Herkes sağ, merkez sağdan bekliyordu ve ben tam aksine
soldan gelecek diyordum. İşte geldi ve çattı. Birçok kişi İnce’den böyle bir
hareket beklemiyordu ama isminin silinmemesi için bunu yapması gerekiyordu. O
birçok kişiden kastım da ağzı bir karış açık havaya bakan fakat siyaset
profesörlüğü yapan bir kesimdi. Kahvede okey oynayıp kendisini ülkeyi
kurtaracak olan solculardan zannedenlerde diyebiliriz aslında. Devrimcilikle
özdeşleşen her şeye ütopya gözüyle bakan ama kendisi en ileri devrimci
olanlardan bahsediyorum. Neyse onları kendi hallerine bırakalım. Gelelim
İnce’nin yaptıklarına; Muharrem İnce 2018 yılında yapılan seçimlerde çok büyük
bir oy oranı alarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin son yıllarda ulaştığı en yüksek
oy oranına ulaştı. Kendisinin Cumhurbaşkanı adayı olmasına kim karar verdi,
orasını ben çok iyi biliyorum. Sizler de tahmin edebilirsiniz. Son yıllarda
Türkiye siyasetinde kim sivrildiyse onları törpüleyen ya da yeni bir parti
kurdurmaya zorlayan sistem İnce’yi başkan adayı yaptı. Seçimleri kaybedecek ve
daha sonra partiden silinip gidecekti. Seçimleri kaybetti fakat partiden
silinip gitmesi o kadar kolay olmasa gerek. Çünkü İnce’nin arkasında sadece
partililer değil partisinin dışında da güçler olduğu kesin. Edirne’de en az 20
güçlü ismin İnce’nin destekçisi olduğunu biliyorum. Bu isimler İnce bir parti
kurar ise Edirne’deki dengeleri değiştirebilecek türden fakat İnce’nin birçok
dezavantajı parti kurmaz ise beraberinde gelecek çünkü bu isimlerin çoğu makam,
mevki elde etme peşinde de olacaklar. Mesela benim bildiğim en az beş isim
İnce’den Edirne için bir koltuk alma peşindeler. Diyelim ki, Muharrem Bey parti
kurmadı, ne diyecek bu isimlere? “Size bakanlık vereceğim” mi diyecek? Hadi
başkan oldu, bakanlık verdi diyelim kaçına bakanlık verebilecek? Beşine ya da
onuna. Sadece Edirne mi var peki? Tabi ki de hayır.
Demek
istiyorum ki bu ‘Memleket Hareketi’ eğer partiye dönüşmez, parti kurulmaz ise
‘Çıkar Hareketi’ne dönüşür ve sonuç olarak Şener Şen’in filmindeki gibi ‘’Benim
oy nereye gitti’’ hesabına döner. Buradan sayın İnce’ye naçizane bir tavsiyem
var; ya parti kur ya da hiç uğraşma çünkü güvendiğin insanların hepsini bizler de
tanıyoruz. Eğer bir koltuk vermez isen işiniz zor, benden söylemesi. Burası
Türkiye, Fransa değil. Size hatırlatmak isterim. Nerede hareket orada bereket
diyerek başarılar dilerim.
Gelin
birazda soldan sağa geçelim ve Demokrat Parti hakkında konuşalım. Merkez ilçe
başkanı sayın Hafize Belge benim çocukluk arkadaşım, adaşımın annesi.
Bostanpazarı semtinde aynı avluda kirada beş aile yıllarca beraber oturduk.
Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Herkes çocuklara sahip çıkar, beş aile bir
aile gibi yaşardık. Bahsettiğim yıllar 90’lı yılların Edirne’si ve aradan
neredeyse 30 yıl geçmiş. Benimde milletvekili adayı olduğum 2018 seçimlerinde
Necmi Belge (Hafize hanımın eşi) ağabeyimi Bostanpazarı’nda gördüğümde kendi oğlu aday olmuş gibi sevindi, sağ
olsun. Banu Özbozkurt hanımla iki yıla yakın bir süredir tanışıyoruz ve kendisi
çok iyi bir anne. Tam bir Cumhuriyet kadını. Hafize Hanıma ve kendisine yeni
görevinde başarılar dilerim. Fakat gençlik kolları meselesine gelirsek; orada
söylemek istediğim birkaç sözüm var tabi ki. Basın toplantısını izledim ve
detayları gazeteden okudum. Yahu İbrahim başkan koskoca il başkanının yasadan
haberi olmaz mı? 18 yaşında milletvekili seçilme hakkı var tamam da 17 yaşında
bakkala gitsen sigara bile alamazsın. Nasıl siyasi partiye üye olabilirsin ya
da il gençlik kolları başkanı olabilirsin? 40 yıllık partide bunlara hiç dikkat
edilmez mi? Bunlar size oy kaybettirir, benden söylemesi.