'TÜRKİYE SU STRESİ ALTINDA'
Meriç-Ergene Havzası Taşkın Risk Yönetim Planının Hazırlanması İçin Teknik Yardım Projesi'nin ilk toplantısı yapıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, bir otelde düzenlenen Meriç-Ergene Havzası Taşkın Risk Yönetim Planının Hazırlanması İçin Teknik Yardım Projesi Yönlendirme Komitesi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Meriç Nehri'ndeki ilk taşkının 1860'lı yıllarda yaşandığını söyledi.
Meriç'te 2005, 2006 ve 2007 yıllarındaki taşkınların
ardından Bulgaristan, Türkiye ve Yunanistan arasında taşkınların önlenebilmesi
için daha sıkı tedbirlerin geliştirilmesinin gündeme geldiğini belirten Sever, "2006 yılında meydana gelen taşkın
sonucunda yanlış hatırlamıyorsam 40 bin hektarlık bir alan sular altında
kalmış. Dolayısıyla yukarı havzada yapılan her bir çalışma ova konumunda olan
Edirne'yi çok yakinen ilgilendiriyor." dedi.
Sever, nehrin yukarı havzasındaki barajların yönetim
sisteminin ova konumunda olan Türkiye tarafından bilinmesinin önemli olduğunun
altını çizdi. Yaşanan taşkınlarda yukarı havzadan çok fazla sediment (tortu)
taşındığını ifade eden Sever, şöyle devam etti: "Çünkü yüzde 12'den fazla bir eğim var. Dolayısıyla bu gelen
sedimentler de adacıklar oluşturuyor. Bu adacıkların üzerinde de değişik
bitkisel türler yetişebilmekle beraber atık veya odunsu yapılar da oluyor. Bu
adacıkların temizlenmesi taşkın riskinin azaltılması açısından çok önemli. Bu
konuda Yunanistan'la birtakım çalışmalarımız bulunmuş ama bahsettiğim gibi
çalışmalar peyderpey risk olduktan sonra olmuş. Bunun sürekliliğinin sağlanıyor
olması lazım. 3 ülkenin bir araya gelerek Meriç Nehri'nin yönetiminde etkin söz
sahibi olması, birbirinden haberdar olması, sıkı bir koordinasyon içerisinde
yer alması lazım."
Risk
haritaları oluşturulacak
Sever, proje kapsamında taşkınların önlenebilmesi
için risk haritaları oluşturularak riski azaltıcı eylemlerin hayata
geçirileceğini söyledi. Bu eylemlerin yatak düzenlemesi, belirli sanatsal
yapıların restorasyonu, bakım onarımı ve nehir yatağı üzerindeki mevcut
yapıların kaldırılması olduğuna dikkati çeken Sever, şöyle konuştu: "İşte bu noktada belediye
başkanlıklarımıza ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüze ağırlıklı olarak
görevler düşüyor. Bu noktada iki kurumun koordinasyon içerisinde yer alması
lazım. Eylemlerin uygulanması için finansal açıkların kapatılması lazım. İşte
biz bu toplantılarla beraber gerek halkın gerekse de kurum kuruluşların taşkın
konusunda farkındalığını arttırmak istiyoruz. Hepimiz bu toplantıdan sonra
cebimize ödevlerimizi alıp gideceğiz. Ama bir köşeye atmayacağız. Neler
yapabiliriz, onları düşüneceğiz. Finansal kaynakları araştıracağız. Etüt
planlarımızı hazırlayacağız."
Türkiye su
stresi altında
Sever, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını,
su kaynaklarının korunması gerektiğini vurguladı. Nüfus artışı ve iklimin
getirdiği etkilerle birkaç yıl sonra kişi başına düşecek su miktarının 1000
metreküplerde olacağını ifade eden Sever, "Tarımda,
sanayide, hanelerde suyu verimli kullandığımız sürece su bizimle olur. Aksi
takdirde bu maalesef kıtlığa, gıda güvenliğinde zafiyetlere neden
olabilir." dedi.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Çevre ve
Sürdürülebilir Kalkınma Sektör Yöneticisi Elif Ceyda Torcu Özden de Avrupa
Birliği fonlarıyla birkaç sene önce havza yönetim planını tamamladıkları
Meriç-Ergene Havzası'nın taşkın yönetim planını da yapacak olmanın heyecanını
yaşadıklarını söyledi. Proje direktörü Gönül Ertürer de 7 Mart 2022 tarihinde
başlayan 3 yıllık projenin 2 milyon 751 bin avro bütçeye sahip olduğunu ifade
etti. Toplantı, teknik sunumlarla sona erdi. Toplantıya ilgili kurumların
müdürleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.