'Yoğun bakımda yatak kalmadı'
Edirne Tabip Odası, Edirne, Keşan ve Uzunköprü Devlet Hastaneleri ile Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi ve Özel Keşan Hastanesi'nde toplam 274 korona virüsü hastasının tedavi gördüğünü açıkladı. Açıklamada, Edirne'deki KYK'ya ait yurtlarda kalan hasta sayısının 370 olduğu belirtilirken 'Kentimizdeki hastanelerde yoğun bakım ünitelerinde boş yatak bulunmamaktadır' ifadelerine yer verildi.
Türk Tabipleri Birliği Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu, başta Edirne merkez olmak üzere Keşan ve Uzunköprü ilçelerindeki korona virüsü vaka sayılarını açıkladı. Edirne, Keşan ve Uzunköprü Devlet Hastanelerinin yanı sıra Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile Özel Keşan Hastanesi'nde yatan korona virüsü hasta sayılarının belirtildiği açıklamada, Edirne'deki Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalan hasta sayısına da yer verildi. Açıklamada ayrıca sağlık emekçileri arasında artan korona virüsü vakalarına da dikkat çekildi.
Türk
Tabipleri Birliği, Tabip Odaları ve Uzmanlık Dernekleri tarafından KOVID-19
salgınının Türkiye'de tanımlandığı ilk günden itibaren, salgın kontrolünde
dayanışmanın ve bilimsel yaklaşımın öneminin her fırsatta dile getirildiği
vurgulanan açıklamada; 'Bu süreçte; aile sağlığı merkezlerinde, hastanelerde,
112 ve filyasyon ekiplerinde canla başla çalışan sağlık çalışanlarının
farkındayız. Ancak bu kadar zorlu bir salgının tüm toplum kesimlerinin desteği
ve katkısı olmadan başarılı bir şekilde yönetilmesi olası değildir. Tüm
toplumun desteğinin alınabilmesi, ortaya konulan büyük emeğin karşılık
bulabilmesi için kamuoyunun şeffaf bir biçimde gerçek verilerle
bilgilendirilmesi, ülkemizdeki salgının boyutunun net olarak paylaşılması
oldukça önemlidir' ifadelerine yer verildi.
'YOĞUN BAKIMDA BOŞ YATAK YOK'
Edirne
Tabip Odası'nın sahadan edindiği bilgilere yer verilen açıklamada; '25 Kasım
2020 tarihi itibariyle KOVID-19 hastalığı nedeniyle Edirne, Keşan ve Uzunköprü
Devlet Hastanelerinde, Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama
Hastanesi ile Özel Keşan Hastanesinde toplam 274 hasta tedavi görmektedir.
Edirne'deki Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait yurtlarda kalan PCR + hasta sayısı
370'dir. Kentimizdeki hastanelerde yoğun bakım ünitelerinde boş yatak
bulunmamaktadır. Yapılan PCR testlerinde il düzeyinde pozitiflik oranı artmaktadır.
22 Kasım'da 190, 23 Kasım'da 202, 24 Kasım'da 360, 25 Kasım'da 338 insanımızda
daha PCR testlerinde pozitiflik saptanmıştır (günlük yeni olgu sayısı)'
denildi.
'12 GÜNDE 105 SAĞLIK ÇALIŞANI DAHA POZİTİF'
13
Kasım'da Edirne Devlet Hastanesi ve Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve
Uygulama Hastanesi'nde görevli PCR pozitif sağlık çalışanı sayısının 111
olduğuna dikkat çekilen açıklamada; 'Bu sayı 25 Kasım itibariyle 216'ya
yükselmiştir. Son 12 günde PCR pozitif sağlık çalışanı sayısı 105 artmıştır. Bu
rakama aile sağlığı merkezlerinde, özel muayenehanelerde/hastanelerde, 112 ve
filyasyon ekiplerinde görevli PCR pozitif sağlık çalışanı sayısı dâhil
değildir. 216 PCR pozitif sağlık çalışanının fazlası var, ancak eksiği yoktur'
sözlerine yer verildi.
'FİLYASYONU İMKANSIZ HALE GETİRİYOR'
Salgının
sağlık sisteminde meydana getirdiği olumsuzlukların da dile getirildiği
açıklamada; 'Büyük oranda ekonomik kaygılarla yapılan, erken ve hızlı açılmayı
takiben yaz boyunca enfeksiyon hızındaki sürekli artış, sonbaharla birlikte
sağlık sistemini zorlamaya, filyasyon çalışmalarını imkânsız hale getirmeye
başlamıştır. Ekonomik kaygılar elbette ki önemlidir. Ancak salgın konusunda
çalışan ekonomistlerin belirttiği üzere; salgın için alınan sıkı önlemlerin
neden olduğu ekonomik kayıp, bu önlemlerle salgının kısa sürede kontrol altına
alınmasının yarattığı güvenli ortam sayesinde telafi edilebilmektedir. Oysa
önlemlerin baştan sıkı alınmadığı, zamana yayılmış sınırlı kontrol
uygulamalarının hayata geçirildiği durumlarda salgın süreklilik kazanmakta ve
ekonomik etkisi uzun süreli ve daha yıkıcı olabilmektedir' denildi.
'NİSAN 2020 DÜZEYİNİ AŞTI'
Korona
virüsü salgınına karşı farkındalığın arttırılması amacıyla yapılması
gerekenlere yer verilen açıklamada; 'Yurttaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına
karşı duyduğumuz sorumluluk gereği aşağıda yer alan uyarıları tekrarlama
zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Salgının boyutunun daha iyi görülmesi, doğru
önlemlerin zamanında alınabilmesi, hem hastalık hem de salgınla daha etkin mücadele
edilebilmesi, toplumun farkındalığının arttırılması ve güven ortamının
sağlanabilmesi için COVID-19 salgınıyla ilgili tüm epidemiyolojik verilerin
iller ve ülke bazında açıklıkla paylaşılması gereklidir. Test pozitiflik
oranları, hastanelerdeki ağır olgu ve ölüm sayıları ve Sayın Sağlık Bakanının
yaptığı açıklamalara bakıldığında; salgının geldiği noktanın Nisan-2020
düzeyini çoktan aştığı anlaşılmaktadır' ifadelerine yer verildi.
ACİL TEDBİRLERE DİKKAT ÇEKİLDİ
Açıklamada
ayrıca virüs tedbirleri kapsamında alınması gerekli önlemler hatırlatılırken; 'Kapanma
önlemlerinin titizlikle uygulanması, sonuçlarının günü gününe takip edilerek
gerekli girişimlerin yapılması halk sağlığı ve ülkenin tüm çıkarları açısından
tek akılcı yaklaşımdır. Salgının kontrol altına alınabilmesi için; sınır
kapılarının kapatılması, şehirlerarası ulaşım ile şehirlere giriş ve çıkışlara
kısıtlama getirilmesi, toplumsal hareketliliğin azaltılması gereklidir.
Güvenlik, sağlık, gıda gibi temel, zorunlu ve acil mal/hizmet üreten işler
dışında tüm işlerde çalışmaların durdurulması, en az 14 gün süre ile sokağa
çıkma kısıtlaması/yasağı getirilmesi virüsün bulaşını / yayılmasını
azaltacaktır. Bu kısıtlamalar getirilirken sosyal devlet ilkesi göz ardı
edilmemeli, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile yerel yönetimler birlikte
hareket ederek yaşamını günlük kazancıyla sürdüren dar gelirli insanlarımızın
ihtiyaçlarını karşılama yoluna gitmelidir' denildi.
'YERELDE EK ÖNLEMLER GÜNDEME GELMELİ'
Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca'nın son günlerde yaptığı açıklamaların, gerçeğin hiçbir
zaman gizli kalamayacağının göstergesi olduğunun belirtildiği açıklamada; 'Salgının
gerçek boyutunun toplumla paylaşılması, panik ortamı yaratmadan ama olayın
ciddiyetine uygun doğru bilgilendirme ve önlemlerin alınmasıyla bu süreç en az
kayıpla aşılabilir. Halk sağlığının, tek tek bireylerin sağlığının toplamını
aşan bir anlam yüküne sahip olması nedeniyle, ortak iyiyi oluşturmak için
toplumsal dayanışmaya ve kolektif mücadeleye gereksinim duyduğu unutulmamalıdır.
İl Pandemi Kurulları ve İl Hıfzıssıhha Kurullarının aktif çalıştırılmasıyla,
gerekiyorsa yerel olarak ek önlemler/kısıtlamalar getirilmesi gündeme
gelmelidir' sözlerine yer verildi.
'NE YATAK, NE HASTANE ÇALIŞANI BULUNAMAZ'
Salgın sürecinin mevcut kısıtlamalar ile devam etmesi halinde ortaya çıkacak sorunlara dikkat çekilen açıklamada; 'Süreç böyle devam ederse ne yatacak hastane yatağı, ne de görev yapacak sağlık çalışanı bulunamayacaktır. Halkımıza çağrımızdır! Zorunluluk halleri dışında sokağa çıkmayınız, kapalı kalabalık ortamlardan uzak durunuz, sosyal hareketliliğinize kısıtlama getiriniz, maske kullanımı ve temizlik kurallarına uyunuz. Bu süreç ancak sizlerin desteği ile aşılacaktır. Edirne Tabip Odası olarak bölgemizde salgın sürecinin sağlıklı bir biçimde yürütülebilmesi için her türlü sorumluluğu almaya hazırız' ifadelerine yer verildi.