'Kavacık'a OSB cinayettir'
Edirne'nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kavacık köyünde kurulması planlanan Karma OSB'ne karşı çıkan köylülerin, Danıştay 6'ncı Dairesi'ne başvurmasının ardından bölgede mahkeme kararıyla bilirkişi keşif ve incelemesi gerçekleştirildi. İnceleme sırasında köylüler de hazırladıkları pankartlarla OSB istemediklerini haykırdılar. OSB planının şeritlerle gösterildiği bölgede, şeritlerin köy mezarlığından ve mezarlıkta bulunan bazı mezarların üzerinden geçmesi ise dikkat çekti. İncelemesinin ardından Av. Bülent Kaçar, Kavacık'a OSB kurulmasının cinayet olacağını söyledi.
Edirne'nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kavacık köyünde kurulması planlanan Karma Organize Sanayi Bölgesi'ne karşı çıkan köylülerin, Danıştay 6'ncı Dairesi'ne başvurmasının ardından bölgede mahkeme kararıyla bilirkişi keşif ve incelemesi gerçekleştirildi. İncelemeye Kavacık köylülerinin avukatı Bülent Kaçar'ın yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan bir avukat ve bilirkişi heyeti katıldılar. Kavacık halkı, bilirkişi heyetini '˜Köyümüze OSB İstemiyoruz', '˜Yaşam Hakkıma Dokunma', '˜Çevreye Duyarlı İnsana Saygılıyız', '˜Merama Mezarıma Toprağıma Suyuma Dokunma' yazılı pankartlarla karşılarken; Edirne, Uzunköprü ve Keşan Kent Konseyleri ile sivil toplum örgütleri de köy halkına destek verdiler. İnceleme sırasında OSB'nin planlandığı alanın şerit ile çevrildiği görüldü. Plana göre OSB planının köy mezarlığından geçtiği dikkat çekerken; planı gösteren şeridin bazı mezarların üzerinden geçmesi, vatandaşların da OSB planına tepki göstermesine neden oldu. Köy halkı, OSB'nin yapılması halinde mezarlığın akıbetinin ne olacağını sorarken; mezarlıkta 2010 yılında şehit düşen Piyade Çavuş Oğuz Yelken'in de şehitliğinin bulunduğunu da belirttiler. Köy halkı ayrıca OSB'nin planlandığı alanda köy merasının, tarımda sulama amacıyla kullanılan köy barajının ve köy kuyularının da bulunduğunu, OSB'nin kurulması halinde köyde tarım ve hayvancılığın sona ereceğini ifade ettiler. Kavacık köylülerinden Sevim Ceylan, köylerinin yok olmamasını istediklerini söylerken; 'Biz burasını otlak olarak istiyoruz. Hayvanlarımızı otlatmayı, barajımızla tarlalarımızı sulamayı, mezarlığımızı istiyoruz. Bu mezarlık yok olursa ölülerimizi evlerin yanına mı gömeceğiz? Bize hiçbir şey kalmaz. Biz, burasının köylülerimize bırakılmasını istiyoruz. Biz OSB'ye karşı değiliz, OSB'yi başka yere götürsünler. Biz burasını otlak olarak istiyoruz. Koyunlarımızın, hayvanlarımızın otlağı olarak kalsın' ifadelerine yer verdi.
'OSB'ye uygun değil'
Sebahat
Ceylan ise OSB'nin köy yerleşimine yakın bir alanda olmasının uygun olmadığını
belirtirken; 'Buraları gelip bir görsünler; OSB'ye uygun mu, değil mi? Köyümüze
bu kadar yakın olması hiç uygun değil. Daha uygun yerlere kurulması daha iyi
olur. Şu güzel köyümüzü yok etmek istemiyoruz. Yeni doğan çocuklarımız neden
buralara sahip çıkmadığımızı söyleyerek yarın bizlere beddua etmesinler' dedi.
Köylülerden Mükerrem Arıca ve Necmiye
Göçmen de OSB'nin kurulmasına karşı olduklarını belirttiler.
'Arazi yok, mera yok, ne yapacağız?'
Kavacık
köyünde tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlayan Mustafa Orman da OSB'nin
kurulması halinde köyün merasız kalacağına dikkat çekerken; 'Sadece tarla işi
kurtarmıyor, girdiler çok pahalı, masraflarımız var. Ek olarak da koyun
işleriyle uğraşıyoruz. Meramız çok iyiydi, cevizlik yaptılar ve bizi buraya
yolladılar. Buraya da almak istiyorlar. Alırlarsa burada ne yapacağız? Önce
Çorlu'ya da bunu yaptılar. Çorlu'ya organize sanayi geldi, İstanbul sanayisini
taşıdılar, bugün Ergene nehri zehir akıyor. Ergene nehrine sınır olan köylerde
bugün her evde bir kanser hastası vardır. Bizim burada 250 metre yeraltından su
geliyor. Neden buraya organize sanayi yapılmak isteniyor? Git başka yere yap.
Başka yerimiz yok mu? Biz buğday, ayçiçeği, mısır ihraç ederdik; şimdi ithal
ediyoruz. Hatta samanı bile ithal edecek duruma düştük. Durumumuz içler
acısıdır. Çiftçi zaten tarladan kazanamıyor. Ayçiçeğini bugün 2 bin 700 TL'ye
alıyorsun, posası olan kabuğunu bin 300- bin 600'e satıyorsun. Yem çuvalı olmuş
80 TL. Bu koyunlardan kurbanlık olarak 15-20 kuzudan para geliyor. Onlardan
gübre, mazot geliyor da öyle ekiyoruz. Hem koyun başına destekleme veriyorsun,
akabinde de arazilere OSB yapıyorsun. Bu nasıl lahana turşusu, bu nasıl perhiz?
Ben bunu anlamış değilim. O yüzden bunu devlet yetkililerine söyleyin. Tarım ve
Orman Bakanlığı, senin görevin ne? Köylünün yerleşim alanı varsa arazi de, mera
da vermen lazım. Yerleşim alanı var, arazi yok, mera yok. Biz ne yapacağız?
Bize onlar söylesin' sözlerine yer verdi.
'Mezarlığın üzerinden geçiyor'
Bilirkişi
heyetinin keşif ve incelemesi öncesi köy halkına destek vermek için bölgede
bulunan Yüksek Harita Mühendisi Yılmaz Eren de Kavacık köyünün OSB planlarını
incelediğini açıklarken; 'Çok güzel çizilmiş, her şeyi düşünülmüş, fonksiyonel
bir plan olmadığını gördüm. Köylülere de yardımcı olmak açısında bu imar
planını, araziye uygulama fikri gelişti. Köylülerin de talebiyle bir çalışma
yaptık. Şeritlerle, kazıklarla organize sanayi bölgesinin yapılacağı alan,
koruma sahası, fabrikaların yapılacağı alanlar görsel olarak işaretlendi.
Bunlar en azından köylülere, dışarıdan gelecek olanlara, buraya OSB yapılmasını
istemeyen insanlara bir ölçüde kılavuz olacak. Bunun da etkisi olduğunu
görüyoruz. Örneğin; burada mezarlığın üzerinden geçen şeritler var. Bu
mezarlıktan tel örgüler geçecek. Bir taraf sanayi alanı, bir taraf köyün
mezarlığı olacak. Vahim bir şey var, ben de bunu görsel olarak ifade ettim'
dedi.
'Bilime ve hukuka inanıyoruz'
Bilirkişi
keşif ve incelemesi sırasında mahkeme kararıyla basın mensuplarının görüntü
almasına izin verilmezken, keşif ve incelemenin ardından köy avukatı Bülent
Kaçar, OSB ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kaçar, 1/100.000 ve 1/25.000
planlarda mutlak tarım arazisi olan 715 dönümlük alana karma OSB kurulması
planına karşı Danıştay 6'ncı Dairesi'ne dava açtıklarını belirtirken; 'Ekolojik,
tarımsal ve hayvansal olarak korunması gereken mutlak tarım arazisine organize
sanayi bölgesi kurmak, özellikle karma organize sanayi bölgesi ile buraya genel
makine fabrikalarını, tekstil fabrikalarını taşımak bir cinayettir. Bütün
ülkeye ait olan bu varlık, Kavacık köylülerine rağmen Ankara'da taksitle çok
ucuz bir miktara satılmıştır. Şimdi de Kavacık köylülerine rağmen bu arazi
üzerine de kirletici faaliyetlerin olacağı bir karma organize sanayi bölgesi
ile buradaki bütün doğal yaşama, tarımsal ve hayvansal faaliyetlere darbe
vurulmaya çalışılıyor. Ancak Kavacık köylüleri olarak bilime ve hukuka
inanıyoruz. Biz, Trakya planlamasında bugüne kadar Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı'na karşı bu çevreyi, Trakya'nın doğasını, ekolojisini, tarım
topraklarını koruduk ve korumaya da devam edeceğiz. Elde ettiğimiz onca
bilirkişi raporu, Danıştay ve mahkeme kararı Trakya'da ana fonksiyonun tarımsal
faaliyetler ve hayvancılık olduğunu ortaya koymuştur. Bu kesinleşen hükümler ve
bilirkişi raporları çerçevesinde inanıyoruz ki bilirkişi heyeti ve Danıştay
6'ncı Dairesi de bu hukuksuz planlamaya geçit vermeyecektir. Çünkü Kavacık
halkı, Trakya'da bir örnek şekilde birlik ve beraberliğini tüm süreçlerde
ortaya koymuştur. Kavacık köyü halkı olarak davamızla, planlara itirazlarımızla
bu süreci yakınen takip edeceğiz ve bu hukuksuzluğa biz de bir dur diyeceğiz'
sözlerine yer verdi.