'Tüketicinin kaderi yoksulluk değil'
TÜKODER, AB ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Ticaret Bakanlığı'nın uyguladığı ürün güvenliği eğitiminin Edirne programını gerçekleştirdi. Eğitimde sunum yapan TÜDEF ve TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal, Türkiye'de güvenli ürün tüketiminin eğitimlerin yanı sıra tüketicinin alım gücünün arttırılması ile sağlanabileceğini söyledi. Koçal, yoksulluğun tüketicinin kaderi olamayacağını ifade etti.
Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından eş zamanlı olarak finanse edilen ve Ticaret Bakanlığı ile Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) tarafından uygulanan Ürün Güvenliği, Piyasa Gözetimi ve Denetimi ile Uygunluk Değerlendirmesi Alanlarında Farkındalığın Arttırılması Teknik Destek Projesi'nin Ürün Güvenliği Eğitimi gerçekleştirildi. Edirne'de Margi Otel toplantı salonunda düzenlenen eğitime Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) ve TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal, TÜKODER Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar ile sivil toplum örgütlerinden çok sayıda gönüllü katıldı.
'İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ'
8 Ekim
2019 tarihinde başlayan ve 2 yıl boyunca devam edecek projenin açılış
konuşmasını gerçekleştiren TÜKODER Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, TÜKODER'in 1990'lı yıllardan bugüne evrensel
tüketici hakları konusunda mücadele ettiğini belirtirken; '30'uncu yılımızda
böyle bir anlamlı çalışmaya imza atıyoruz. Genel merkezimize böyle bir
çalışmayı Edirne'de düzenledikleri için teşekkür ederiz. Biz, başkalarının
derdini kendine dert eden insanlarız. Tek amacımız var, evrensel değerler
eşliğinde biraz daha insanca yaşamak istiyoruz. Böyle bir çalışmanın faydalı
olacağını düşünüyorum' ifadelerini kullandı.
'KADINLARIMIZIN KATILIMI ÇOK ÖNEMLİ'
Parlar'ın
konuşmasının ardından eğitimde bir konuşma da TÜDEF ve TÜKODER Genel Başkanı
Aziz Koçal yaptı. Koçal, konuşmasında Türkiye'de tüketici hak ihlalleri
mücadelesinde kadınların önde olduğunu belirtirken; 'Alışverişlerin çoğunluğunu
kadınlarımızın yaptığını biliyoruz. Eşitliği savunuyorsak erkekler de kadınlar
kadar alışveriş yapmalıdır. Neden yapamıyorlar? Çünkü ev ekonomisi en idareli
kullanan kadınlarımızdır. O nedenle tüketici haklarının ne olduğunu bilmeleri
açısından kadınlarımızın bu tür eğitimlere katılmaları çok önemlidir' dedi.
'YOKSULLUK TÜKETİCİNİN KADERİ Mİ?'
TÜKODER'in
hak temelli mücadelesinde de kadınların ön planda yer aldığını söyleyen Koçal;
'TÜKODER, tüzüğünden hareketle tüketici bilincinin oluşmasında, tüketici
bilgilendirilmesinde ve örgütlülüğünün sağlanmasında 30 yıldır mücadelesine
devam ediyor. Neden örgütlü olmamız gerektiğini, çevremizde yapılan birçok hak
ihlali ile çok daha iyi görüyoruz. Bugün Dünya Gıda Günü'dür. Dünyada her 9
kişiden biri yatağa aç giriyor. Ülkemiz nüfusunun 4'te 1'i yeterli gıdaya
ulaşamıyor. Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verenlerin sayısı gittikçe
yükseliyor. Yoksulluk her gün biraz daha artıyor ki pandemi bu süreci biraz
daha hızlandırdı. Bu sürece baktığımızda yoksulluk, yokluk acaba tüketicinin
kaderi midir? Elbette değildir. Yoksulluğu tüketicinin kaderi olmaktan
çıkaracak olan yine tüketicilerimizdir. Pandemi ile mücadelede bağışıklık
sisteminin güçlü olması söyleniyor. Ama öyle bir zamana gelindi ki pandemi
nedeniyle birçok kesimde işsizlerin artması, hane ve kişi gelirinin düşmesi,
açlık ve yoksullukla mücadele eden tüketicilerin sayısının çoğalması nedeniyle
maalesef yeteri kadar beslenemiyoruz. Güvenli gıdaya ulaşamıyoruz. Çünkü alım
gücümüz düştü. Pandemi ile mücadelede sadece sermayenin güçlendirilmesi değil,
tüketicilerin alım gücünü güçlendirecek ekonomik tedbirlerin de uygulanması
gerekiyor. Bu tedbirleri almadığınız sürece tüketicinin bağışıklık sistemini
güçlendirecek gıdaya ulaşması gittikçe zorlaşıyor' sözlerine yer verdi.
'KENDİ ÜRÜNLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM'
Koçal,
güvenli gıdaya ulaşmanın diğer bir ayağının da kooperatifleşme olduğunu
belirtirken; 'Üreticiler, üretim alanında, tüketiciler de tüketim alanında
kooperatifleşecek ve güç birliği yapacaklardır. Güvenilir ve ekonomik gıdaya
ulaşmanın bir başka yolu da çiftçilerin üretim aşamasındaki girdi
maliyetlerinin düşürülmesinin sağlanmasıdır. Bu da yine merkezi hükümetin
uygulayacağı doğru tarım politikasından geçmektedir. Neo-liberal ekonomiden
kaynaklı yanlış uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle tarımda bile dışa
bağımlı hale başlıyoruz. Tarım ülkesiyiz ama saman ithal eden hale dönüşüyoruz.
Siz, tarımınıza, tohumunuza sahip çıkmadığınız sürece ülkenizin
bağımsızlığından söz edemezsiniz. O nedenle bizler, kendi ürünlerimize sahip
çıkacağız' dedi.
'SAĞLIK VE GÜVENLİK EVRENSEL HAKTIR'
Ürün güvenliğinin
tüketiciler açısından önemine dikkat çeken Koçal; 'Tüketicinin sağlık ve
güvenliğini koruma hakkı, evrensel tüketici haklarından bir tanesidir.
Aldığınız ürünün ne kadar güvenli olduğunu ya da onu üreten firmanın güvensiz
ürün üretip üretmediği nerelerden öğrenebileceğinizi, güvensiz bir ürünle
karşılaştığınızda ne yapmanız gerektiğini, güvensiz ürünleri hangi birimlerin
ne şekilde denetlediğini, ürünler üzerinde olan işaretlerin ne anlama geldiğini
bugün öğreneceğiz' ifadelerine yer verdi.
'EKONOMİK TEDBİRLER ALINMALI'
Ürün
güvenliği konusunda sunum yapan Koçal; 'Kalite ve standartlara uygun bir ürün
bir tarafta 100 TL, diğer tarafta merdiven altı ürün 50 TL. Sizin alım gücünüz
100 TL'lik ürüne yetmiyor. Mecburen 50 TL'lik ürünü alacaksınız. Ülkede asgari
ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir dönemde ne yapacaksınız? Merdiven
altı ürünlerle mücadele etmek, tek başına ürün güvenliğini geliştirmekten ya da
doğru bilgilendirmeden geçmiyor. Beraberinde tüketicinin alım gücünü de
yükseltecek ekonomik tedbirlerin de alınması gerekmektedir. Bunu 1 yıl önce
Türkiye'deki herkes boğazına şırınga çikolata kaçan çocuk ile gördü. Çünkü
tüketicinin sağlığını ne şekilde tehdit ettiğini tespit edilmeyen ve ürün
güvenliği ile ilgili prosedürü taşımayan bir ürün, çocuğumuzun hayatını
kaybetmesine neden oldu' dedi.
'KULLANIM KILAVUZU ÖNEMLİ'
Güvenli
ürünlerin kullanım süresi olması gerektiğini vurgulayan Koçal; 'Her ürünün
kullanım süresi olması gerekir. İkincisi de hizmete sunulmuş olması
gerekmektedir. Üçüncüsü, kullanımına, kurulumuna, bakım ve gözetimine ilişkin
içinde bulunan kullanma kılavuzu olması gerekir. Normal koşullarda
kullanıldığında risk taşımayan veya sadece ürünün kendine özgü, insan sağlığını
tehdit etmeyen riskler taşıyan bir ürün olması, insan güvenliğini için gerekli
düzeyde korumayı sağlayan ürünlere güvenli ürün adı veriyoruz. Kullanma
kılavuzları, ürünün kullanıcı hatalarında kaynaklı arızalara neden olmaması
için nasıl kullanıldığını bilinmesi açısından çok önemlidir. Çünkü bir ürün
aldığınızda ayıbı çıkarsa ya da arızalanırsa sizin haklarınız var. Ürünü
yenisiyle değiştirebilir ya da ürünü iade ederek paranızı alabilirsiniz. Ama
bunu yapabilmeniz için en önemli unsurlardan bir tanesi, kullanıcı hatası
olmaması gerekiyor. İçindeki kılavuza uygun kullanılması gerekiyor' sözlerine
yer verdi.
'YETKİLİ SERVİS ÇAĞIRIN'
Elektronik
cihazların kullanımı konusunda katılımcıları uyaran Koçal; 'Birçok elektronik
cihazı satın aldığımız gibi kullanmaya başlıyoruz. Elektronik cihazları,
yetkili servisini çağırarak ürünü kurmasını sağlayın. Eğer yetkisiz bir servise
ürünü kurdurursanız ya da siz kurarsanız, garanti süresini başlatmamış
olursunuz. Bu yüzden doğabilecek ya da doğan tüm hasarları cebinizden ödemek
zorunda kalırsınız. Çünkü garanti kapsamı dışına çıkar. Bu haklarınız, 6502
sayılı Tüketicinin Koruması Hakkındaki Kanunun içindedir. Karşılaştığınız tüm
sorunlar, Tüketici Hakem Heyeti'ne gider' diye konuştu. Koçal'ın sunumunun
ardından toplantıda gün boyunca Türkiye'deki ürün güvenliği, piyasa gözetimi ve
uygunluk değerlendirme süreçleriyle ile ilgili eğitimler verildi. Eğitim
programı, soru ve cevap bölümü ile sona erdi.
Bakmadan Geçme





