Büyükşehir hayal mi oluyor?

Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa Milletvekili ve Edirne eski Milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Edirne İl Gençlik Kolları'nın 5'inci Olağan Kongresi öncesi basın toplantısı düzenledi. Edirne Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısına AK Parti İl Başkanı İlyas Akmeşe ile AK Parti Edirne Milletvekili Rafet Sezen de katıldılar.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Akmeşe, AK Parti Edirne İl Gençlik Kolları'nın 5. Olağan kongresini gerçekleştireceğini söyleyerek; 'Bu vesileyle Sayın Bakanımız hem bizleri ziyaret etti hem de basınımızla buluşalım dedi. Sayın Bakanımızın Edirne'de yaptıklarını burada anlatmakla bitiremeyiz. Edirne'ye hizmetlerinden dolayı ben bir kez daha Edirne halkı adına Sayın Bakanıma çok teşekkür ediyorum. Hem burada görev aldığı sürece hem ondan sonraki süreçlerde ne zaman Ankara'ya gitsek veya yardım istesek mutlaka bizimle beraber, Edirnelilerin yanında olmuştur. Bu, böyle de devam ediyor. Sayın Bakanımız gönül bağını Edirne'den koparmamıştır. Hatta ilk seçildiği zaman Edirne'ye geldiği zaman '˜Bir daha buraya uğramaz' gibi bir sürü laflar ve dedikodular duymuştuk. Maalesef onların dedikleri gibi olmadı. O diyenlerden Sayın Bakanım, hem Bakan olduğu sürece hem Milletvekilliği süresince hem de şu anda Edirne'ye daha çok geliyor ve Edirne'yi çok seviyor' ifadelerine yer verdi.

Akmeşe'nin açılış konuşmasının ardından Edirne ve Türkiye gündemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Müezzinoğlu, Edirne'nin gönlünün bir parçası olduğunu belirterek; 'Gönül dünyamda farklı ve özel bir yeri var. Kendimi bu toprağın insanı olarak hisseden bir kardeşiniz olarak Edirne'ye ne yapsam azdır diyen birisiyim. Rabbim de inşallah üstlendiğim sorumluluğu yerine getirebilmiş olmayı nasip etsin. Bu dönem de sorumluluğum yok diye bir anlayışı hiç benimsemedim, her zaman kendimi Edirne'ye karşı sorumlu hisseden, gücümün yettiği oranda da destek olma gayreti içerisinde olduğumu zaten sağduyusu, vicdanı olan teslim ediyor. Bunu da görüyorum ve mutluyum. Bu, benim heyecanımı da artırıyor' dedi.

Türkiye'nin zorlukları ve sıkıntılarımı olduğunu söyleyen Müezzinoğlu; 'Şu anda Afrin'de operasyon yapan güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz var. Dün özellikle acı haberler geldi, 11 askerimiz şehit oldu. Öncelikle askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Ailelerine sabırlar diliyorum. Zor bir süreçte bu ülkenin askeri, güvenlik güçleri milletçe topyekûn birlik ve beraberlik içerisinde ay yıldızlı bayrağın güçlü dalgalanmasına, milli birlik ve beraberlik içerisinde zorlukları aşacağımıza inanıyorum' sözlerine yer verdi.

 

Türkiye'nin bölgesinde emperyalist güçlerin farklı oyunlarının olduğunu söyleyen Müezzinoğlu; 'Bu oyunları yine Çanakkale'de, İstiklal Harbi'nde olduğu gibi bozacak milli iradesi olan bir milletiz. İnşallah bütün bunları da kısa sürede bertaraf edecek, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bu millete gösterdiği '˜muasır medeniyet seviyesinin üstündeki' hedefe yürüyeceğiz. Zaten bu hedefimizden rahatsız olanlar bir noktada bu tuzakları kuruyor. Bu milletin iddialı olmasından rahatsız olanlar farklı farklı oyunlarla, tuzaklarla milletimizin kaderiyle oynamak istiyorlar ama başaramayacaklar. Dün nasıl başaramadılarsa, bugün de, yarın da başaramayacaklar. Zorluklarımız, sıkıntılarımız oluyor. Bunları da paylaşarak bertaraf edecek ve milletin çoğaltacağımız mutlulukların peşinde koşmaya devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki süreçler bu ülkenin yarınlarının daha güzel olmasına vesile olacaktır' dedi.

Afrin'deki terör örgütlerinin saldırılarda kullandığı silahların yurtdışı kaynaklı olmasını değerlendiren Müezzinooğlu; 'Afrin'de kullanılan silahların yerli olma ihtimali var mı? YPG'nin yerli silahı olabilir mi? PKK'nın yerli silahı olabilir mi? 35 yıldır PKK'nın bize karşı kullandığı silahların tamamı yabancı silahlardır. Bugün YPG'nin de, DEAŞ'ın da, terör örgütlerinin kullandığı silahlar yabancı silahlardır. Önemli olan bu yabancı silahları bunlara verenler kimler? Hangi stratejilerle veriyorlar? Amaçları ne? 6 önce olmayan DEAŞ birden bire nereden çıktı? O bölgede elini kolunu sallayarak her türlü silahı, aracı nasıl buldu? YPG şimdi bu kadar silahı nereden buluyor? Bunların silah fabrikalarının, silah sanayilerinin olmadığını herhalde herkes biliyor. Dolayısıyla kullandıkları silahın yerli olmadığı konusunda değil, bunlara bu silahları temin eden anlayış ne, niye temin ediyor, hedefi ne? Bizi ilgilendiren kısmı Türkiye'nin güvenliğini bozacak herhangi bir oluşum varsa Türkiye olarak buna müsaade etmemek. Silahı kim veriyorsa versin, maşayı kim kullanıyorsa kullansın, kim maşa olursa olsun. Türkiye 80 milyonuyla kendisini rahatsız edecek bütün oluşumlara karşı mücadelesini verecek ve asla onlara o imkânı tanımayacaktır' ifadelerine yer verdi.

Afrin'deki Zeytin Dalı Harekatı'nın süresinin sorulmasına cevap veren Müezzinoğlu; 'Bu hadiselerin süresi olmaz. 2001-2002 yılından bu yana Irak'ta statik bir yapı kurulmadı. 7 yıldır Suriye'deki hadise her yeni gün yeni bir kaos planlar var. Dolayısıyla bunun bir zamanlaması olmaz. Bir bakarsın 6 ay, bir bakarsın 2 ay, bir bakarsın 6 yıl. Çünkü bu bizim matematiğimiz değil. Güç odaklarının bölgede yaptıkları bir matematik, bu matematiği de bozmak zorunda olan Türkiye. Biz, onların yaptığı matematiğe kendi ülkemizin geleceğini teslim etmeyeceğiz. Dolayısıyla süre sormak bile bence doğru bir soru değil. Ne kadar gerekiyorsa o kadar' dedi.

 

Müezzinoğlu'na Edirne'ye kırgın olduğu ve Edirne'ye aylardır gelmemesi sorulması üzerine; 'Edirne'ye kırgın olmam söz konusu değil. Edirne'ye Milletvekili adayı olarak geldiğim günlerde 15 günüm vardır. Zaman zaman nefsime ağır gelecek bazı istisna kendini bilmezler tarafından '˜gelecek, seçilemeyecek gidecek' denildi. Bunun sonrasında seçilince '˜seçilecek ama bir daha gelmeyecek' dediler. Bunu söyleyenlere daha ilk günlerde belki kırgınlığım olmuştur. Ama onun dışında 400 bin Edirneliye asla kırgın değilim. Siyasi görüşü, hayat felsefesi ne olursa olsun hiçbir zaman en ufak bir kırgınlığım söz konusu değil, olmadı. İlk fırsatta da hep geliyorum. Ama neticede Edirne Milletvekili olduğumda Edirnelilere verdiğim sözü nasıl tutmak zorunda olup da tuttuysam Bursa Milletvekili olarak da Bursalılara verdiğim bir söz var ve Bursa, Edirne'nin yaklaşık 9 misli daha büyük bir alan. Edirne'ye geldiğimde bir ayda bir turu tamamlıyordum ama Bursa'da ancak 2-3 ayda tamamlayabiliyorum. Dolayısıyla sık gelemiyor olmamı mazur görmeleri lazım. Fırsat bulduğumda her zaman geldiğimi de biliyorlar. Genel niyetim de 3 ayda bir gelmektir. Kafamdaki planlama budur' sözlerine yer verdi.

Müezzinoğlu, AK Parti içinde pasifize edildiğine dair dedikoduları da cevaplayarak; 'Müezzinoğlu hiçbir zaman yakada rozet derdinde olmadı. AK Parti'yi, ülkesini, Edirne'yi çok seven bir AK Partiliyim. Buraya geldiğimde de yalnız İstanbul Milletvekili ve Edirne Milletvekili adayı olarak gelmiştim. Vatandaşın kapısını çalmak için burada bir rozete ihtiyacım yok. Gönüldeki sevgiye ihtiyaç var. AK Parti Bursa Milletvekiliyim ama Edirnelilerin benim gönlümdeki yeri farklıdır. AK Parti karar organlarındaki görevlerim gelir geçer. Her dönem olacak, hep görevlerin bir üstü olacak diye bir şey yok. Ben, en üst görevlerin hepsini görmüş bir kardeşinizim. Ama hiçbir zaman gücü, bana verilen etiketlerden almadım. Gücü, milletimden ve Edirne'ye olan sevgimden aldım' dedi.

Siyaseti bırakacağına dair açıklamaları da değerlendiren Müezzinoğlu; 'Millet, ülke, bayrak sevgisi herhalde son nefesle bırakılır. Ama resmi sıfatlar bırakılabilir. Resmi sıfatlar konusunda günü gelince değerlendirmeleri de yaparız. Hızlı trenin açılışını dünya gözüyle bir görelim' ifadelerine yer verdi. Edirne'ye yapmak isteyip yapamadığı projelerin sorulması üzerine Müezzinoğlu; 'O bitmez. Sayarsam da bu iş taahhüde girer. 3-5 tane var. Nasip olursa onların da peşinde koşarız. Ama şudur diye söylersem olmaz. Hızlı trenin buraya geldiğini, o hızlı trenle de buraya gelmeyi arzu ediyorum' dedi.

AK Parti içerisinde Türk ve Türklük kavramıyla ilgili olumsuz açıklamalarda bulunan isimlerin olduğu iddiasını yanıtlayan Müezzinoğlu; 'Bu ülkede Türkiye, Türk, Türklük kelimelerinden rahatsız olacak 80 milyonun içinde mutlaka çıkanlar olabilir. Ama bu milletin ana çatısı ve gövdesi Türkiye, Türk milleti hatta büyük Türk milletidir Büyük Türk milleti zaman zaman birilerinin farklı sesleri çıksa bile yolculuğuna devam eder. Bunları da çok problem etmemek lazım. Bu, bütün siyasi partilerin içerisinde vardır. CHP'de de çok farklı boyutlarıyla var. Hatta daha rahatsız edici boyutlarıyla var. Bunlara takılmayın, bir faydası yok. Ana gövde yolculuğuna devam ediyor' sözlerine yer verdi.

Edirne'nin büyükşehir ya da bütünşehir yasasında faydalanması ile ilgisi soru yöneltilen Müezzinoğlu; 'Şu anda partinin veya grubun çalışmaları arasında böyle bir çalışma yok. Meclise gelmiş bir çalışma yok, hükümete gelmiş yok. Fikir bazında şöyle ya da böyle olsa diye çalışılır. Bu 4 yıl önce de doğrusunun bunu büyük illerden ziyade küçük illerde yapmanın doğru olacağı yönünde çalışmalar yapılırken fikir beyan etmiştim. Ama 2019'a böyle bir yasal düzenlemenin geleceği kanaatinde değilim. Zaten Mart sonu itibariyle de gelmediği zaman, o tarihten sonra gelse bile bir sonraki seçime kalır. Şu anda hükümetin gündeminde bütünşehir yasası yok diyebiliriz. Belki büyükşehir yasasının aksayan yönleriyle ilgili bir düzenleme gelebilir ama parlamentoya da şu anda öyle bir düzenleme gelmedi. Ama bütünşehir yasası Türkiye'deki 81 ille ilgili yerel yönetimin yeni çalışma sistematiğidir. Onun da 2019'da geleceğini düşünmüyorum' dedi.

Edirne'nin Tunca ve Meriç Köprüleri ile Kapıkule Gümrük Kapısı'ndaki sorunlarının çözüme ulaşmadığının hatırlatılması üzerine cevap veren Müezzinoğlu, Edirne'nin en büyük hastalığının dedikodu ve fitne üretmek olduğunu söyleyerek; 'Bunu da sağ olun iyi yapıyorsunuz, bir bana yapamadınız. Bu, buradaki insana haksızlıktır. Bizim siyaset anlayışımızda buranın bir tane patronu vardır, o da il başkanıdır. Ben de ona tabiyimdir. Basın toplantısını ben düzenlemedim, ondan talep ettim. Bunu yapmayın, bu insanlar buranın insanları. Bunu yapmak istediğinizi çok yaşadım ama başaramadınız. Çok samimi söylüyorum ama buna herkes dayanamaz. Bu ayıbınızı da görün lütfen. Bu insanlar neticede fedakârlık yapıyor. Bu insanların fedakârlığını şu cümleyle, bu cümleyle Edirne'ye ne kârını görüyorsunuz? Bu tavrın Edirne'ye ne faydası oluyor? Hiçbir faydası olmuyor. Ama zararı oluyor. Kaybeden, yıpranan Edirne insanı oluyor. Yıpratmayın. Her insanın eksiği vardır. Herkes arzu ettiğiniz gibi olamaz. Edirne'de tatlı bir basın toplantısı yapmak istedik, limon sıkmayın. Bütün bunların karşılığında bizim Edirne'den beklentimiz olamaz mı? Olmayacak mı? Edirne ve Edirneliler olarak bir özeleştiri de yapın. Benim de görevim neticede yapabileceğimizin azamisini yapmak ve bunun karşılığında da yaptıklarımızın da takdir görmesini de beklemektir. Takdiri bekliyoruz' ifadelerine yer verdi.