'˜Sultanların Şehri'ne özel albüm
Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü Öğretim Görevlisi Hasan Islattı, 40 yıllık müzikal birikimini Şehr-i Sultan Edirne albümü ile taçlandırdı. 14 Mayıs Pazartesi günü 20.00'da Sezai Irmak Art Academy Salon Şelale'de Edirne'ye tanıtacağı Şehr-i Sultan Edirne albümü ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Islattı, 7 besteden oluşan ve Edirne'nin tarihi dokusunu anlatan albümünü Edirne'ye hediye ettiğini açıkladı. Islattı, Edirne Sarayı adlı bestesiyle başlayan albümün Edirne ve Türkiye için bir ilk olacağını söyledi.
Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü Öğretim Görevlisi Hasan Islattı, 40 yıllık müzikal birikimini Şehr-i Sultan Edirne albümü ile Edirnelilere sunuyor. Islattı, Taşodalar Otel'de düzenlediği toplantı ile 2 yıl önce başladığı ve 7 bestesinin bulunduğu albümünü 14 Mayıs Pazartesi günü 20.00'da Sezai Irmak Art Academy Salon Şelale'de Edirne'ye tanıtacağını açıkladı. Islattı, toplantıda Şehr-i Sultan Edirne adlı albümünün enstrümantal bir albüm olduğunu açıklayarak; 'Sözlü bir albüm değil. Edirne ismi var ama Edirne türküleri albümü de değil. Tamamen 7 eserden oluşan bir albüm ve 7'si de sadece Edirne için bestelenmiş ve üretilmiş eserlerdir. Hangi tarihi mekân ya da olayı ele almışsak o konseptte elimizden geldiğince uygun besteler yaratmaya çalıştık. Bu albüm Edirne'de bugüne kadar hiç yapılmayan bir ilk çalışmadır. Edirne'nin belgeseli, müzikal anlatımı olarak belki de Türkiye'de ilk çalışma oluyor' ifadelerine yer verdi. Şehr-i Sultan Edirne albümünü çıkarmaktaki amacının Edirne'nin kültürel değerlerini müzikal olarak anlatmak ve Edirne'nin tanıtımına katkıda bulunmak olduğunu söyleyen Islattı; 'Şehrin belgeselini tasvir eden bir albüm çalışmasıdır. Bir amaç ve araç ilişkisi vardır. Bir albüm aldığınızda amaç nedir? Albümdeki şarkıları dinlemektir. O amaçla yola çıkarız. Ben bu amaç ve araç ilişkisini tam ters çevirdim. Araç, müzik; amaç, Edirne'yi tanıtmak. Amacım öncelikle Edirne'yi Türkiye'ye ve hatta dünyaya tanıtabilmek. Bu fikirden yola çıkarak nasıl bir konsept olabileceğini düşündüm' dedi.
'Kitapçığı hem Türkçe hem İngilizce'
Şehr-i Sultan Edirne albümünde Edirne'yi tanıtan bir kitapçığın da bulunduğunu açıklayan Islattı; 'Çok değerli büyüğüm Cengiz Bulut'a çok teşekkür ediyorum. Albümün içindeki bütün tarihsel bilgileri Cengiz Bulut hazırladı. Bununla da yetinmedim, madem ki Edirne'yi uluslararası platforma taşıyacağız; ne yapmam gerekirdi? Bütün o bilgileri İngilizce'ye çevirttim. Çok değerli arkadaşım Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümü'nden Şaziye Alkayalar, bütün metinleri İngilizce'ye çevirdi. Bence bu uluslararası bir albüm oluyor. Fotoğraf seçiminde nasıl bir konsept izlememiz gerektiğini düşündüm. Eskilerden günümüze fotoğrafları taşıyalım istedim. Bulabildiğimiz en eski fotoğrafları Cengiz Bulut temin etti. Güncel fotoğrafları da Enver Şengül hazırladı. Kendisine teşekkür ediyorum' sözlerine yer verdi.
'En iyi müzisyenlere çaldırdım'
Edirne'yi ve Edirne'nin tarihi dokusunu anlatan toplam 7 eser bestelediğini söyleyen Islattı; 'Albüm çalışması boyunca İstanbul'da 2 ayrı stüdyoda çalıştık. Türkiye'nin en iyi ve en önde gelen aranjörlerinden Koray Aykılıç, aranjeleri yaptı. İkinci stüdyo da Map Production Mustafa Arapoğlu'nda enstrümanlar çalındı. Ben 40 yıldır müzik yapıyorum. Birçok kez '26 dünya enstrümanını çalan öğretim görevlisi' olarak haberlerim basında yer aldı. Fakat bu albümde hiç çalmadım. Çalabilirdim, 40 yıldır birçok enstrümanla iç içeyim. Fakat hiçbir eksik olsun istemedim. Ben çalarım, kendime fazlasıyla yetecek kadar çalarım. Fakat virtüöz boyutunda mıyım? Değilim. O halde Türkiye'nin gerçekten '˜A Takımı' denen en iyi müzisyenlerine çaldırdım. Bunu bir Edirneli olarak sanat adına ne yapabileceğimi düşünerek Edirne'ye armağan albümü niteliğinde hazırladım' dedi.
Albüm lansmanı 14 Mayıs'ta
Şehr-i Sultan Edirne albümü için hiçbir yerden sponsorluk istemediğini ve reklam almadığını belirten Islattı; 'Hiçbir yere proje olarak sunmadım. Tamamını kendim karşıladım. Çok küçük düşünceyle başladım ama daha büyütmem gerektiği ve profesyonel olması inancı ile Edirne'ye profesyonel bir çalışma sunmak hayaliyle şu anda finansal olarak 65 bin TL'yi aştım. Yapımcı firmam, Taşkın Müzik Prodüksiyon, Yunus Taşkın etiketiyle çıkacak. Kendilerine teşekkür ediyorum. Çok değerli büyüğüm Sayın Sezai Irmak'a da çok teşekkür ediyorum. Çalışmam boyunca bana sonsuz destek verdi ve albümün lansmanını 14 Mayıs 2018 Pazartesi akşamı 20.00'da Sezai Irmak Art Academy Şelale Salonu'nda gerçekleştireceğiz. Edirne'ye ilk sunumunu orada yapacağız' ifadelerine yer verdi.
'14 Mayıs'tan sonra albüm Edirne'nin'
Şehr-i Sultan Edirne albümüne bakış açısını açıklayan Islattı; 'Orhan Gencebay bir söz söyler; '˜Ben besteyi yapıyorum. Ne zaman ki beste halka indi, o albüm artık benim değil halkındır' der. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. 14 Mayıs'a kadar bu albüm benim. 14 Mayıs'tan sonra bu albüm artık Edirne'nin. Bu nedenle ben o gece bütün Edirne'yi davet ediyorum. Benim albümüm değil, sizin albümünüz. Kendi albümünüze katılmanızı diliyorum. Edirne'ye sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum' dedi.
'Edirne Sarayı ile başlıyor'
Islattı, basın mensuplarının Şehr-i Sultan Edirne albümündeki bestelerini sorması üzerine cevap vererek; 'Albüm Edirne Sarayı ile başlıyor. Eserlerin ayrıntılarını lansman gecesinde anlatacağım. Her şarkı arasında hikâyesini anlatacağım. Bunlar herhangi besteler değil. Sıradan enstrümantal besteler değil. Her eserin ezgisinde, her çalımında bir hikâyesi var. Bir film gibi düşünün, bir senaryo var. Filmi görsel anlatıyorsunuz, ben müzikle anlatmaya çalıştım. İkinci eser Balkan Şehitliği, üçüncü eser Kırkpınar, dördüncü eser Meriç Nehri, beşinci eser genel anlamda serhat nedir, altıncı eser dünya mimari eserimiz Selimiye ve son eserimiz ise Külliye, Osmanlı tabiriyle Şifahane'dir. Her hafta inanılmaz bir ziyaretçi akını var. Şifahane'de, Selimiye'de nasıl bir ezgi bekleriz? Tasavvufi bir ezgi. Sarayda nasıl bir ezgi olur? Daha şaşalı. Meriç'te daha durgun bir ezgi var. Kırkpınar'da olmazsa olmaz davul zurnadır. Yaptığımız çalışmada şunu gördüm; her müzik kendi içerisinde bir hikâyesi var ve hepsi farklı. Kırkpınar'da davul zurna çalıyor, diğer şarkıda yok. Çünkü onda olması gerekirdi. Balkan Şehitleri'nde bir acı, hüzün var. O halde türkü ezgisi olması gerekirdi. Ney, balaban, bağlama vardır. Bunlara da çok dikkat etmeye gayret gösterdim' sözlerine yer verdi.
'Edirne ve Türkiye'de ilk'
Şehr-i Sultan Edirne albümünün zor bir çalışma olduğunu söyleyen Islattı; 'Ben müzisyen değilim, Almanca Öğretmeniyim. Ben notadan hiç anlamam, nota hiç bilmiyorum. Nota hiç bilmeden bu albümde Türkiye'nin '˜A Takımı'na Müzik Yönetmenliği yaptım. Zor oldu. Onlar için de zor oldu. Kendilerine de çok teşekkür ediyorum. Diğer albümlerde harcadıkları zamanın 3-4 katını harcadılar. Çünkü demoları kulaktan dinlete dinlete çaldırdım. Nota olmayınca dinletmem gerekiyordu. Güzel bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Yoruldum, A'dan Z'ye bütün her şeyin başında olmam gerekiyordu. Çünkü konsepti benden daha iyi bilen yoktu. İstanbul'da grafik tasarımını yaparken dahi oradaydım. Hangi resmin hangi sayfaya gelmesi gerektiğini ben biliyordum. Bu nedenle çok yoruldum ama inanıyorum ki bu yorgunluğa değecektir. Böyle bir çalışma Edirne'de ilk kez oldu ve şehri tasvir eden, belgeselini müzikal olarak anlatan Türkiye'de bir ilk. Ben bundan da çok gurur duyuyorum. Diliyorum ki Edirne de bu albümle mutlu olurlar, gurur duyarlar. 14 Mayıs'ta tüm Edirne'yi lansman gecesinde görmeyi arzu ediyorum' dedi.
'Müziğimi seve seve veririm'
Edirne'yi tanıtım videolarında kullanılan müziklere de dikkat çeken Islattı; 'Edirne'de zaman zaman çok değişik tanıtım videoları çekiliyor. Bu videolarda kullanılan müzikler kaçak. Bazı arkadaşlarımız, telifi olmayan internet sitelerinden indirdiklerini söylüyorlar. Öyle bir şey yok, yasak, suç işleniyor. Telifi olmayan müzik sitesi diye bir şey yoktur. MESAM, MSG ve MÜYAP vardır. Hepsi oraya mutlaka kayıtlıdır. İzin istenir, o izin de telif karşılığı parayla ya da parasız verilir. Ama izin mutlaka olacaktır. İzinsiz kullanılıyor, korsana giriyor, çalıntı oluyor. Benim müziklerimi herhangi bir videoda kullanmak isteyenlere seve seve veririm. Eğer bunlar yetmiyorsa da devamını da bestelerim. Yeter ki işin içinde Edirne olsun, Edirne için bir şey yapalım' ifadelerine yer verdi.
'Edirne'ye hediye ediyorum'
Edirne'yi müzikle temsil etmek istediğini söyleyen Islattı; 'Ressam, Edirne'nin bir görüntüsünü çizer, Edirne'yi göstermek ister. Şair, kelimelere döker. Edirne üzerine roman yazarsınız. Çok güzel Edirne'yi temsil eden heykeller var. Ben de Edirne'yi ilk kez müzikle temsil etmeye çalıştım. Bu şekilde Edirne'yi anlatmak istedim. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da diğer kurumlar olsun şarkılarımı seve seve veririm. Telif konusunda da kimsenin tereddüdü olmasın. Ben zaten bu albümü Edirne'ye hediye olarak yapıyorum. Bu şarkıları da Edirne'ye hediye ediyorum. Finanse etmiş olmam önemli değil. Bu albümü kendim istedim ve yaptım. Edirne'ye hayırlı olsun' dedi.
'Ziyaretçilere hediye edilmesini isterim'
Islattı, konuşmasında Edirne'nin turizm potansiyeline de dikkat çekerek; 'Edirne'ye çok fazla ziyaretçi geliyor. Edirne Valiliği'ne, Edirne Belediyesi'ne, Trakya Üniversitesi'ne protokol ziyaretlerimiz de çok oluyor. Her gelen ziyaretçilere mutlaka bir hediye paketi hazırlanır. O paketin içine mutlaka aynalı süpürgemizi, badem ezmemizi, mis sabunumuzu koyuyoruz. Bunlar, Edirne'mizi temsil ediyor. Valiliğimizin, Belediyemizin, Üniversitemizin ve tüm kurumlarımızın bu albümlerden alarak hem arşivlerinde bulundurmalarını hem de hediye paketinde ziyaretçiler için bu albüme de yer vermelerini arzu ederim. Çünkü albümde hem eserler var hem de içindeki kitapçıkta Edirne var. Ortalama albüm kitapçıkları 8-10 sayfa olur. Albümümüzün kitapçığı 20 sayfadır. Bütün hepsinin tarihsel geçmişini Türkçe ve yabancılar da okuyabilsin diye İngilizce anlattık. Kurum, kuruluş ve ticari erbabımızın sahip çıkmasını arzu ederim' sözlerine yer verdi.
'Gençler 10 kat iyisini yapabilmeli'
Islattı, Edirne'nin sanatsal açıdan eksik kaldığına ve sanatsal üretimlerin olmasının gerekliliğine dikkat çekerek; ' Son yıllarda Edirne'miz gerçekten güzel bir turizm potansiyeline ulaştı. Hafta sonları adım atamaz hale geldik. Bundan büyük bir mutluluk duyuyorum. Müzelerde ziyaretçileri görüyoruz. Duyduğuma göre geçen hafta Külliye'deki bir günlük ziyaretçi sayısı 4 binin üzerine çıkmış. İnanılmaz güzel bir olay. Ama buna kültür, sanat adına bir şeyler yapmak lazım. Ben 50 yaşındayım. Almanca Öğretmeniyim, müzisyen de değilim. Kendim böyle bir çalışma yaptım. Genç kardeşlerim bunun 10 kat daha iyisini yapabilmeli. İnanıyorum yapabilirler. Belki şevk eksik. Belki de benim albümüm onlara bir parça şevk verecektir. Ben nota bilmiyorum, çaldıra çaldıra nota okuttum. Onlar nota hazırlayabilirler. Ben destek isteyemedim, yapamadım. Benim öyle bir huyum yok. Kapı çalıp '˜bana sponsor olur musun?' diyemedim. Ama gençlerimiz desin, kapı çalsınlar. Kapı çalamadığım için bunu kendim karşıladım. Başka çıkar yolum yoktu. Ama onlar yapsınlar, istesinler' dedi.
'Müzik benim her şeyim'
Islattı, konuşmasının sonunda özgeçmişiyle ilgili bilgi vererek; 'Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü'nde öğretim görevlisiyim. 8 yaşında müziğe başladım ve 40 yıllık bir müzik geçmişim var. Almanya'dayken ağabeyimin teşviki ile bağlama çalmaya başladım. Uzun yıllar bağlama ile ilgilendim. 25 yılı bitirdikten sonra artık başka ülkeleri merak etmeye başladım. Nasıl ki bizim müziğimizde bağlama, ud enstrümanlarımız, halk müziğimiz varsa başka ülkelerin hangi enstrümanları çaldığını merak ettim. Ben nota öğrenmedim, merak etmedim. Belki öğrenebilirdim ama ben müziğin nazariyatını çok merak ettim. O nedenle yabancı ülkeleri takip etmeye başladım. Hindistan'dan sitar getirtebilmek için 9 yıl bekledim. Hint sitarını şu anda almak çok kolay. İnternetten alışveriş yapabilmek çok basit. Hint müziğini öğrenmek çok zaman ister. Ona çok yöneldim. Yunan buzukisi alırsınız ama Yunan sirtaki müziğinin formatı nedir? Yıllarca emek istiyor. Bütün ömrüm boyunca boş zamanımı sadece müzikle geçirdim. Edirne'de 3 kez stüdyo kurdum. Stüdyolarımda besteler ürettim. Müzik ömrümde hiç vazgeçemeyeceğim tutkum, benim her şeyim. Bestelerim de var. Onlardan albüm yapabilirdim. Bu harcadığım para ile 2 tane normal albüm çıkartır, klip de yapabilirdim. Belki şöhret bile olurdum. Albümde son güne kadar kendi fotoğrafımı dahi koymadım. Dün firma zorladı, 20 sayfalık kitapçığın sadece son sayfasına koydum. Çünkü albümü ben yaptım ama Edirne var. Albüm çıktığında göreceksiniz; büyük yazıyla Şehr-i Sultan Edirne, altta küçük yazıyla Hasan Islattı yazıyor' ifadelerine yer verdi.
Bakmadan Geçme

Birlik ve dayanışma adına kermes düzenlendi

“Cumhuriyetimizin Kurucu Değeri Türk Milliyetçiliği" konferansı düzenlendi

Pembe renkli Edirne gülü, ekonomik ve turistik değer haline getirilecek

Pazarda çıkan kavgada 1 kişi yaralandı

Bayazıt Tarım Fuarını ziyaret etti

Miniklerden tütün bağımlısı ailelerine sigarayı bırakmaları çağrısı