylarının lider mafyaları tarafından tayin edilmesi zorunlu kılınmaktadır. Zaten mevcut ekonomik ve siyasal sistem, siyasal partilerde demokratik işleyişe olanak vermiyor, hele 2 ayda seçim dayatmasıyla ön seçim kaldırıldığı için parti içi demokrasi bütünüyle yok edilmektedir. Bu durumda Baskın Seçimde milletvekili seçilmesinin önü kapatılıyor, lider piyonlarının önü açılıyor. İki ayda Baskın Seçim kararı, meclisin lider mafyalarından oluşmasına hizmet etmektedir. Parti içi demokrasi bütünüyle ortadan kaldırılmakta, mevcut siyasal sistem, mafyalaşmaktadır' dedi.
'Erken seçim kararı alma yetkisi Meclis'indir'
Cumhurbaşkanı adaylarına ve siyasal partilere propaganda yapmaları için zaman bırakılmadığını söyleyen Ateş; 'Türkiye'nin büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu bir ortamda, Siyasal partilerin ve Cumhurbaşkanı adaylarının programlarını ve çözümlerini vatandaşa anlatabileceği yeterli süreler ve olanaklar ortadan kaldırılmaktadır. Bu durumda demokratik karar süreçleri dinamitleniyor.24 Haziran'da seçim, hukuk düzeni içinde yapılan bir seçim değildir, iktidara hukuk dışı yollardan el koyma girişimidir. Siyasal partilerin eşitliği, hakları çiğneniyor. Vatandaşın hukuku çiğneniyor. Bütün milletvekillerine sesleniyoruz; hukuksuz, ön seçimsiz,adayların lider mafyaları tarafından atanacağı sahte seçime izin vermeyiniz. Millet Meclisi'nin yetkilerinin gasp edilmesine izin vermeyiniz. 24 Haziran Darbesine,kaosa izin vermeyiniz. Vatan Partisi olarak, TBMM'yi yetkilerine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Erken seçim kararı alma yetkisi Meclis'indir. Erken seçim tarihini hukuka ve demokrasinin gereklerine göre belirleme yetkisi Meclis'indir. TBMM, 1 Mart 2003 Tezkeresi'ni reddettiği tarihi kararda olduğu gibi, yetkilerine sahip çıkmalıdır' ifadelerine yer verdi.
'Erdoğan-Bahçeli ilişkisine mahkûm değiliz'
Erdoğan ve Bahçeli'nin Türkiye'yi borç batağında çaresizliğe sürüklediğini söyleyen Ateş; 'Komşularımızla Türkiye'nin ilişkilerini dinamitliyorlar. Vatan savaşımızın bir an önce zafere ulaşmasını baltalıyorlar. Kaos ve çözümsüzlük dayatıyorlar. Ancak Türkiye, her durumda onların dayattığı çözümsüzlükten çıkış yolu bulacak birikime sahiptir. Türkiye, Erdoğan-Bahçeli ilişkisine mahkûm değildir. Türkiye, ABD'nin dayattığı bölücü ve Fetö'cü güçlerle birlikte iktidar projesine de mahkûm değildir.Vatan Partisi, bu zorlu koşullardan vatan bütünlüğü ve üretim ekonomisiyle çıkışı başaracaktır. Komşularla iş birliğini, aydınlanmayı, laikliği ve Avrasya ülkeleriyle dayanışmayı hayata geçireceğiz. Milletimize, partimize güveniyoruz' dedi.